13 Mayıs 2014 14:43 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:10

Başbakan'dan 'Türkiye'de basın özgürlüğü yok' diyenlere: Pazar gününün manşetlerine baksınlar!

Başbakan Erdoğan AK Parti grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Balıkesir’i biliyorsunuz büyükşehir statüsüne kavuşturmuştuk. Balıkesir 30 Mart’ta da büyük düşünmüş ve Ak Parti’yi tercih etmişti.
Balıkesirspor büyük bir adım atarak Süper Lig’e çıktı. İstanbul Büyükşehir daha önceden Süper Lig’e çıkmayı garantilemişti. Her iki takımı da tebrik ediyorum. Şampiyonluğu kesinleşen Fenerbahçe’yi de kutluyor başarılarının devamını diliyorum.

DAHA ÇOK İNSANIN DÜNYAYI TANIMASINI...

Galatasaray tekerlekli basketbol takımı da 5. Kez Avrupa Şampiyonu oldu. Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanan Galatasaray futbol takımını da kutluyorum. Haziran ve Aralık aylarındaki saldırılardan sonra borsa endeksi yeniden toparlandı ve şu anda 76 bin seviyesini aştı. 2009 yılında Türkiye içinde 61 milyon kişi yurtiçi seyahate çıkarken 2013 yılında 68 milyon kişi yurtiçi seyahat yapmış ve 18,5 milyar lira harcama yapmış. Şu anda yılda 8 milyon kişi yurtdışına seyahat ediyor. Daha çok insanın dünyayı tanımasını sağladık.
MESELA PAZAR GÜNÜNÜN MANŞETLERİNE BAKSINLAR

İnternet altyapısını geliştirerek özgürlük ortamının oluşmasını sağladık. 2002’de internet abone sayısı 22 bindi. Şu anda 35 milyon. Yok twitter’dı yok facebook’tu bu konuda iktidarımızı lekelemek isteyenler önce bu rakama baksınlar da hizaya gelsinler. Nerden nereye… Türkiye’de diktatör bir yapı oluştuğunu iddia edenlerin arkasında nelerin yattığını anlama bakımından bu rakamları veriyorum. Türkiye’de basın özgürlüğü yok diyenler bir zahmet her gün yayınlanan ulusal gazeteleri önlerine alıp sadece manşetlere baksınlar.
Mesela Pazar günü çıkan gazetelerin manşetlerine bir baksınlar. Danıştay törenindeki nezaketsizliğe bizim tepkimizin oralarda nasıl yer aldığına bir baksınlar. Bizi eleştirenlerin adeta küçük dillerini yutacaklarını göreceksiniz.

EDEP DIŞI TAHKİR...

Hiçbir ülkede manşetler üzerinden hükümetlerin bu kadar edep dışı tahkir edildiğine şahit olmazsınız. Bir örgüt basın özgürlüğü raporu hazırlamış. Bu örgütün raporlarında İsrail basın özgürlüğünde dünyanın en özgür ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor. Sevsinler sizi.
Türkiye basın özgürlüğünde bu örgütün raporlarına göre 1980’lerde bugüne nazaran daha özgür bir ülkeymiş. İsim vermiyorum Türkiye öyle ülkelerin altında gösteriliyor ki listeyi gösterseniz kahkahadan birbirinizi kırar geçirirsiniz.

40 gazetenin önemli bir bölümü devlete eve hükümete sistematik olarak hakaret edece sonra da siz Türkiye’yi özgür olmayan ülke sayacaksınız. Buradaki manşetlerden tek bir tanesi bizden daha özgür kabul edilen ülkelerde atılsın bakalım. O gazete ve gazetecilerin başına ne geliyor. ABD’de Helen Thomas’ın işinden çıkarılmasını Beyaz Saray’a girişinin yasaklanmasını kimse konuşmuyor.



HELEN THOMAS KİMDİR?
Başbakan Erdoğan’ın atıfta bulunduğu ABD'li gazeteci Helen Thomas, 2010'da "İsrail'in Filistin'den defolup gitmesi gerektiğini" söylediği için gördüğü tepkilerin ardından uzun yıllar sürdürdüğü Beyaz Saray muhabirliği görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı. "Beyaz Saray muhabirlerinin duayeni" olarak görülen Thomas'ın emeklilik kararını değerlendiren ABD Başkanı Barack Obama, deneyimli gazetecinin sözlerini "saldırgan ve yakışıksız" olarak tanımlamıştı. Obama, Thomas'ın emekliye ayrılarak doğru bir karar verdiğini belirtmişti. Thomas, Temmuz 2013'te 92 yaşında hayatını kaybetti.

