13 Mar 2012 19:04
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:26
BAZI GAZETECİLER ÜZERİMİZE BETON DÖKTÜ! NEDİM ŞENER SİTEM ETTİ!
Odatv davası nedeniyle 375 gündür tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden dün çıkan gazeteci Nedim Şener soruları yanıtladı.
Odatv davasında verilen sürpriz bir kararla dün tahliye olan Nedim Şener, "Betonun içine gömülüyorsunuz. Gazeteciler açısından şöyle bir handikap var; mesteklaşları, beton dökülmüş meslektaşlarının üzerine dışarıdan beton dökmeye devam ediyor. Kendinizi savunamıyorsunuz ve sürekli infaz yapılmaya çalışılıyor" diye konuştu.
Gazeteci Şener, bazı gazetecilere yönelik sitemde bulundu.
Nedim Şener, şunları söyledi:
“Kolay değil, Allah sabır versin. Betonun içine gömülüyorsunuz. Gazeteciler açısından şöyle bir handikap var; meslektaşları, beton dökülmüş meslektaşlarının üzerine dışarıdan beton dökmeye devam ediyor. O korkunç bir şey. Kendinizi savunamıyorsunuz ve sürekli infaz yapılmaya çalışılıyor.
Şu anda süren davalarda yargılanan gazeteciler var. Onlara tek bir kelime etme şansı verilmeden sürekli haklarında yayın yapıyorlar. Yargıyı etkilemekse dibine kadar o yapıyor. En kötüsü şu; yalan söylediğini açık açık gördüğünüz insanlara tek bir cevap veremiyorsunuz. Siz cevap verene kadar zaten gündem değişmiş oluyor. Bana en ağır koyan bu oldu.
Silahların eşitliği diye bir kural var. Eğer bir şeyi birinin yüzüne söyleyebiliyorsanız önemi vardır. Ama o kişi yanınızda yoksa onu infaz ederek, sadece ‘Zaten tutuksuz yargılanmalılar’ diye geçiştiremezsiniz. Zaten CMK tutuksuz yargılanmayı öngörüyor, sizin söylemenize gerek yok. CMK’yı hatırlatarak ellerindeki kiri, beyinlerindeki kiri yıkamaya çalışmaları son derece yakışıksızdı. Hiçbir meslek grubu, kendi meslektaşlarını bu kadar imha etmeye çalışmaz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yöntem olduğunu zannetmiyorum.
Yargılanan herkes yazdıkları nedeniyle yargılanıyor. Bir yazı olur, bir kitap olur bunu savunurlar. Türk güzetecileri bunu şerefle savunacak yüreklilikte insanlardır. Bana yazmadığım kitabı sen yazmışsınız diye itamda bulunuyorlar. Bir insan yapmadığı bir şeyi nasıl ispat edebilir. Hırsızlık yapmadığını nasıl ispatlayabiliriz, hırsızlık yapmışsa ispatlanabilir. Bunun üzerine ‘Ergenekonculuk’ gibi bir yafta yapıştırılıyor. Bunu bir savcı, bir polis yapabilir. Ama bir gazeteci... Tecrübeli gazetecilerin bunu yapmaması, infaz etmemeleri gerekirdi. Siyasi kavga verebilirsiniz. Hayatım boyunca siyasi mücadelenin tarafı olmadım. Ama siyasetin insan hayatının mahvedilecek şekilde yapıldığını gördükçe içim kan ağladı. En masum insanlar bile imha edilebilirmiş, içeride onu gördüm."
‘KANAL KANAL GEZMESİNLER’ DENİLDİĞİ İDDİASI
Nedim Şener, mahkemenin heyetinin kendilerine ‘kanal kanal gezmesinler’ dediğine yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Ben kanal kanal dolaşmıyorum, şu anda bütün kanallar burada. Hrant Dink cinayetiyle ilgili gerçekleri Türkiye’de de dünyanın öbür ucunda da anlatırım. Mahkemenin böyle bir talebi yok. Ahmet de konuşuyor, ben de konuşuyorum. Kanal kanal dolaşmaktan kasıt nedir?
Mahkemenin yaptığı en güzel şey tahliye kararıdır. Bizim açımızdan adil karar verildiğini görüyorum. Diğer arkadaşlar için de adil karar verileceğine inanıyorum, bunun için mücadele edeceğiz. Kim ürettiyse bu dedikoduyu ona sormak lazım.”
