13 Mayıs 2017 09:04
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:41
Basın meslek örgütlerinden Oğuz Güven'in gözaltına alınmasına tepki!
Cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven'in gözaltına alınmasına basın meslek örgütleri tepki gösterdi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu bir
açıklama yaparak cumhuriyet.com.tr yayın yönetmeni Oğuz Güven’in
bir haberdeki başlık nedeniyle gözaltına alınmasının basın
özgürlüğü açısından endişe verici olduğunu, gazetecilere yönelik
baskıların Türkiye’yi demokrasiden uzaklaştırdığını duyurdu.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi, cumhuriyet.com.tr’nin yayın yönetmeni Oğuz Güven, bu sabah gözaltına alınmıştır. Bir haberdeki başlık nedeniyle meslektaşımızın gözaltına alınması basın özgürlüğü açısından ciddi bir endişe yaratmaktadır. Medya üzerindeki baskının ne boyuta geldiğinin de bir yansımasıdır. Basına yönelik bu baskıcı tutum, Türkiye’yi demokrasiden uzaklaştırmaktadır. Bu olayda da örneğini gördüğümüz ‘gazetecilerin birbirlerini hedef göstermesi’ ise mesleki dayanışma açısından yaralayıcı ve meslek adına utanç verici bir yaklaşımdır. Tüm meslektaşlarımızı yaşadığımız bu ağır süreçte daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Tekrar hatırlatıyoruz, ‘gazetecilik suç değildir!’. Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için görev yapan gazeteciler, haber yaptıkları için gözaltına alınmamalı, tutuklanmamalıdır. Tüm yaşamı boyunca sadece gazetecilik yapmış olan Yönetim Kurulu Üyemiz, değerli meslektaşımız Oğuz Güven’in en kısa sürede serbest kalmasını istiyoruz.”
"Artık kelimeler izleniyor, manşetler gözaltına alınıyor"
Basın Konseyi de yaptığı açıklamayla Güven'in gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Konseyden yapılan yazılı açıklama şöyle:
"159 gazeteci tutukluyken, 100 gazeteci aranırken yeni bir şok yaşadık. Cumhuriyet Ggazetesi'nin internet Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven ve gazeteci Serhat Yaruk'un sabah erken saatlerde gözaltına alındıklarını öğrendik.Gazetecilerin serbest bırakılmasını ve tutuksuz yargılanmalarının sağlanmasını beklerken, yeni gözaltılar ve yeni tutuklamalar, demokrasiyle bağdaşmaz ve bunun gerekçesi açıklanamaz.
"Artık kelimeler izleniyor, manşetler gözaltına alınıyor. Suç isnadı var ise ve 'zanlı' Cumhuriyet gibi köklü bir gazete haber sitesinin Yayın Yönetmeni ise, yapılacak şey onu ifadeye davet etmek olmalıdır. Evinden gözaltına almak, totaliter rejimlere özgüdür.
"Basın Konseyi olarak tüm gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını, cezaya dönüşen uzun tutukluluk uygulamasının bir an önce sona erdirilmesini ve yeni soruşturmaların doğrudan gözaltı ve tutuklamalara başvurulmadan sürdürülmesini istiyoruz."
DİSK Basın-İş: Önce hedef gösterildi
DİSK Basın-İş de yaptığı açıklamada, Oğuz Güven'in önce hedef alındığını daha sonra ise gözaltına alındığını belirtti. DİSK Basın-İş'in yaptığı yaptığı açıklama şöyle:
Cumhuriyet.com.tr yayın yönetmeni ve üyemiz Oğuz Güven'in bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Hukuki süreci takip ediyoruz. Cumhuriyet.com.tr Yayın Yönetmeni, üyemiz Oğuz Güven önce hedef gösterildi sonra gözaltına alındı. Yandaş kalemlerin, polisin ve yargının kimden talimat aldığı ortada, arkadaşımız Oğuz Güven'i derhal serbest bırakın. Her zaman @cumhuriyetgzt emekçilerinin yanındayız. #Susmayacağız
"Bugün cumhuriyet.com.tr Yayın Yönetmeni, üyemiz Oğuz Güven, sabah saatlerinde evine gelen polisler tarafından gözaltına alındı. Elbette şaşırmadık, özel olarak Cumhuriyet gazetesine yönelik yaşananların yakından tanığıyız.
"Son olarak internet sitesinde kısa bir süre yayında kalan bir haber başlığı üzerinden başlatılan kampanyanın asıl amacı itibarsızlaştırma operasyonudur. Kampanyanın tetikçiliğini yapanlar efendilerinin önüne yeni bir kurban atma derdindeler. Ne de olsa kimseyi bulamadıklarında birbirlerini sunağa itmeye çalışıyorlar. Onlara sözümüz yok, çünkü anlayacaklarını düşünmüyoruz.
"Ancak hala gazetecilik yaptığını düşünenlere bir çift lafımız var. Ne zamandan beri gazetecilerin işten atılması için yöneticilere talepte bulunmaya başladık? Hele ki sık sık gazetecilik ve etik üzerine konuşanlar bir daha arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacak? Eğer eski eskide kaldı, yeni yolumuza bakalım diyorlarsa eve beraber yürüyebilirler o yolda.
