"BAZISERSEMLİKLERE BİZDE GAZETECİLİK DİYORLAR BELKİ AMA BAŞKA ÜLKELERDE DEMİYORLAR"!..ENGİR ARDIÇ ANKETLERİ TOPA TUTTU!..
Akşam yazarı Engin Ardıç,televizyon kanallarının ve internet sitelerinin yaptıkları anketleri "enayi tuzağı" olarak nitelendirerek bakın hangi örnekleri verdi!....
Enayi tuzağı
Biz böyle diyoruz, Fransızlar "piege a con" derler ki, daha ağır bir anlamı vardır.
Anketlerden sözediyorum. Ama, Tarhan Erdem´in yaptığı türde anketlerden değil. "Haybeden" anketlerden.
Bazı arkadaşlar Erdem´in anket sonuçlarına "ay oha falan oldum yani" diyorlar da öteki çarçurlara pek bir inanıyorlar, ay o bakımdan yani kardeş...
Benim sözünü ettiğim anketler, televizyon kanallarının, özellikle de Internet sitelerinin yaptığı anketler.
Hepimiz biliyoruz ki, o programı seyreden ya da o siteyi izleyen amigolar, bu tür anketlere "blok" halinde katılıyorlar. Düğmeye basılmışçasına düğmeye basıyorlar, oy yağdırıyorlar. (Bu sitelere gönderilen çarçur fikir kırıntılarına da "blog" deniyor, o ayrı.)
Kadir Çelik kardeşim bir tarihte Objektif programına Cem Boyner´i çıkarmıştı, bir de anket yapmıştı "dokuz yüzlü hatlar" yardımıyla (o zamanlar SMS, MMS, ABC, CÇD, EFG gibi atraksiyonlar yoktu), Yeni Demokrasi Hareketi´nin yüzde 45 oyla iktidara geleceği görülmüştü!... Bu sonuca hem Kadir hem de Cem şaşmış, Boyner üstelik seçmenlerin teveccühlerine teşekkürlerini sunmuştu...
YDH´nin 1995 seçimlerinde yüzde kaç oy aldığını, çok çok genç olmayan okurlarımız hatırlayacaklardır.
Hadi gazetelerin gaz vermesiyle yağdırılan oyları, örneğin Türkiye´de toplam bin sekiz yüz okuyucusu olan TIME dergisinin anketinde Atatürk´e yetmiş bin oy çıkması kepazeliğini de biz hatırlatmayalım.
Fakat Internet sitelerinin anketleri daha da beterdir.
Çünkü bu haber sitelerinin her birinin "kendi siyasi renkleri" vardır, elbette olacaktır, bunda kınanacak bir yan yoktur, ve fakat anketlerinin sonuçlarına da kargalar gülecektir.
Buna bakıp site yöneticilerinin "dev anketimiz sonuçlandı" falan diye şişinmeleri de abestir, ankete katılan çoluk çocuğun "bastırdık, partimize kazandırdık" diye sevinmesi de gülünçtür.
Örnekleme yöntemi kullanılmadığı, istatistik biliminin ilkelerine uyulmadığı, denek grubu ve kontrol grubu seçilmediği, sorular "dizayn" edilmediği, kontrol sorusu diye bir kavram bilinmediği, kısacası "metodolojinin içine sıçıldığı" için, bu tür anketlerin hiçbir, ama hiçbir, tekrar ediyorum hiçbir bilimsel değeri yoktur. Sonuçları da son derece yanıltıcıdır.
Ancak, siteyi izleyen taraflı okuyucunun yüreğini soğutmaya yarar, o kadar.
"Tıklama" sayısını arttırıp ona göre reklam toplamak da işin ticari yanına girer ve bizi ilgilendirmez.
Haa, bir de "kendini bilimsel görünmek zorunda hissetmeyen" anketler var ki, o da işin hoşluk yanı... "Fenerbahçe´nin şampiyon olması sizce iyi mi olmuştur kötü mü" ya da "Tuğçesu´nun tuvalette foku foku yapmasını onaylıyor musunuz" gibi zırvalar, özellikle evine bilgisayar alacak parası olmayan tıfıl "Cafe müşterisine" sesleniyorlar, ve çocuk gazozunu içip hamburgerini yerken bu tür sorulara tıklayıp seviniyor, beni de adam yerine koydular ve fikrimi sordular!...
Dolayısıyla, gazeteci de saçmalamasın.
"Sitenin anketinde Abdullah Gül´ün cumhurbaşkanlığı adaylığı önceleri çok oy toplarken şimdi oylar azaldı, demek ki halk Gül´ü istemiyor" gibi sersemliklere bizde gazetecilik diyorlar belki ama başka ülkelerde demiyorlar.
Hani, "AKP bu kadar oy alamaz çünkü ben istemiyorum, bunu söyleyen erdemli tarhana ya sayı saymasını bilmiyor, ya da hayatında hiç dayak yememiş" yazanlara da başka şey dedikleri gibi...
http://ww