Basın Konseyi Başkanı’ndan Erdoğan’a: Türk medyası da ağlar
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın "Ölen askerlerine ağlayan Azeri muhabir de gazeteci, bizdekiler de gazeteci" sözlerini değerlendirdi.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın
"Ölen askerlerine ağlayan Azeri muhabir de gazeteci, bizdekiler de
gazeteci" sözlerini değerlendirdi. Türenç, "Türk medyası da ağlar.
Geçmişte çok ağladık. Hala ağlıyoruz. Terörün bir türlü
bitirilmemesine ağlıyoruz” dedi.
RS FM’den Murat Erdin’e konuşan Türenç’in açıklamaları şöyle:
"Türkiye, Avrupa Birliği'nin kapısında. Kriterleri yerine getirmek
için uğraşıyoruz. Avrupa'da vizesiz dolaşım hakkı istiyoruz. Tüm
bunlar Avrupa'nın tüm kriterlerine, yaşam hakkına ve hayat
koşullarına uymamızı emrediyor. Bunun da başlıca yaşamsal olan
maddesi ifade özgürlüğü, haber alma hakkı ve basın
özgürlüğüdür."
Türkiye'de muhalif seslerin yok edilmeye çalışıldığını savunan
Türenç, "Özeti şudur; halk olup bitenden ben haberdar olmak
istiyorum, olup bitenler benim hayatıma dokunuyorsa ben bunu için
ifade özgürlüğümü kullanarak konuşmak istiyorum. Muhalif yazılar ve
sesleri de duyarak okumak istiyorum diyor. Anayasa'nın 26, 28 ve
30. maddeleri çok açık diyor ki ‘basın hürdür, sansür edilemez ve
gazetelere el konulamaz' ama tersi oluyor" dedi.
Türenç, Almanya'da yayımlanan bir mizah programında Erdoğan'ın
hicvedilmesi olayına da değindi. "Türkiye, demokrasi ile idare
edildiğini dünyaya ilan eden bir ülkedir" diyen Türenç, "Avrupa
hukukuna göre tüm kriterleri yerine getirmekle yükümlü bir ülke
için en başta ifade özgürlüğünün geldiğini" kaydetti.
Türenç, "Almanya'da yayınlanan program ile ilgili Türkiye'ye
verilen cevap çok açık. Dediler ki, bizde basın özgürlüğü vardır,
herkes herkesi eleştirebilir" diye konuştu.
Pınar Türenç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kendisine soru soran bir
Azeri gazetecinin ağladığını belirterek ABD dönüşü Türk medyasını
bir kez daha eleştirmesini ise şu sözlerle değerlendirdi:
"90'lı yıllarda terör belası yine başımızdaydı bizim. O zamanlar
televizyon muhabiri olarak izlemiştim, 33 şehidimiz vardı. 33 şehit
cenazesi Diyarbakır Havaalanı'na geldiği zaman yayında sesim
titreyerek, gözyaşları içinde o yayını yapmıştım. Bana o zamanlar
demişlerdi ki ‘gazeteci ağlamaz.' Bizler de insanız, öyle
anlar vardır ki insana dokunur. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki
Azeri gazeteci ağlıyor. Her insan ağlar. Türk medyası da ağlar.
Geçmişte çok ağladık. Hala ağlıyoruz. Terörün bir türlü
bitirilmemesine ağlıyoruz."