BAŞBAKAN'IN SAĞLIĞI İLE NEDEN İLGİLENDİK? EMRE DOĞRU STRATFOR'U HÜRRİYET'E ANLATTI!
Stratfor belgelerinde yaptığı çalışmalardan ötürü “İyi iş çıkardın Emre” diye övülen Emre Doğru, Hürriyet'e konuştu iddiaları yanıtladı...
Taraf gazetesinin yayınladığı iç yazışmalarıyla gündemin odağına oturan Stratfor’un dikkat çeken ismi Emre Doğru, Hürriyet’ten Tolga Tanış’a konuştu.
WikiLeaks’in sızdırdığı gizli istihbarat şirketi Stratfor belgelerinde yaptığı çalışmalardan ötürü “İyi iş çıkardın Emre” diye övüldüğü anlaşılan, sonrasında TÜSİAD’ın Washington Temsilciliği’ndeki görevini bırakan Emre Doğru, “TÜSİAD’dan zarar görmemesi için ayrıldım” dedi.
27 yaşındaki Doğru’nun açıklamaları şöyle:
- Ne zaman girdiniz Stratfor’a?
2009 yazıydı. Fransa’da, İtalya’da ve Almanya’da Avrupa Birliği üzerine master yaptım. O dönemde çok Avrupa merkezli bir uluslararası ilişkiler bakışı kazandığımı hissettim. Amerikalılar dünyayı nasıl görüyor onu anlamak istedim. George Friedman ve Stratfor da çok popülerdi o sıra. ‘Önümüzdeki Yüzyıl’ kitabını yazmıştı. Staj başvurusunda bulundum. İnternet üzerinden mülakat yapıldı. 2009 Eylül’ünde (şirketin merkezinin bulunduğu) Austin’e gittim.
- Nasıl bir yer Austin’deki merkez?
Toplam 50 kişi vardı. Analistler, pazarlama, muhasebe, bilgi-işlem, müşteri ilişkileri hepsi... Ben analistlerleydim. Ortadoğu bölgesinde.
- Kimle çalıştınız? Siz ne yapıyordunuz Austin’de?
Başka bölgelerin analistleri var. Ben Austin’den Kamran ve Reva ile yazışıyordum. George Friedman ve karısı Meredith de bazen orada oluyorlar bazen de seyahatteler.
Yıllık 35 bin dolar
- Türkiye’de nasıl çalışmaya başladınız?
3 aylık staj bittikten sonra da Türkiye’ye döndüğümde teklifte bulundular. 2010 Ocak’ında İstanbul’da çalışmaya başladım.
- Parasal açıdan doyurucu muydu?
Analist ve danışmanlara ortalamanın altında maaş veriyor. Ben yıllık 35 bin dolar alıyordum.
- Nasıl çalışıyordunuz?
Dünyadaki bütün açık kaynakların toplandığı bir havuz var. Bütün gazeteler takip ediliyor. Bunların arasından önemli olduklarını düşündüklerimiz üzerine tartışmalar dönerdi.
- Kaynaklarınıza para verdiniz mi?
Hayır.
- Faruk Demir’e verilmiş galiba.
Tek örnek. Enerji konusunda danışmanlık yapan birisi.
- Başbakan’ın sağlığı hikâyesine gelelim. Siz doktorunun çevresine kadar ulaşıyorsunuz, doğru ya da yalan, kimsenin haberinin olmadığı bir bilgiye ulaşıyorsunuz. Hassas bir bilgi bu.
Bir defa o yazışmayı ben de medyada gördüm. O sırada ben Stratfor’da çalışmıyordum. Fakat şunu söyleyebilirim. Stratfor’a kalkıp birinin böyle bir şey söylemiş olması, Stratfor’a söylendiği için bunu doğru yapmaz. Stratfor analistlerinin bunu doğru kabul edip bunun üzerine kafa yordukları anlamına gelmez. Üzerinde durmayıp kenara atmış da olabilirler. Bunlar iç tartışma. Eğer bir sonuca ulaşılmazsa rapora dönüşmez. Başbakan’ın sağlığıyla ilgili bir şey yayınladıklarını da görmedim.
- Hakkınızda casusluk ithamlarına kadar uzanan bir algı var Türkiye’de.
Türkiye halen birçok konuyu Soğuk Savaş paradigmalarıyla değerlendiriyor. İnsanların birbirleriyle görüşmesini, bilgi alışverişi olmasını yadırgıyor. Bilgiden para kazanmaya alışmış değil Türkiye. En basit en ucuz şey bilgi. WikiLeaks’ten çıkmış olması da buna tuz biber ekti.
- Ama Stratfor’daki bazı görüşmelerin içeriğine girince bu espiyonaja da kaymıyor mu? Başbakan’ın sağlığı olayı mesela.
Ben faaliyet alanım içerisinde böyle bir şeye şahit olmadım.
- O zaman sizi TÜSİAD’dan istifa etmeye kadar sürükleyen durum yüzünden haksızlığa mı uğradığınıza inanıyorsunuz?
Evet. Çünkü medyada bu şekilde speküle edildi. İç yazışmalar, ürüne dönüşmemiş fikirler bu şekilde sunuldu. Saçma da olabilir, temelsiz olabilir, spekülasyon olabilir. Ama fikir özgürlüğü içerisinde tartışılan düşüncelerdi sadece.
- Peki çok somut bir örnekle soracağım. Başbakan’ın sağlığı hakkında Stratfor’un yürüttüğü bilgi edinme çabası, gizli kaynaklar, espiyonaja girer mi girmez mi?
Herkes merak ediyor. Niye Stratfor yaptığında espiyonaj olsun? İnsan merak ettiğini öğrenmek ister.
Yanlış bir şey yapmadım
- Hayatınız nasıl etkilendi bu olaylardan?
Hoş bir durum değil tabii. Ancak tüm samimiyetimle anlattığım için hiçbir çekincem yok. Türkiye dışında inanın başka hiçbir ülkede mesele bu hale gelmiş değil. İtibar kaybettiğimi düşünmüyorum.
- Neden ayrıldınız peki TÜSİAD’dan?
Çünkü TÜSİAD’ın böyle bir tartışmanın içinde olmasını istemedim. Herhangi bir telkin olmadı. Kişisel kararım. Çalıştığım kurumun yıpratılmasını da istemem.
- Nereden bulaştım bu Stratfor’a diyor musunuz?
Böyle bir durumda kaldığım için tabii ki hoşnut değilim. Ama çok şey öğrendim. Ve şimdi kıyametler kopuyor ama o dönemde saygın ve bilinen bir Amerikan kuruluşu olarak benim oraya girmem büyük bir başarıydı. Dolayısıyla yanlış olduğunu düşünmüyorum. Bana küresel bir bakış açısı verdi diyebilirim.