Başbakan Erdoğan Zekeriya Öz'e onu mu gönderdi?
Öz'ün Başbakan Erdoğan tarafından kendisiyle görüşmek üzere gönderildiğini söylediği ismin Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu olduğu ileri sürülüyor...
Yolsuzluk soruşturmasından sorumlu olan ve Bakırköy Başsavcı
Vekilliği'ne atanan Zekeriya Öz, yaptığı basın açıklamasında
BaşbakanTayyip Erdoğan ’ın operasyonu durdurması için kendisine iki
kişi gönderdiğini ileri sürdü. Başbakan Erdoğan ’ın iddiaları
yalanlamasına karşın, Öz’ün aktardığı buluşmanın gerçekleştiği ve
açıklamasında bahsettiği “yüksek yargı kökenli” hukukçunun Kamu
Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu olduğu öne sürüldü.
T24'ün haberine göre Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK)
hakkındaki iddiaları yanıtlamasına izin verdiği Savcı Zekeriya Öz,
gün içinde hem yazılı açıklama yaptı, hem de gazetecilerin
sorularını yanıtladı. Öz, yazılı açıklamasında Başbakan’ın
yolsuzluk soruşturmasını durdurması için kendisine iki kişi
gönderdiğini ileri sürdü. Öz, “Başbakan tarafından gönderilen
yüksek yargı kökenli 2 kişiyle Bursa'da görüştüm. Bu kişiler bana
'bizzat Başbakan'dan özür dile. Soruşturmayı durdur' dedi”
ifadelerini kullandı.
Açıklamadan kısa bir süre sonra Singapur’da olan Başbakan Erdoğan,
Zekeriya Öz’ün iddiasına yanıt verdi. Başbakanlık kaynakları
Erdoğan’ın iddiayı “tümüyle iftira” olarak nitelediğini
aktardı.
Zekeriya Öz'ün 'ağabeyi'
Ancak Zekeriya Öz’ün yolsuzluk soruşturması başladıktan sonra, 22
Aralık 2013’te tarif ettiği gibi “yüksek yargı kökenli”bir isimle
buluştuğu öne sürüldü. Bu kişinin, kariyerinde Bursa hakimliği de
bulunan, 2005’te başlayan Yargıtay üyeliği ardından 2012’de TBMM
Genel Kurulu’nca ilk Kamu Başdenetçisi olarak atanan Nihat Ömeroğlu
olduğu aktarıldı.
Öz’ün kamuoyunda “Ombudsman” olarak bilinen Ömeroğlu’na “ağabey”
diyecek düzeyde bir yakınlık duyduğu belirtilirken ilgili
buluşmanın Öz’ün ailesinin de yaşadığı Bursa’da gerçekleştiği
konuşuluyor. Aktarılanlara göre, Öz ile Ömeroğlu, yolsuzluk
operasyonu başladıktan altı gün sonra, 22 Aralık’ta Bursa’daki
Crowne Plaza Otel’de buluştu.
Erdoğan oğlunun nikah şahidi olmuştu
Ömeroğlu, öldürülmeden önce gazeteci Hrant Dink hakkında mahkumiyet
kararı veren Yargıtay Genel Kurulu'nun üyesi olarak da biliniyor.
Başbakan Erdoğan, henüz Yargıtay üyesi olduğu 2010 yılında
Ömeroğlu'nun oğlu Burak Ömeroğlu'nun nikah şahitliğini
yapmıştı.
Savcı Zekeriya Öz’ün HSYK’dan aldığı izin üzerine bugün (8 Ocak
2014) yaptığı yazılı açıklamanın ilgili bölümü şöyle:
“Hakkımdaki bu iddialar (Öz, “Dubai’deki tatilinin faturasını
yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan iş adamı Ali
Ağaoğlu’nun ödediği” ve “iki sene içinde 22 kez yurt dışına
çıktığı” iddialarını kast ediyor- T24) Sayın Başbakan tarafından
açıklanmadan önce Yüksek Yargı kökenli olan, daha önceden
tanıştığım ve saygı duyduğum iki kişi bizzat Sayın Başbakan
tarafından bana gönderilmiştir. Bursa’da bir otelde görüştüğüm bu
kişiler Sayın Başbakan’ın bana çok kızgın olduğunu, hakkımda ağır
laflar ettiğini, bir mektup yazarak kendisinden özür dilemem
gerektiğini, hükümete yönelik soruşturmaların derhal
durdurulmasını, aksi takdirde zarar göreceğimi ve bunun
sonuçlarının benim için ağır olacağını, emniyete neden gittiğimi,
bunun herkesi çok kızdırdığını söylediler. Tehdit niteliğindeki bu
haberi getiren kişilere, soruşturmanın benim dışımda vicdanları ve
kanunlar çerçevesinde görev yapan savcılar tarafından
yönetildiğini, kaldı ki kuvvetli deliller nedeniyle bir çok
şüphelinin tutuklandığını, kuvvetli deliller bulunduğunu, emniyet
müdürlüğüne yeni atanan personelin şüphelilere sorulmak için
hazırlanan soruları değiştirdiği yolunda bir ihbar yapılması
üzerine gittiğimi ve sorulacak soruları kapalı zarf içinde mühürlü
olarak teslim aldığımı, başıma gelecek en kötü şeyin ölüm olduğunu,
görevim nedeniyle ölmem halinde de görev şehidi olacağım için bunun
benim için şeref olduğunu ifade ettim. Bu cevabımdan sonra çok
zarar göreceğim bana söylendi.
Daha sonra kamuoyunda ikinci yolsuzluk operasyonu olarak
isimlendirilen dosyada ilgili savcılarla görüşerek bu soruşturmaya
müdahale etmem gerektiğini, işin farklı boyutlara kaydırılmasını,
bu konuda yardımcı olmam gerektiği söylendi. Ben de o soruşturmadan
bilgimin olmadığını, soruşturmanın TMK 10. maddesiyle ilgili
yetkili başsavcı vekilliği tarafından yürütüldüğünü belirttim Bu
gelişmeden bir gün sonra Sayın Başbakan tarafından şahsıma yönelik
gerçek olmayan iddialar dile getirildi. Bazı basın yayın organları
da bundan sonra şahsıma yönelik yıpratma kampanyasına başladı ve
halen bu saldırılar devam etmektedir. Bu konuda gönderdiğim
tekzipler de yayınlanmamaktadır.”