11 Haz 2012 09:01 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:45

BAZI GAZETECİLER 'ÖZEL YETKİLİ' RÖNTGENCİLİK HAKKI İSTİYOR!

Mehmet Ocaktan, ÖYM'leri kaldırmak isteyen Başbakan Erdoğan'a destek çıktı, cemaate yakın yazarları eleştirdi!

Bazı gazeteciler ‘özel yetkili’ röntgencilik hakkı istiyor

Malum, üçüncü ve dördüncü yargı paketlerinde yargı ile ilgili bazı düzenlemeler yapılıyor. Şu anda üçüncü yargı paketi Meclis’te. Dördüncü yargı paketi ile ilgili düzenlemeler ise henüz hazırlık aşamasında.

Muhtemelen önümüzdeki günlerde bu çalışma da parlamentoya sunulacak. Ancak, ne hikmetse daha paketin ayrıntıları bile netleşmeden, bazı gazeteciler şiddetli bir karşı kampanya başlattılar.

Bilindiği gibi, komisyonda kabul edilen 3. yargı paketinde “İfşa edilmiş verilerin basın yoluyla yayınlanması halinde 5 yıla kadar hapis cezasının uygulanması” imkânı getirildi.

İşte bu durum, röntgenciliği bir gazetecilik mesleği sanan bazı meslektaşlarımızı fena halde öfkelendirdi.

Köşelerinde, iktidara karşı adeta savaş başlattılar. Efendim, iktidar röntgenciliği nasıl yasaklarmış, hükümetin başka yapacak işi yok muymuş...

Nasıl yani?

Evlerimizi gözetlemek için “özel yetkili röntgencilik” hakkı mı istiyorsunuz?

Ne ayıp şey... Siz, birilerinin gizlice pencerenize tırmanarak özel hayatınızı gözetlemesini ister misiniz? Bu nasıl bir gazetecilik anlayışıdır ki, gizli dinleme ve görüntüleri yayınlamak için yanıp tutuşuyorsunuz...

Kusura bakmayın, böylesine ilkel bir gazetecilik anlayışı olamaz. Yasa dışı yollarla insanların mahremlerine girip, ahlaksız kasetler üreterek, bunlar üzerinden iktidar mücadelesi yürütmek bir insanlık suçudur.

Kimse, bize bu tür görüntüler ve ses kayıtlarıyla darbe girişimcilerinin yargılanmasının mümkün hale geldiği palavrasını yutturmaya kalkmasın. Çünkü, demokratik hukuk devletinde mağduriyetler üzerine inşa edilen bir adalet sistemi olamaz.

Son dönemde, “sanal vesayet” hevesine kapılan bazı çevreler ve basındaki uzantıları, 4. yargı paketindeki 250. madde ile ilgili değişiklikleri önlemek için de adeta ölümüne bir kampanya başlatmış bulunuyorlar.

Öyle ki, sanki askeri vesayeti de, yargı vesayetini de sona erdiren derin devleti sığ sulara gönderen AK Parti iktidarı değilmiş gibi “akıl dışı” bir değersizleştirme kampanyası yürütmekten çekinmiyorlar.

Bunun için lütfen şu cümleleri okuyun ve yorumu siz yapın: “İktidar olduğunuz zaman dilimi içinde Türkiye’de askeri vesayete yol açan yasal zeminde hangi değişikliği yaptınız, neyi değiştirdiniz, neyi hallettiniz?”

Doğrusu merak ediyorum, Türkiye’de son on yılda gerçekleştirilen demokratik değişimi, sivilleşmeyi aydan birileri gelip yapmış olabilir mi?

250. maddede yapılacak değişikliklerle bazılarının “sanal vesayet” hevesleri engellendiği içini iktidara kızıyor olabilirsiniz, hatta AK Parti hükümetinin demokratikleşme hamlelerini görmek de isteyebilirsiniz, bunu anlamak mümkün. Ama milleti salak yerine koymanızı kimseye izah edemezsiniz.

Ama lütfen öyle, “250. madde değişirse, bütün Ergenekoncular, darbeciler dışarı çıkar” masalının arkasına sığınarak, bize “sanal vesayet” propagandası yapmayın.

Bir kere, 10 yıldır her türlü vesayete ve çetelere karşı mücadele veren bir iktidarın, demokrasi yürüyüşünden vazgeçeceğini düşünmek akıllara zarar bir durumdur.

Yapılacak düzenleme ile, Özel Yetkili Mahkemelerin, siyasi iktidarlar üzerinde “vesayet” oluşturması engellenecektir o kadar...

Mehmet OCAKTAN / STAR GAZETESİ