‘BU YOL BERAATE KADAR GİDER’
Şener, tahliye olmalarına neden olan gerekçeyle ilgili olarak ise “Suç vasfının değişmesini beraate kadar gidecek yol olarak görebiliriz” dedi.
Gazeteci Şener, bazı gazetecilere yönelik sitemde bulundu.
Nedim Şener, şunları söyledi:
“Kolay değil, Allah sabır versin. Betonun içine gömülüyorsunuz. Gazeteciler açısından şöyle bir handikap var; meslektaşları, beton dökülmüş meslektaşlarının üzerine dışarıdan beton dökmeye devam ediyor. O korkunç bir şey. Kendinizi savunamıyorsunuz ve sürekli infaz yapılmaya çalışılıyor.
Şu anda süren davalarda yargılanan gazeteciler var. Onlara tek bir kelime etme şansı verilmeden sürekli haklarında yayın yapıyorlar. Yargıyı etkilemekse dibine kadar o yapıyor. En kötüsü şu; yalan söylediğini açık açık gördüğünüz insanlara tek bir cevap veremiyorsunuz. Siz cevap verene kadar zaten gündem değişmiş oluyor. Bana en ağır koyan bu oldu.
Silahların eşitliği diye bir kural var. Eğer bir şeyi birinin yüzüne söyleyebiliyorsanız önemi vardır. Ama o kişi yanınızda yoksa onu infaz ederek, sadece ‘Zaten tutuksuz yargılanmalılar’ diye geçiştiremezsiniz. Zaten CMK tutuksuz yargılanmayı öngörüyor, sizin söylemenize gerek yok. CMK’yı hatırlatarak ellerindeki kiri, beyinlerindeki kiri yıkamaya çalışmaları son derece yakışıksızdı. Hiçbir meslek grubu, kendi meslektaşlarını bu kadar imha etmeye çalışmaz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yöntem olduğunu zannetmiyorum.
Yargılanan herkes yazdıkları nedeniyle yargılanıyor. Bir yazı olur, bir kitap olur bunu savunurlar. Türk güzetecileri bunu şerefle savunacak yüreklilikte insanlardır. Bana yazmadığım kitabı sen yazmışsınız diye itamda bulunuyorlar. Bir insan yapmadığı bir şeyi nasıl ispat edebilir. Hırsızlık yapmadığını nasıl ispatlayabiliriz, hırsızlık yapmışsa ispatlanabilir. Bunun üzerine ‘Ergenekonculuk’ gibi bir yafta yapıştırılıyor. Bunu bir savcı, bir polis yapabilir. Ama bir gazeteci... Tecrübeli gazetecilerin bunu yapmaması, infaz etmemeleri gerekirdi. Siyasi kavga verebilirsiniz. Hayatım boyunca siyasi mücadelenin tarafı olmadım. Ama siyasetin insan hayatının mahvedilecek şekilde yapıldığını gördükçe içim kan ağladı. En masum insanlar bile imha edilebilirmiş, içeride onu gördüm."
‘KANAL KANAL GEZMESİNLER’ DENİLDİĞİ İDDİASI
Nedim Şener, mahkemenin heyetinin kendilerine ‘kanal kanal gezmesinler’ dediğine yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Ben kanal kanal dolaşmıyorum, şu anda bütün kanallar burada. Hrant Dink cinayetiyle ilgili gerçekleri Türkiye’de de dünyanın öbür ucunda da anlatırım. Mahkemenin böyle bir talebi yok. Ahmet de konuşuyor, ben de konuşuyorum. Kanal kanal dolaşmaktan kasıt nedir?
Mahkemenin yaptığı en güzel şey tahliye kararıdır. Bizim açımızdan adil karar verildiğini görüyorum. Diğer arkadaşlar için de adil karar verileceğine inanıyorum, bunun için mücadele edeceğiz. Kim ürettiyse bu dedikoduyu ona sormak lazım.”
‘BU YOL BERAATE KADAR GİDER’
Şener, tahliye olmalarına neden olan gerekçeyle ilgili olarak ise “Suç vasfının değişmesini beraate kadar gidecek yol olarak görebiliriz” dedi.