03 Kas 2010 12:44
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:46
BAŞBAKAN ERDOĞAN 24 BİN TL'LİK YEMEĞİ BELEŞE Mİ GETİRDİ? EMİN ÇÖLAŞAN'DAN İLGİNÇ İDDİA!
Sözcü'nün bugünkü sürmanşeti Başbakan'ı kızdıracağa benziyor. Emin Çölaşan'a göre, Başbakan ve ekibi 24 bin TL tutarındaki hesabı hala ödemedi.
AFİYET OLSUN BEYLER!
Tunceli’den okuyucum Aydın Kök’ten gelen ilginç bir mektubu size açıklamaktan gurur duyuyorum! Türkiye’de neler neler olduğunu da biz ancak böyle okuyucu mektuplarından öğreniyoruz. İşte size mektubun tam metni:
“Sayın Emin Çölaşan, ben kendim 1956 Tunceli doğumlu olup halen Tunceli’de Mado Kafe’yi işletiyorum. Daha önceden 28 yıl Tunceli köy hizmetlerinde çalıştım ve 2005 yılında emekli oldum.
2008 yılında bu işletmeyi Tunceli’de hizmete açtım. İlimizin her gün ve her zaman basında terörle gündeme gelmesinden rahatsız olduğumuzdan, 25 bin nüfuslu bir ilimize Mado’yu kazandırmak öyle kolay olmadı.
Bize destek olması gereken kurumlar bırakın destek olmayı, ne yazık ki hak etmiş olduğumuz alacaklarımızı bile bize ödemiyorlar.
Sayın Başbakanın 2008 yılında ilimizi ziyaretinde Başbakan ve gezideki tüm davetlileri, Valilikçe (korumaları dahil) işletmemiz tarafından ağırlandı. Yaklaşık 200 olan davetli sayısına hizmet edildi.
Buna karşılık işletmemizin hak ettiği hizmet bedeli olan 24.450 TL, bugüne kadar tarafımıza ödenmedi.
Faturamız Valilik makamı ve Genel Sekreterliğe defalarca gidip gelmemize rağmen tarafımıza ödenmiyor. Bu konuda müfettiş raporları ve kayıtlar Valilikte olmasına rağmen, mağduriyetimiz halen giderilmemiştir.
24.450 TL, bizim gibi küçük işletmelerin sermayesidir. Bu alacağımı alamadığımdan dolayı çeklerim yazıldı, senetlerim protesto edildi ve icralık oldum. İşletmem maddi ve manevi olarak büyük zarar gördü.
Bu mağduriyetimin daha fazla devam etmemesi için sizden bana yardımcı olmanızı istiyorum. Ayrıca Sayın Başbakanın konuyu bilmesi ve mağduriyetimin giderilmesi açısından size ulaşmaya gerek gördüm. Saygılarımla. 2 kasım 2010. Aydın Kök.”
X X X
Mektup bu kadar, Ancak bir de ekleri var ki, insana “Vay bee!” dedirtiyor. O bölümü de bilgilerinize aynen sunuyorum:
“Not: Yapılan hizmet ve giderler.
80 adet testi kebabı.
46 çeşit soğuk ve sıcak menü. (200 kişi için)
250 adet sütlü tatlı çeşitleri,
250 kişilik dondurma.
30 kilo kara kovan balı.
10 kilo badem içi.
10 kilo ceviz.
25 kilo alabalık.
20 kilo tulum peyniri.
250 kişilik meyve.”
Maşallah valla, demek ki kafilenin iştahı yerinde. Allah doyursun.
X X X
Ancak Tunceli’li vatandaş Aydın Kök’ün mektubunda yer alan liste bununla da bitmiyor. Kök şöyle yazmış:
“Ayrıca Valilik tarafından Sayın Başbakana hediye olarak Ankara adresine gönderilmek üzere 12 kilo kara kovan balı, 10 kilo tulum peyniri ve 10 kilo kırmızı benekli alabalık alınarak gönderilmiştir.”
Peki bu hediyeler kimin parasından?
Elbette devletin ve milletin parasından!
