Başbuğ'un tutuklanma emrini Başbakan verdi!
Emekli İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer Bugün TV’de Merkez Siyaset programına gündeme dair çarpıcı açıklamalar yaptı.
Eski Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski
Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ'un, Başbakan
Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile tutuklandığını söyledi. Yılmazer,
"İlker Başbuğ dosyası Başbakan'a her seferinde arz edildi. Adalet
Bakanı ve Başsavcı vekili ile Başbakan görüştü. Başbakan
tutuklansın talimatı verdi" dedi.
Yılmazer, aynı şekilde KCK operasyonlarının da Başbakan Erdoğan'ın
talimatı ile yapıldığını söyledi. Yılmazer, "Başbakan'dan
perspektif almadan hiç bir KCK operasyonu yapılmadı. Operasyonun
tüm bilgilerini Başbakan'a aktardım, talimatını uyguladım"
dedi.
Eski Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer Bugün TV'de
Tarık Toros'un sorularını cevapladı. Yılmazer'in açıklamalarının
satırbaşları şöyle:
- İlker Başbuğ'un tutuklanmasını Başbakan istedi. Ergenekon ve KCK
soruşturmasının her safhasında Başbakan'ın bilgisi vardı.
Tutuklamalar onun bilgisi dahilinde yapıldı
- Ergenekon'un tüm safhalarını operasyon öncesi Başbakan ile
görüştüm, bilgi verdim. Hep destekleyici oldu.
- Oda TV soruşturması Başbakan'ın talimatı üzerine başlatıldı.
- Ergenekon'un bütün safhalarını en ince ayrıntılarına kadar
Başbakan'a bildirdim.
Başbuğ tutuklansın talimatı Başbakan'dan
- İlker Başbuğ dosyası Başbakan'a her seferinde arz edildi. Adalet
Bakanı ve Başsavcı vekili ile Başbakan görüştü. Başbakan
tutuklansın talimatı verdi.
- Başbakan'dan perspektif almadan hiç bir KCK operasyonu yapılmadı.
Operasyonun tüm bilgilerini Başbakan'a aktardım, talimatını
uyguladım.
- KCK soruşturmasında suça karışmış MİT'çileri yakaladık.
Başbakan'a da bilgi verdim. MİT bilgi vermiyordu.
- 25 canlı bombayı İstanbul sokaklarında yakaladık. Şiddet
eylemleri yapanların MİT ile ilişkisine rastladım. MİT biliyor ama
bize bilgi vermiyor.
- 7 Şubat'a gelene kadar, KCK operasyonlarından Başbakan'ın bilgisi
ve talimatı vardı. Biz bu talimatları uyguladık.
- Başbakan'dan gelen talimatlar oldu. Ama benim ne yapıp yapmadığım
o dosyalarda var. Emredersiniz efendimci olmadım.
- Emniyetten kaybolan dinleme cihazları: Ali Fuat Yılmazer görev
yaptığı dönemde 2007-2011 döneminde bir tane bile kanunsuz dinleme
yoktur. En belirgin olanı, en tartışılanı Hanefi Avcı'dır. 7 suç
duyurusu kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle kapanmıştır.
Kitabında yazıyor bunları.
Kayıp dinleme cihazları
- Kaybolan cihazlar diye bir şey yok. O havadan dinleme cihazlır.
Öyle bir cihaz ki, kendi baz fonksiyonu var. TİB'e müraaacat
etmeden, GSM firmaları ile işbirilği yapmadan dinleme
yapabildiğiniz cihazlardır.
- Emniyette var şimdi kaybolmuş diyorlar. Ben kullanmadım,
görmedim. Benim dönemimde öyle bir şey kullanılmadı. Benim
dönemimde olmayan bir cihaz kaybolamaz.
Bu cihazlardan sorumlu şubeler var. Yok olamaz, varsa böyle bir
şeyler bulunur. Bundan sorumlu birimler var. Şu anda MİT ve
Jandarma'da bu cihazlar vardır.
Hrant Dink cinayeti
- Nedim Şener'in Kırmızı Cuma kitabı çok açık bir şekilde Hrant
Dink cinayetini karartma çabasıdır. Ailesi ve avukatı
bilmelidir.
- Hrant Dink'in en önemli tehdit kaynağı Veli Küçük'tü.
- Ergenekon operasyonundan sonra azınlıklara yönelik tehditler
kesildi.
Şike davası
- Şike davası tesadüfi delillerle yapılmış bir soruşturmadır.
- Başbakan şike operasyonuyla ilgili tüm safahati biliyordu.
- Cemaatten bir perspektif gelmesi gibi bir şey yoktu
- Şike'de Fenerbahçe'yi hedef almak gibi bir şey yoktu. Özellikle
bir camia hedef alınmış olduğunu sanmıyorum.
Oda TV soruşturması
ODATV soruşturması sonrasında görevden alındım. Geceyarısı saat
01.00'den sonra görevden alındım. Benim konumumda biri için normal
bir görevden alınma değildir.
Eğer hükümet beni Oda TV soruşturmasına yönelik nedenlerle görevden
aldıysa, benim hakkımda bir soruşturma açılması gerekirdi. Ancak
böyle bir soruşturma açılmadı.
Kamuoyundaki tepkisellik, benim görevden alınmam için bir neden
oluşturmuştur. Operasyon sürecinden alınarak, sürecin önü kesilmeye
çalışılmıştır.
Samimi dostlarımla Ergenekon soruşturmasına ilişkin sürecin
özeleştirisini yaptım. Üzerimizdeki baskılar, toplum üzerindeki
tehdit edici güç karşısında, hızlı gelişen süreç içinde,
geliştirdiğimiz, hızlı yürüttüğümüz bir süreçtir. Ama kasıtlı
olarak yapılmış, belli bir insanın, suçsuz bir insanın suçlu haline
getirecek kasıtlı bir davranış yoktur.