"Bebeklerin sadece yüzde 38'i anne sütüyle besleniyor"
- Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Üstün:- "Dünya Sağlık Örgütü, yenidoğan beslenmesinde ilk 6 ay sadece anne sütünü önerirken, Amerikan Pediatri Akademisi de en az 12 ay emzirmeyi önermektedir"- "Besinsel değerinin yanı sıra, anne sütü ucuz ve kolay.
İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yaprak Üstün, Dünya Sağlık Örgütü'nün bebeğin ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmesini önerdiğini, Amerikan Pediatri Akademisinin ise en az 12 ay emzirmeyi tavsiye ettiğini ancak dünya çapında yenidoğanların sadece yüzde 38'inin anne sütüyle beslenebildiğini bildirdi.
Üstün, yaptığı yazılı açıklamada, anne sütünün yenidoğan için en değerli kaynak olduğunu ifade ederek, yapılan çalışmaların, anne sütünün içeriğinde bebeğin gastrointestinal ve immün sistem fonksiyonlarını düzenleyen maddelerle, beyin gelişimi için önemli olan biyoaktif içerikler bulunduğunu gösterdiğini aktardı.
Ayrıca anne sütünün obezite ve tip 2 diyabet gibi geç başlangıçlı metabolik hastalıklara karşı da koruyucu olduğunun bilindiğini vurgulayan Üstün, şu bilgileri verdi:
"Dünya Sağlık Örgütü, yenidoğan beslenmesinde ilk 6 ay sadece anne sütünü önerirken, Amerikan Pediatri Akademisi de en az 12 ay emzirmeyi önermektedir. Besinsel değerinin yanı sıra, anne sütü ucuz ve kolay bir kaynak olup, anne bebek bağını güçlendirmede önemli rol oynar. Ancak dünya çapında yenidoğanların sadece yaklaşık yüzde 38'i anne sütüyle beslenebilmektedir. Anne sütünde karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, mineral, sindirim enzimleri ve hormonlar bulunur. Bu besin maddelerinin yanı sıra makrofaj, kök hücre gibi immün hücreler ve sayısız biyoaktif moleküller içermektedir. Anne sütünün yüzde 87'si su, yüzde 3,8'i yağ, yüzde 1'i protein ve yüzde 7'si laktozdan oluşmaktadır."
- "Anne sütündeki yağlar sütün önemli bileşenlerinden"
Prof. Dr. Yaprak Üstün, anne sütünde iki tip protein bulunduğunu, bunların kazein ve whey şeklinde adlandırıldığını, wheyin midede sıvı kalabilmesi nedeniyle sindiriminin daha kolay gerçekleştiğini belirtti.
Üstün, anne sütündeki yağların enerji vermesi ve santral sinir sisteminin gelişimine destek olması açısından sütün önemli bileşenlerinden biri olduğunu ifade ederek, "Ayrıca yağlar süte tat ve aroma vermektedir. Anne sütündeki temel lipid trigliseridler olup total lipidlerin yüzde 95'ini oluşturmaktadır. Anne sütü linoleik asit ve alfa linolenik asit olmak üzere iki esansiyel yağ asidini de içermektedir. Bu iki esansiyel yağ asidinin dönüştüğü maddeler büyüme, inflamatuar cevap, immün fonksiyon, görme, kognitif gelişim ve motor fonksiyonlar için önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
Anne sütü içeriğinde D ve K vitamini dışında diğer vitaminlerin yeterli miktarda bulunduğuna işaret eden Üstün, şunları kaydetti:
"Sadece anne sütüyle beslenen yenidoğanlar önerilen günlük miktarın çok altında D vitamini almaktadır. Bu nedenle anne sütüyle beslenen yenidoğanlara güneş ışığı ve D vitamini desteği önerilmektedir. K vitamini de kan pıhtılaşmasında rol oynayan proteinlerin fonksiyonu için gerekli bir vitamindir. Ancak plasental yolla sınırlı miktarda K vitamini fetüse geçmektedir. Bu nedenle yenidoğanların K vitamin depoları oldukça düşüktür. Yenidoğan hemorajilerine karşı korumak amacıyla doğumdan sonra K vitamini desteği önerilmektedir. Anne sütündeki minerallerin biyolojik olarak önemli enzimlerin ve moleküllerin yapısında bulunması nedeniyle birçok fizyolojik fonksiyonu vardır. Yıllar içinde anne sütünde hormonlar, büyüme faktörleri ve immünolojik faktörler olmak üzere birçok biyoaktif içerik tanımlanmaya devam edilmektedir."