27 Haz 2012 13:20
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:51
BASIN SUÇLARINI ERTELEYECEK YARGI PAKETİNİ KİMLER ENGELLİYOR?
Sabah yazarı Nazlı Ilıcak, 3. yargı paketini kimlerin engellediğini köşesine taşıdı!
3. Yargı Paketi
3. Yargı Paketi'ni bazı AK Partili milletvekilleri engelliyor. Bu yüzden, bir türlü teklif yasalaşamıyor. Paketin içinde birçok kişinin beklentisini karşılayacak olumlu maddeler var. Meselâ, basın yayın yoluyla işlenen suçlar (5 bin kadar dosya) -soruşturma ya da kovuşturma safhasında veya hüküm verilmiş dahi olsa- ertelemeyle kaldırılıyor.
Ertelemeden yararlanılması için öngörülen cezanın üst sınırının 5 yılı geçmemesi gerekiyor. Buna, "adil yargılamayı etkilemek; TCK 301'in kapsamındaki Türk milletine, yargı organlarına, güvenlik güçlerine hakaret; özel hayatın ya da soruşturmanın gizliliğini ihlâl" gibi fiiller giriyor. Belirli bir tarihten önce işlenmiş suçlar için ve bir defaya mahsus olarak erteleme söz konusu.
3. Yargı Paketi'nde, gelişi güzel tutuklamalara karşı gelmek amacıyla bir düzenleme yapılmış. Aslında CMK 100. maddeye göre zaten tutukluluk için somut şartlar gerekiyordu: a) Kaçma, b) Delilleri yok etme, c) Başkaları üzerinde baskı kurma ya da d) Katalog suçlardan birini işlemiş olma hususunda kuvvetli şüphe bulunması halinde, tutuklama kararı "verilir" değil, "verilebilir" deniliyordu. Sıralanan şartlar yerine gelse dahi, hâkimin takdir hakkı mevcut. 3. Yargı Paketi, kuvvetli suç şüphesinin ve diğer tutuklama sebeplerinin varlığı ile, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu, yargıcın somut olgularla gerekçelendirmesini şart koşuyor. Ayrıca, tutukluluğa alternatif olan "adli kontrolün" üst sınırı tamamen kaldırıldı; hâkimin bu konuda takdir hakkı genişletildi.
3. Yargı Paketi'ne bir kısım AK Partili milletvekillerinin karşı çıkma sebebinin, yukarıda değindiğim demokratikleşme adımları olduğunu sanmıyorum. Onlar, Meclis müzakereleri sırasında bir önergeyle, Özel Yetkili Mahkemelerin gündeme getirilmesinden endişe ediyorlar. Özel Yetkili Mahkemelere vurulacak bir darbenin, Balyoz, Ergenekon, KCK gibi dosyalara zarar verebileceği kaygısını duyuyorlar.
Özel Yetkili Mahkemelerde bazı düzenlemeler yapılabilir. Ama kaldırılması, hem terör ve organize suçlarla, darbelerle mücadeleyi zaafa uğratır, hem de, söz konusu suçlar ceza yasalarında durduğuna göre, bu defa çok daha tecrübesiz savcılar, o yetkileri kullanır duruma gelir. Erzincan Savcısı İlhan Cihaner, Özel Yetkili bir savcı değildi. İsmailağa Cemaati diye başlattığı soruşturmayı, Gülen Cemaati'ne de yaymış, sonra da, telefon dinlemesi yoluyla davayı çok sayıda vilayetle ilişkilendirip, birçok maruf ismi kapsama alanı içine almıştı.
Demem o ki, "Özel Yetkilendirme" kalkarsa, binlerce savcı, CMK 250'de sıralanan suçları takip için kendini yetkili addeder.
Nazlı ILICAK / SABAH
3. Yargı Paketi'ni bazı AK Partili milletvekilleri engelliyor. Bu yüzden, bir türlü teklif yasalaşamıyor. Paketin içinde birçok kişinin beklentisini karşılayacak olumlu maddeler var. Meselâ, basın yayın yoluyla işlenen suçlar (5 bin kadar dosya) -soruşturma ya da kovuşturma safhasında veya hüküm verilmiş dahi olsa- ertelemeyle kaldırılıyor.
Ertelemeden yararlanılması için öngörülen cezanın üst sınırının 5 yılı geçmemesi gerekiyor. Buna, "adil yargılamayı etkilemek; TCK 301'in kapsamındaki Türk milletine, yargı organlarına, güvenlik güçlerine hakaret; özel hayatın ya da soruşturmanın gizliliğini ihlâl" gibi fiiller giriyor. Belirli bir tarihten önce işlenmiş suçlar için ve bir defaya mahsus olarak erteleme söz konusu.
3. Yargı Paketi'nde, gelişi güzel tutuklamalara karşı gelmek amacıyla bir düzenleme yapılmış. Aslında CMK 100. maddeye göre zaten tutukluluk için somut şartlar gerekiyordu: a) Kaçma, b) Delilleri yok etme, c) Başkaları üzerinde baskı kurma ya da d) Katalog suçlardan birini işlemiş olma hususunda kuvvetli şüphe bulunması halinde, tutuklama kararı "verilir" değil, "verilebilir" deniliyordu. Sıralanan şartlar yerine gelse dahi, hâkimin takdir hakkı mevcut. 3. Yargı Paketi, kuvvetli suç şüphesinin ve diğer tutuklama sebeplerinin varlığı ile, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu, yargıcın somut olgularla gerekçelendirmesini şart koşuyor. Ayrıca, tutukluluğa alternatif olan "adli kontrolün" üst sınırı tamamen kaldırıldı; hâkimin bu konuda takdir hakkı genişletildi.
3. Yargı Paketi'ne bir kısım AK Partili milletvekillerinin karşı çıkma sebebinin, yukarıda değindiğim demokratikleşme adımları olduğunu sanmıyorum. Onlar, Meclis müzakereleri sırasında bir önergeyle, Özel Yetkili Mahkemelerin gündeme getirilmesinden endişe ediyorlar. Özel Yetkili Mahkemelere vurulacak bir darbenin, Balyoz, Ergenekon, KCK gibi dosyalara zarar verebileceği kaygısını duyuyorlar.
Özel Yetkili Mahkemelerde bazı düzenlemeler yapılabilir. Ama kaldırılması, hem terör ve organize suçlarla, darbelerle mücadeleyi zaafa uğratır, hem de, söz konusu suçlar ceza yasalarında durduğuna göre, bu defa çok daha tecrübesiz savcılar, o yetkileri kullanır duruma gelir. Erzincan Savcısı İlhan Cihaner, Özel Yetkili bir savcı değildi. İsmailağa Cemaati diye başlattığı soruşturmayı, Gülen Cemaati'ne de yaymış, sonra da, telefon dinlemesi yoluyla davayı çok sayıda vilayetle ilişkilendirip, birçok maruf ismi kapsama alanı içine almıştı.
Demem o ki, "Özel Yetkilendirme" kalkarsa, binlerce savcı, CMK 250'de sıralanan suçları takip için kendini yetkili addeder.
Nazlı ILICAK / SABAH