11 Mayıs 2011 09:29
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:20
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN TELEVİZYON REYTİNGİ GERÇEKTEN DÜŞÜYOR MU?
Ertuğrul Özkök, dün Akşam ve Vatan gazetelerine yansıyan bir değerlendirmeyi köşesine taşıdı...
İşte Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’ün köşe yazısının ilgili kısmı...
‘Sakin güç’ dönüyor mu?
BAŞBAKAN Erdoğan’ın televizyon reytingi gerçekten düşüyor mu?
Dün “Akşam” ve “Vatan” gazetelerinde ilginç bir değerlendirme vardı.
Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir hafta arayla aynı televizyon kanalında, aynı saatlerde, aynı programa çıkmış.
Programa katılan gazeteciler de aynıymış.
Kılıçdaroğlu reytinglerde Erdoğan’a 7 sıra fark atmış.
Seçim sonuçları açısından bu ne anlama geliyor?
Erdoğan’ın oyları düşüyor mu?
Bilmiyorum.
Anketler birbirinden farklı.
Seçim meydanlarından gelen gazeteci değerlendirmeleri her zamanki gibi farklı.
Kısaca, reyting farkının oy sandığının aynası olup olmadığını bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var ve onu da kendimden biliyorum.
Televizyonda bağırıp çağırma dönemi kapanıyor.
Hançere gerildikçe reyting düşüyor.
Sadece siyasi belagatte değil, kavgalı programlarda da durum aynı.
Batı’da sakin şekilde konuşan insanların katıldığı programlar yükseliyor.
Yakın siyasi tarihe bir bakalım.
1981 yılında Fransa’da Mitterrand’ı iktidara getiren slogan “Sakin Güç”tü.
Aynı yıllarda Türkiye’de de rahmetli Özal’ı iktidara “sakin güç” psikolojisi getirmişti.
“Orta sınıf” değerleri üzerine kurulu, “Köprüyü sattırmam” diye bağıran rakibi karşısında, elindeki kalemle sakin sakin konuşan bir siyasetçiydi Özal.
1990’lı yıllar ise Demirel’le birlikte yeniden “hançere siyasetinin” yükselişi başladı.
Belagat, içeriğin önüne geçti.
Erdoğan hançere siyasetinin çıtasını daha da yükseltti.
O kadar yükseltti ki, artık benim çevremde insanlar, televizyondan bir haykırış geldiği zaman kanal değiştiriyorlar.
Kılıçdaroğlu şimdi yeniden “sakin güç” siyasetini yükseltmeye çalışıyor.
O nedenle seçim sonuçlarını merakla bekliyorum.
Türkiye, siyasette Özal’vari “sakin güç”e mi meyledecek?
Yoksa Erdoğan’la yükselen “şehvetli belagat”, siyasi alemin kralı olmaya devam edecek mi?
Bu seçimde “sakin belagat” prim yaparsa kazanan Türkiye olur.
Çünkü siyasetin kalitesi yükselir.
‘Sakin güç’ dönüyor mu?
BAŞBAKAN Erdoğan’ın televizyon reytingi gerçekten düşüyor mu?
Dün “Akşam” ve “Vatan” gazetelerinde ilginç bir değerlendirme vardı.
Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir hafta arayla aynı televizyon kanalında, aynı saatlerde, aynı programa çıkmış.
Programa katılan gazeteciler de aynıymış.
Kılıçdaroğlu reytinglerde Erdoğan’a 7 sıra fark atmış.
Seçim sonuçları açısından bu ne anlama geliyor?
Erdoğan’ın oyları düşüyor mu?
Bilmiyorum.
Anketler birbirinden farklı.
Seçim meydanlarından gelen gazeteci değerlendirmeleri her zamanki gibi farklı.
Kısaca, reyting farkının oy sandığının aynası olup olmadığını bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var ve onu da kendimden biliyorum.
Televizyonda bağırıp çağırma dönemi kapanıyor.
Hançere gerildikçe reyting düşüyor.
Sadece siyasi belagatte değil, kavgalı programlarda da durum aynı.
Batı’da sakin şekilde konuşan insanların katıldığı programlar yükseliyor.
Yakın siyasi tarihe bir bakalım.
1981 yılında Fransa’da Mitterrand’ı iktidara getiren slogan “Sakin Güç”tü.
Aynı yıllarda Türkiye’de de rahmetli Özal’ı iktidara “sakin güç” psikolojisi getirmişti.
“Orta sınıf” değerleri üzerine kurulu, “Köprüyü sattırmam” diye bağıran rakibi karşısında, elindeki kalemle sakin sakin konuşan bir siyasetçiydi Özal.
1990’lı yıllar ise Demirel’le birlikte yeniden “hançere siyasetinin” yükselişi başladı.
Belagat, içeriğin önüne geçti.
Erdoğan hançere siyasetinin çıtasını daha da yükseltti.
O kadar yükseltti ki, artık benim çevremde insanlar, televizyondan bir haykırış geldiği zaman kanal değiştiriyorlar.
Kılıçdaroğlu şimdi yeniden “sakin güç” siyasetini yükseltmeye çalışıyor.
O nedenle seçim sonuçlarını merakla bekliyorum.
Türkiye, siyasette Özal’vari “sakin güç”e mi meyledecek?
Yoksa Erdoğan’la yükselen “şehvetli belagat”, siyasi alemin kralı olmaya devam edecek mi?
Bu seçimde “sakin belagat” prim yaparsa kazanan Türkiye olur.
Çünkü siyasetin kalitesi yükselir.