02 Ara 2010 08:17 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:50

BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN İSVİÇRE BANKALARINDA 8 HESABI VAR MIDIR? ERTUĞRUL ÖZKÖK ARAŞTIRDI!

Özkök Başbakan'ın İsviçre'deki hesapları üzerine araştırmacı gazetecilik başlattı! Peki sonuç?

İsviçre’deki hesapları araştırdım

BAŞBAKAN’ın İsviçre’deki hesapları üzerine araştırmacı gazeteciliğe başlıyorum.

Önce küçük bir test yapalım.
“Sizce Başbakan Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 hesabı var mıdır?”
Cevapları tahmin ediyorum.
Bir grup “Kesin vardır” diyecek.
Öteki grup da aynı kesinlikle “Hayır yoktur”.
Ben kendi cevabımı biraz sonra vereceğim.
***
Herkesin gözü, Ankara’da o raporları yazan diplomatların üzerinde.
Benim aklımsa, Washington’da o raporları alan “State Department” yetkilerinde.
O sahneyi gözünüzün önüne getirin.
“Ankara’daki adamınız” yazmış.
“Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı var.”
Washington’daki adam acaba bu raporu okuduğu an ne hissetmiştir?
Eminim önce bir “Wooaaww...” demiştir.
Sonra koşa koşa bir üst amirine gidip durumu anlatmıştır.
***
ABD, dünyanın en güçlü istihbarat servisine sahip ülke.
Önlerinde, Ortadoğu’da ve dünyada etkisi giderek yükselen bir liderle ilgili böylesine vahim bir iddia var.
Sizce o iddia, sadece o raporda kalmış mıdır?
ABD, o raporda gelen iddiayı mutlaka araştırmıştır.
Liderleri, DNA’larına kadar öğrenmek isteyen bir yönetim bunu orada bırakır mı?
Şimdi geliyorum bugüne kadar kimsenin değinmediği bir noktaya.
İsviçre bankaları, gizli paraların kapalı kutuları, esrarengiz kasalarıdır.
O bankalar hesap sahipleri hakkında bilgi verir mi?
Biz “Vermez” diye biliyoruz.
Ama 11 Eylül ve uyuşturucuyla mücadele çok şeyi değiştirdi...
ABD, terör parası ve karapara konusunda artık dünyanın bütün kapalı kapılarını açacak güce sahip.
Sadece o mu?
Daha geçenlerde Alman hükümeti, İsviçre bankalarındaki Alman vatandaşların hesapları ile ilgili bilgileri satın aldı.
***
Hiç kuşkum yok; Amerikan yönetimi bu iddiayı İsviçre nezdinde araştırmıştır.
Çünkü elinde bu iddiayı teyit etme imkânı vardır.
Öyleyse sonuç nedir?
Erdoğan’ın bu bankalarda parası bulunduğuna dair bilgiye ulaşamadıklarına eminim.
Nereden mi biliyorum? Çünkü ulaşsalardı mutlaka bunu bir yerlerden öğrenirdik.
Davos’ta “One minute” olayından sonra öğrenirdik.
O olmazsa “Mavi Marmara” olayından sonra öğrenirdik.
O olmazsa “BM’deki İran oylamasından” sonra öğrenirdik.
Bu yazdıklarım teyit edilmiş bilgilere dayanmıyor.
Vicdanımın ve tecrübelerimin süzgecinden geçmiş bir kanaattir bu.
O yüzden gazetecilerin bu raporlara “temkinle” yaklaşmalarında yarar var diye düşünüyorum.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin izlediği politikayı iyi buluyorum.
***
WikiLeaks belgelerine ilk günden beri duygularımla değil, vicdanımla bakmaya çalışıyorum.
Bu belgelerden aklımızın almayacağı iddialar çıkıyor.
Ama unutmayalım ki bunlar sadece iddialardan ibaret.
Hatta büyük bölümü, “duyduğu her şeyi rapor eden diplomatların” işgüzarlığı olarak da görülebilir.
Yine de bu belgelerin, Türkiye’deki bazı tartışmalara, bazı gazetecilik anlayışlarına “balans ayarı” yapmasını umut ediyorum.
Belki naif bir düşünce ama, bu belgelerin herkese “vicdan” denen şeyi hatırlatmasını bekliyorum.
Düşünün, Başbakan için ortaya atılan iddianın aynısı mesela Mehmet Haberal için atılsaydı ne olurdu?
Büyük bir ihtimalle bile değil; kesinlikle, bazı gazetelerin manşetinde okurduk.
Ergenekon savcıları anında harekete geçerdi.
Ve ideolojik kanaatler bir anda “kesin yargılara” dönüşürdü.
***
Oysa ihtiyacımız olan tek şey “vicdan” ve “mantık”.
O nedenle iflah olmaz iyimser tarafım bana diyor ki, WikiLeaks belgeleri Ergenekon davasında yapılan hoyratlıkları dengeleyici bir etki yapabilir.
Çünkü kendine yapılan haksızlıkları ve hoyratlıkları görenler, mutlaka başkalarına yapılanları da anlamaya başlayacaktır...


Ertuğrul ÖZKÖK / HÜRRİYET