Ne demişti şair Tevfik Fikret:
“Yiyin efendiler yiyin…”
X X X
Sevgili okuyucularım, vatandaş Aydın Kök, mektubunda telefon numaralarını da vermiş. Dün kendisini aradım ve uzunca konuştum. Olayı ayrıntılarıyla anlatmasını istedim.Şunları söyledi:
“Alacağımı istemek için çeşitli zamanlarda Vali Mustafa Yaman’ın makamına gittim. Bana şunları söyledi:
‘Sen merak etme, bir müteahhit buluruz, onun hesabından sana aktarma yaparız.’
Vali Bey ayrıca benim AKP’ye girmemi, girdiğim takdirde paramı daha kolay bir biçimde alacağımı söyledi. Ben hayatımda hiçbir partiye girmediğimi, AKP’ye de girmeyeceğimi kendisine söyledim.”
Peki kim bu adı geçen vali?
Anımsayın, 2009 yerel seçimleri öncesinde çoook ünlü olan bir Tunceli Valisi vardı. Seçmenlere toplam 3.300 adet buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın, bulaşım makinesi gibi beyaz eşya, ayrıca televizyon, koltuk, kanape, halı gibi ev eşyaları dağıtıyordu. İşin cılkı çıktı, olaya Yüksek Seçim Kurulu el koydu.
İktidar partisi onu Tunceli’de daha fazla tutamazdı. Görevden aldılar ama bu kez deniz kenarına, Giresun’a vali yaptılar.
O dönemdeki beyaz eşyacı Tunceli Valisi Mustafa Yaman, şu anda Giresun Valisi!
X X X
Dün telefonda Aydın Kök’e sordum: “Peki Tayyip için devlet parasıyla alınan özel bal, tulum peyniri ve kırmızı benekli alabalıklar Ankara’ya gerçekten gönderildi mi?”
Yanıtı şöyle oldu: “Bizzat ben başında durup Başbakanlık adresine gönderdim. Hepsini buzlarla ve köpükle sardık, özel ambalaj yaptık ve adresine gönderdik.”
Sözlerine ilginç bir ekleme daha yaptı:
“Sayın Başbakan zehirlenmesin diye çok özel önlemler alınıyor. Örneğin bizim bütün yemeklerimiz doktorların denetiminde hazırlandı. Tunceli’de yiyeceği ekmek, içeceği su ve ayran özel olarak Elazığ’dan getirildi. Burada bizim meşhur Munzur suyunu bile içmedi.”
Aydın Kök, mektubunun ekine 24.450 liralık faturayı da eklemiş. KDV’sini de devlete ödemiş, zararı biraz daha artmış. Kendisine bir soru daha sordum:
“Tayyip o gezisinde Tunceli’de kaç gün kaldı? Yani o kadar yemeği kimler nasıl yedi?”
Yanıtı ilginçti: “Gün değil, sadece birkaç saat kaldı. Korumaları, özel davetlileri falan vardı. Başka harcamalar da yapıldı ama onları ben bilemiyorum.”
X X X
Sevgili okuyucularım, yukarıda size açıkladığım olay tamamen belgeli. Bir başbakan ülkemizin küçük illerinden birine gidiyor, birkaç saat kalıyor. Yenilen yemeklere, yapılan harcamalara, kendisine Vali tarafından gönderilen hediyelere bakınız!
Bir kilo kara kovan balının kilosu 144 lira imiş.
Kim bilir, Tayyip belki de bu uygulamaya karşı çıkmış, “Ben devlet parasından hediye kabul etmem. Vali tarafından adresime gönderilen ve devlet parasıyla alınan bu balı, tulum peynirini ve kırmızı benekli alabalıkları iade edin” demiştir, bilemem ki!
Bütün harcamalar devletin ve milletin parasından! Tayyip hemen her gün bir yerlere gidiyor. Oralarda da bu tür harcamalar yapılıyorsa –ki mutlaka yapılıyordur- vay bizim halimize.
Bize düşen görev “Afiyet olsun beyler, yarasın” demek!
Bana bu mektubu gönderen vatandaş Aydın’a çok teşekkür ediyorum. Hiç bilmediğimiz bir konuda önümüzü açtı, Türkiye’de neler olduğunu bize göstermiş oldu.
