Bazen sinyali lider eşleri çakar! Selvi Kılıçdaroğlu neyin mesajını verdi?

Efendim; kadınlar hayatımızda sanıldığından fazla etkilidirler. Destekleyici de köstekleyici de olabilirler. Bu duruma, ilişkinin seyrine göre değişebilir. “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” sözü boşuna söylenmemiş olsa gerek. (Bazen de “Her başarısız erkeğin arkasında…” olabilirler o başka!) Dolayısıyla kadınların yaptığı her harekete, söylediği her söze dikkat kesilmek gerek. Bazen bıktırıcı şekilde sizi şifre çözmeye zorlasalar dahi!..

Fakat kadınlar arasında bir kategori vardır ki hepten farklıdır. Bunlar “Lider eşleri” ya da “First Lady” denen kadın türü olsa gerek. Onlar kocalarının siyasi hayatlarında şu veya bu biçimde muhakkak rol oynuyorlar. Onlar göründükleri kadar ikinci planda olmayabiliyorlar da. Tabii bazıları daha hırslı veya aktif olabiliyorlar zaman zaman.

Misal, geçmişte Arjantin Devlet Başkanı Juan Peron’un eşi Evita Peron’un popülaritesi kocasını bile geçmişti. (Maalesef çok erken yaşta, 33 yaşında kanserden öldü) Hakkında müzikaller, şarkılar bile yapıldı. Madonna’nın seslendirdiği “Don’t Cry For Me Argentina” (Benim için ağlama Arjantin) parçasını kim unutabilir ki?..

Ecevit’in Paratoneri Rahşan!..

Muhakkak ki bu açılardan en ilginç örneklerden biri Eski Başbakan, Eski CHP ve DSP Genel Başkanı rahmetli Bülent Ecevit’in eşi gene rahmetli Rahşan Ecevit olsa gerek. Türk siyasetinde görünürde onun kadar öne çıkmış bir lider eşi yoktur herhalde.

Lakin bana göre bu yanlış bir kanaattir. Rahşan Ecevit kocasına çok sadık, seven, çok iyi “Yardımcı eş” modelidir. Bilhassa 12 Eylül sonrası siyasi yasaklar gereği mecburen öne çıkmış ama hiçbir zaman eşinin önüne geçmemiş, onun talimat ve yönlendirmeleri dışında hareket etmemiştir.

Ancak bazen Bülent Ecevit’in söyleyemediği yahut söylerse sıkıntı yaratacak mesajlar onun ağzından verilebilmiştir. Bu anlamda Bülent Ecevit’e yönelik şimşekleri önleyici bir “Paratoner” vazifesi de icra etmiştir. Örneğin DSP – MHP – ANAP (ANASOL – M) 57. hükümetin kurulması sürecinde önceleri MHP’ye dair “Ayar verme” amaçlı sözleri hatırlardadır. 12 Eylül öncesinde MHP’lilerin CHP’lilere saldırılarını ele alan ve halen “Biz değişmedik” diyenlere “Sindiremiyoruz” diyen sözleri ilk anda ciddi kriz yaratacaktı. Tepkileri tabii ki önce Rahşan Ecevit göğüsleyecekti.

Selvi Kılıçdaroğlu’nun Gard Alışları!..

Hiç şüphesiz Selvi Kılıçdaroğlu bir Rahşan Ecevit kadar öne çıkıp, popüler olmadı. Ancak eşi Kemal Kılıçdaroğlu’nu da gerektiğinde savunmaktan geri durmadı. Örneğin Genel Başkan seçildiği kurultayda yanına gelip elini sıkmak isteyen Özgür Özel’i adeta azarlarcasına “Bağırmanız hiç hoş değil” demesi böyleydi. O da Kılıçdaroğlu’nun söyleyemediğini onun adına fakat daha spontane söylemişti.

Şimdi ise gene Selvi Kılıçdaroğlu cephesinden ilginç bir tepki gelecekti. Buna göre Selvi Kılıçdaroğlu, ilk X hesabı açtığında takip ettiği CHP’yi ve CHP Kadın Kolları'nı takipten çıkaracaktı. Şimdi “Ne var bunda alt tarafı takipten çıkmış” denilebilir. Doğrudur, olabilir. (Belki de sadece kadın kollarına bir küskünlüğü vardır ya da sadece kızmıştır ne bileyim) Lakin ben bunun durup dururken ve Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bağımsız bir hamle olmadığını düşünüyorum. Bir sıkıntının dışa vurumuna daha çok benziyor.

Silinen Sadece “Hesap” mı?..

Acaba bu henüz alçak frekansta partiye ve yönetime yollanmış bir mesaj mı? Kılıçdaroğlu’nun –en azından bu aşamada- yüksek sesle söyleyemediği şeyin telaffuz çabası mı? Yarım hatta çeyrek ağızla da olsa bir tepki mi? Yoksa silinen sadece bir hesap olmayıp, bir “hafıza”, bir “dönem” bir “ilişki” mi acaba? “Siz bizi silerseniz bizde sizi sileriz” demeye getirme mi? Kopuş öncesi mırıldanmaları mı? Alttan alta bir “Alternatif” mi hazırlanıyor?

Peki, “Bunu da nereden çıkartıyorsun?” derseniz… Hatırlanacağı gibi çok kısa bir süre önce Kılıçdaroğlu’nun “Sağ kolu” diye bilinen İstanbul Milletvekili oğuz Kağan Salıcı, EKOL TV’de kurultay çağrısını yineleyip bir “Bölünme tehdidi” ni andıran şu sözleriyle dikkat çekmişti: "Partilerde kurultay yapılmadığında, yapılamadığında o partiler dağılabilir bunu MHP'de gördük. İYİ Parti çıktı." diyecekti.

“Bana Yar Olmayanı Kimseye Yar Etmem “ mi?..

Bu “Gerekirse CHP’yi de terk edebiliriz” in utangaç mesajı olabilir mi? Bana kalırsa “Blöf” kokuyor ama bir yandan da bir rahatsızlığın dışa vurumu gibidir. (Çünkü CHP bölünürse kim aday olursa olsun seçilemez) Bir tür “köprüleri atma” nın ön hazırlığı mıdır bilmem. (Elbette yanılabilirim. Belki de abartıyorum. Her şey benim engin muhayyilemin ürünü de olabilir!) Zannetmiyorum ama bir eski genel başkanın eşinin birdenbire bu şekilde davranması bana pek manidar geldi. Basit bir hesap kapatmadan ziyade –şu veya bu nedenle- başka zeminde “yeni bir hesap açma” gibiydi sanki…

Lider eşleri durup dururken boşuna hareketlenmezler. Siz ne dersiniz?..

13. 12. 2024

NOT: Sayın Kemal ve Selvi Kılıçdaroğlu Isparta yolunda kaza atlatmışlar. Kendilerine geçmiş olsun diyorum.