44 GAZETECİNİN OLDUĞUNU SÖYLÜYORLAR

44 gazetecinin hapishanede olduğunu söylüyorlar. Benden bunu dinle ey örgüt… Çünkü sen de bir örgütsün. Bu 44 kişiden 19’u tahliye oldu. 6 kişinin yargılanması devam ediyor. 1 kişinin kayıtlarda ismi bile yok. 18 kişi yargılandı ve haklarında hüküm verildi.
CHP genel Başkanı başta olmak üzere içeride ve dışarıda istismar edilen bu 18 kişi tehlikeli maddeleri bulundurmak, kişiyi hürriyetinden mahrum etmek, silahla kasten yaralamak, tyerör örgütüne eleman kazandırmak, polis memuru öldürmek, helikoptere bombalı saldırıda bulunmak, resmi evrakta sahtecilik, banka soymak gibi suçlardan hüküm aldı.…

"TWITTER SEN NASIL CİRİT ATARSIN"

Twitter’ın yaptığı vergi kaçakçılığı. Dünyada en büyük cezaları vergi kaçakçıları olur. Mahkeme kararlarına uymuyor. Sen nasıl olur da burada istediğin gibi cirit atarsın. Burada yapılan hakaretlere tazminat davası açarsanız basını baskı altına alıyor diye propaganda yapıyorlar. Başka ülkede olduğunda demokrasi bizde olduğunda baskı oluyor.

“MISIR’DA DARBE DİYEMEDİLER”

Bunlar Mısır’da darbeye darbe diyemediler. İdama mahkum edilen masum inşalarla ilgili öylesine birkaç açıklama yaptılar meselenin üzerini örttüler. Suriye’de dört yıldır oluk oluk kan akıyor. 200 bin insan öldü sesleri çıkıyor mu. hala bir müdahale var mı? Tam aksine orada katil bir yönetici destekleniyor. Şimdi de kendi kendine cumhurbaşkanı olmaya hazırlanıyor. Hangi yüzle kimin huzuruna sandık getireceksin.

Orada kadınlar çocuklar öldürüyor kadınlar tecavüze uğruyor. Nerede o kadın hakları çocuk hakları örgütleri. Kimse Türkiye’ye parmak sallayamaz. O günler geçti. Türkiye üzerinde ameliyat yapmak isteyen o örgütler de bilsin ki karşılarında sinmiş bir ülke yok. AB’ye üye olma gayretimiz var ama bu yanlış anlaşılmasın. İçeridekiler gibi dışarıdaki mütekebbirler de yumuşak başlıysak uysal koyun olduğumuzu anlamasın. Bu çevreler Türkiye’nin saygınlığına gölge düşüremezler. Bilgi kaynağı CHP olanlar Türkiye’yi yanlış tanırlar.

SUÇLA MÜCADELEDE YENİ ADIM
Biz istikametini rotasını bilen bir ülke olarak ihtiyaç duyulan reformları tek tek yapıyor kademe kademe Türkiye’nin standartlarını yükseltiyoruz. Dün TBMM’ye gönderdiğimiz bir tasarı ile suçla mücadelede önemli bir adım atıyoruz. Aile hayatını tehdit eden ve sosyal dokuyu bozan suçlarda cezaları katlıyoruz. Cinsel dokunulmazlığa kast eden suçların en sert şekilde cezalandırılmasını sağlıyoruz. Demek bugüne kadar olan tablo caydırıcı değildi. Oturduk haftalarca aylarca müzakere edildi.

Bu suçların çocuklara karşı işlenmesi kuşkusuz idam cezası gerektiriyor ancak ülkemizde idam olmadığı için çocuklara yönelik saldırılarda cezayı en ağır noktaya taşıyoruz. Ceza üst sınırını 39 yıla çıkarıyoruz. Failler cezalarını tamamlasalar bile bazı kısıtlamalara tabi olacaklar. Uyuşturucu madde satmayı 10 ile 20 yıl aralığına yükseltiyoruz. Uyuşturucu ve uyarıcı kullanma cezası 1 ile 2 yıl işken bunu da 2 ile 5 yıl aralığına uzatıyoruz. Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullananlara defalarca denetimli serbestlik verilmesinin önüne geçiyoruz. Konutta hırsızlığın cezasını 5 ile 10 yıl arasına çıkarıyoruz. Sulh ceza ile asliye ceza ayrımını kaldırıyoruz.