"Tetikçiler, hakim, savcı ve polisliğe kalkışanlar, madem öyle bırakın elinizden kalemi, giyin üniformalarınızı ve gerçek işinizi yapın. Gazeteci kimliğini kullanarak bu mesleği kirletmeyin.
"Arkadaşımız Oğuz Güven'in bir an önce serbest bırakılmasını ve keyfi baskılara son verilmesini istiyoruz."
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi, cumhuriyet.com.tr’nin yayın yönetmeni Oğuz Güven, bu sabah gözaltına alınmıştır. Bir haberdeki başlık nedeniyle meslektaşımızın gözaltına alınması basın özgürlüğü açısından ciddi bir endişe yaratmaktadır. Medya üzerindeki baskının ne boyuta geldiğinin de bir yansımasıdır. Basına yönelik bu baskıcı tutum, Türkiye’yi demokrasiden uzaklaştırmaktadır. Bu olayda da örneğini gördüğümüz ‘gazetecilerin birbirlerini hedef göstermesi’ ise mesleki dayanışma açısından yaralayıcı ve meslek adına utanç verici bir yaklaşımdır. Tüm meslektaşlarımızı yaşadığımız bu ağır süreçte daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Tekrar hatırlatıyoruz, ‘gazetecilik suç değildir!’. Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için görev yapan gazeteciler, haber yaptıkları için gözaltına alınmamalı, tutuklanmamalıdır. Tüm yaşamı boyunca sadece gazetecilik yapmış olan Yönetim Kurulu Üyemiz, değerli meslektaşımız Oğuz Güven’in en kısa sürede serbest kalmasını istiyoruz.”
"Artık kelimeler izleniyor, manşetler gözaltına alınıyor"
Basın Konseyi de yaptığı açıklamayla Güven'in gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Konseyden yapılan yazılı açıklama şöyle:
"159 gazeteci tutukluyken, 100 gazeteci aranırken yeni bir şok yaşadık. Cumhuriyet Ggazetesi'nin internet Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven ve gazeteci Serhat Yaruk'un sabah erken saatlerde gözaltına alındıklarını öğrendik.Gazetecilerin serbest bırakılmasını ve tutuksuz yargılanmalarının sağlanmasını beklerken, yeni gözaltılar ve yeni tutuklamalar, demokrasiyle bağdaşmaz ve bunun gerekçesi açıklanamaz.
"Artık kelimeler izleniyor, manşetler gözaltına alınıyor. Suç isnadı var ise ve 'zanlı' Cumhuriyet gibi köklü bir gazete haber sitesinin Yayın Yönetmeni ise, yapılacak şey onu ifadeye davet etmek olmalıdır. Evinden gözaltına almak, totaliter rejimlere özgüdür.
"Basın Konseyi olarak tüm gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını, cezaya dönüşen uzun tutukluluk uygulamasının bir an önce sona erdirilmesini ve yeni soruşturmaların doğrudan gözaltı ve tutuklamalara başvurulmadan sürdürülmesini istiyoruz."
DİSK Basın-İş: Önce hedef gösterildi
DİSK Basın-İş de yaptığı açıklamada, Oğuz Güven'in önce hedef alındığını daha sonra ise gözaltına alındığını belirtti. DİSK Basın-İş'in yaptığı yaptığı açıklama şöyle:
Cumhuriyet.com.tr yayın yönetmeni ve üyemiz Oğuz Güven'in bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Hukuki süreci takip ediyoruz. Cumhuriyet.com.tr Yayın Yönetmeni, üyemiz Oğuz Güven önce hedef gösterildi sonra gözaltına alındı. Yandaş kalemlerin, polisin ve yargının kimden talimat aldığı ortada, arkadaşımız Oğuz Güven'i derhal serbest bırakın. Her zaman @cumhuriyetgzt emekçilerinin yanındayız. #Susmayacağız
"Bugün cumhuriyet.com.tr Yayın Yönetmeni, üyemiz Oğuz Güven, sabah saatlerinde evine gelen polisler tarafından gözaltına alındı. Elbette şaşırmadık, özel olarak Cumhuriyet gazetesine yönelik yaşananların yakından tanığıyız.
"Son olarak internet sitesinde kısa bir süre yayında kalan bir haber başlığı üzerinden başlatılan kampanyanın asıl amacı itibarsızlaştırma operasyonudur. Kampanyanın tetikçiliğini yapanlar efendilerinin önüne yeni bir kurban atma derdindeler. Ne de olsa kimseyi bulamadıklarında birbirlerini sunağa itmeye çalışıyorlar. Onlara sözümüz yok, çünkü anlayacaklarını düşünmüyoruz.
"Ancak hala gazetecilik yaptığını düşünenlere bir çift lafımız var. Ne zamandan beri gazetecilerin işten atılması için yöneticilere talepte bulunmaya başladık? Hele ki sık sık gazetecilik ve etik üzerine konuşanlar bir daha arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacak? Eğer eski eskide kaldı, yeni yolumuza bakalım diyorlarsa eve beraber yürüyebilirler o yolda.
"Tetikçiler, hakim, savcı ve polisliğe kalkışanlar, madem öyle bırakın elinizden kalemi, giyin üniformalarınızı ve gerçek işinizi yapın. Gazeteci kimliğini kullanarak bu mesleği kirletmeyin.
"Arkadaşımız Oğuz Güven'in bir an önce serbest bırakılmasını ve keyfi baskılara son verilmesini istiyoruz."