Basın Konseyi'nden Türköne açıklaması: Kırıcı sözlerden sorumlu değiliz!
Can Dündar ve Erdem Gül için yapılan Umut Nöbeti'nde Mümtazer Türköne'nin sözlerine Basın Konseyi'nden cevap geldi.
Basın Konseyi "Umut nöbeti" ile ilgili bir açıklama yaparak cezaevi
önüne belirlenmiş listenin dışında kişilerin geldiğini söyledi.
Can Dündar ve Erdem Gül için ilk gün Gazeteci Mete Akyol'un tuttuğu
"umut nöbeti" organizasyonunu, ilk dakikalarından itibaren Basın
Konseyi'nin üstlendiğinin belirtildiği açıklamada, konseyin
çizelgesi dışında Silivri Cezaevi önünde nöbet tutanlar arasından
bazılarının sarf ettiği "kırıcı sözler"den Basın Konseyi'nin
sorumlu olmadığı belirtildi.
Bu açıklama, akıllara Cemaat'in gazetesi Zaman'ın yazarı Mümtazer
Türköne'yi getirdi.
Silivri'deki nöbete katılan Türköne, Cumhuriyet gazetesini ve
solcuları Silivri Cezaevi için yeteri kadar mücadele etmemekle ve
"sünepe" olmakla suçlamıştı. Silivri'ye nöbete gelen birçok
Cumhuriyet gazetesi yazarına da eleştirilerde bulunan Türköne,
"Haksız ve hadsiz bir iktidar, zulm ile abad olmaya çalışıyor.
Kendisi de dahil herkese zarar veriyor. Onu durdurmak lâzım. Solda
bu yetenek ve cesaret görülmüyor. Ağlayıp, sızlayıp şikayet ederek
neyi değiştirebilirsiniz? Nedir bu sünepelik Allah aşkına?"
demişti.
İşte Basın Konseyi'nin o açıklaması:
"MİT TIRları haberleri nedeniyle tutuklanan gazeteciler Can Dündar
ve Erdem Gül için ilk gün Gazeteci Mete Akyol'un tuttuğu "umut
nöbeti" organizasyonunu, ilk dakikalarından itibaren Basın Konseyi
üstlenmiş, gelişmeleri gün gün kamuoyuyla paylaşmıştır.
Bu eylemin amacı: Silivri Cezaevi önüne gruplar yığmak değildir.
İsteyen gazeteci, yazar ve düşün insanlarının, bir veya ikişer
kişilik gruplar halinde, birkaç saat da olsa, bir düzen içinde,
sembolik nöbet tutmalarını sağlamaktır. Bu eylemle, gazetecilerin
tutukluluklarına herkesin dikkatini çekmek, onların yanında
olduğumuzu söylemek, özgürlükleri için umudumuzu yitirmeden, sonuna
dek direnmektir. Oluşturulan nöbet çizelgesi, başvurular dahilinde
hazırlanmaktadır. Bu kapsamda nöbete gidenler, bazen yanında liste
dışı, insanlar da getirmektedir. Basın Konseyi'nin çizelgesi
dışında Silivri Cezaevi önünde nöbet tutanlardan ve mücadele
(edenler için) kırıcı sözler sarf edenlerden Basın Konseyi sorumlu
değildir. Basın Konseyi, dün olduğu gibi bugün de, parmaklıklar
arkasında tek bir gazeteci kalmayana dek mücadelesine devam
edecektir"