YARGITAY YAPISINI DA DEĞİŞTİRİYORUZ

Yargıtay yapısını da değiştiriyoruz. Sayısal dağılımı belirleme yetkisini Yargıtay Büyük Genel Kurulu’na veriyoruz. Yargıtay birinci başkanlık kurulunun üye sayısını 8’den 11’e çıkarıyoruz.
30 Nisan’da tarım için önemli bir karar imza attık. Tarım arazilerimiz mirasçılar arasında bölünüp parçalanıyordu. 10 yıl önce bu parçalanmayı önlemek için adım attık. 30 nisanda çıkan kanunla da gıda güvenliğimizi garanti altına aldık. Buna göre tarım arazisi üzerinde anlaşılan mirasçıya devredilecek. Ya da aile tarafından işletilecek veya üçüncü bir kişiye satılacak. Bu kanunla birlikte artık tarım arazilerimizi bölünmeyecek parçalanmış arazilerde getirdiğimiz teşviklerle birleşecek.

Çiftçilerimizi sevindirecek bir müjdeyi açıklamak istiyorum. Son aylarda afetler nedeniyle bazı çiftçilerimiz ciddi zararlara maruz kaldılar. 23 Ağustos 2013 tarihinden bu yılın sona kadar afetlerden zarar gören çiftçilerimizin kredi borçlarını ödemelerine kolaylık getiriyoruz. Yüzde 30 oranında zarar gören ve bu zararları hasar tespit komisyonlarınca tespit edilen çiftçilerimiz bu kolaylıktan yararlanacaklar. Yüzde 3 faizle borçları ertelenecek. Türkiye genelinde 860 bin çiftçimiz yararlanabilecek.

"CETVELLE SINIRLAR ÇİZİLDİ"

Birinci Dünya savaşında cetvel felaketini yaşadık. Tek parti döneminde cetvelle kafa taslarının ölçüldüğünü gördük. Cetvelle kriterler belirlendi. Vatandaşlar makbul ve makbul olmayan diyen ayrıldı. Siyasete cetvelle sınırlar çizildi. Şu anda o cetvelin tekrar ele alındığını görüyoruz. Şu sıralar MHP genel başkanının bu merak sardı. Geometrik şekillerle siyaset konuşuyor. Siyaseti geometriye hapsetmek isteyenler hep yanıldılar ve millete zulmettiler. Bu cetvel zihniyeti yüzünden bu ülkede özgürlükler kısıtlandı, insanlarımız arasında ayrımlar yapıldı.

"SEN NASIL SİYASETÇİSİN"

CHP genel Müdürü ‘siyasetçiler arasında cumhurbaşkanı adayı olmasını istemiyorum’ diyor. Sen kimsin ya. Nasıl siyasetçisin… Birebir 27 Mayıs zihniyeti. Herkes cumhurbaşkanı olur ama siyasetçi cumhurbaşkanı olamaz dediler. Ey Kılıçdaroğlu Gazi Mustafa Kemal’i okumadınız mı? Hem CHP genel başkanıydı hem de Cumhurbaşkanıydı. İşine gelmediği zaman görmüyorsun. Milli Şefleri İnönü hem cumhurbaşkanı hem de CHP genel başkanıydı. Özal, Demirel, Abdullah Gül siyasetten cumhurbaşkanlığına geçtiler. Ne oldu? Bunların nasıl bir cumhurbaşkanı özlediklerini çok iyi biliyoruz. Tarihte örnekleri var.

"AKMAYAN ÇATI ARAMAYA DEVAM ETSİN"

Millet ne yaparsa en güzelini yapar. Devlet millet el ele Türkiye Allah’ın izniyle çok daha yüksek seviyelere ulaşır. Muhalefet altına girmek istediği damı akmayan bir çatı aramaya devam etsin. 30 Mart’ta acayip bir fırtına esti ve bunların çatısını uçurdu gitti. Evce çocuklar soruyor “dede şapkadan nasıl bir tavşan çıkacak” diye. Biz de merakla bekliyoruz. Geometrik şekillerin nasıl bir cumhurbaşkanı çıkaracağını merak ediyoruz. Nurettin Bey de coşuverdi. Giresunspor ve Altınordu 1. Lig’e çıkmış. Hepsini kutluyoruz tebrik ediyoruz.