Burada vatandaş Aydın’a bir de önerim olacak:
“Devir onların devri. İster asarlar, ister yok ederler. Ya valinin dediği gibi AKP’ye girip paranı tahsil et, ya da o alacağının üzerine bir bardak soğuk su iç!”
Emin Çölaşan/SÖZCÜ
VE İŞTE SÖZCÜ’NÜN MANŞETİ:
Tunceli’den okuyucum Aydın Kök’ten gelen ilginç bir mektubu size açıklamaktan gurur duyuyorum! Türkiye’de neler neler olduğunu da biz ancak böyle okuyucu mektuplarından öğreniyoruz. İşte size mektubun tam metni:
“Sayın Emin Çölaşan, ben kendim 1956 Tunceli doğumlu olup halen Tunceli’de Mado Kafe’yi işletiyorum. Daha önceden 28 yıl Tunceli köy hizmetlerinde çalıştım ve 2005 yılında emekli oldum.
2008 yılında bu işletmeyi Tunceli’de hizmete açtım. İlimizin her gün ve her zaman basında terörle gündeme gelmesinden rahatsız olduğumuzdan, 25 bin nüfuslu bir ilimize Mado’yu kazandırmak öyle kolay olmadı.
Bize destek olması gereken kurumlar bırakın destek olmayı, ne yazık ki hak etmiş olduğumuz alacaklarımızı bile bize ödemiyorlar.
Sayın Başbakanın 2008 yılında ilimizi ziyaretinde Başbakan ve gezideki tüm davetlileri, Valilikçe (korumaları dahil) işletmemiz tarafından ağırlandı. Yaklaşık 200 olan davetli sayısına hizmet edildi.
Buna karşılık işletmemizin hak ettiği hizmet bedeli olan 24.450 TL, bugüne kadar tarafımıza ödenmedi.
Faturamız Valilik makamı ve Genel Sekreterliğe defalarca gidip gelmemize rağmen tarafımıza ödenmiyor. Bu konuda müfettiş raporları ve kayıtlar Valilikte olmasına rağmen, mağduriyetimiz halen giderilmemiştir.
24.450 TL, bizim gibi küçük işletmelerin sermayesidir. Bu alacağımı alamadığımdan dolayı çeklerim yazıldı, senetlerim protesto edildi ve icralık oldum. İşletmem maddi ve manevi olarak büyük zarar gördü.
Bu mağduriyetimin daha fazla devam etmemesi için sizden bana yardımcı olmanızı istiyorum. Ayrıca Sayın Başbakanın konuyu bilmesi ve mağduriyetimin giderilmesi açısından size ulaşmaya gerek gördüm. Saygılarımla. 2 kasım 2010. Aydın Kök.”
X X X
Mektup bu kadar, Ancak bir de ekleri var ki, insana “Vay bee!” dedirtiyor. O bölümü de bilgilerinize aynen sunuyorum:
“Not: Yapılan hizmet ve giderler.
80 adet testi kebabı.
46 çeşit soğuk ve sıcak menü. (200 kişi için)
250 adet sütlü tatlı çeşitleri,
250 kişilik dondurma.
30 kilo kara kovan balı.
10 kilo badem içi.
10 kilo ceviz.
25 kilo alabalık.
20 kilo tulum peyniri.
250 kişilik meyve.”
Maşallah valla, demek ki kafilenin iştahı yerinde. Allah doyursun.
X X X
Ancak Tunceli’li vatandaş Aydın Kök’ün mektubunda yer alan liste bununla da bitmiyor. Kök şöyle yazmış:
“Ayrıca Valilik tarafından Sayın Başbakana hediye olarak Ankara adresine gönderilmek üzere 12 kilo kara kovan balı, 10 kilo tulum peyniri ve 10 kilo kırmızı benekli alabalık alınarak gönderilmiştir.”
Peki bu hediyeler kimin parasından?
Elbette devletin ve milletin parasından!
Ne demişti şair Tevfik Fikret:
“Yiyin efendiler yiyin…”
X X X
Sevgili okuyucularım, vatandaş Aydın Kök, mektubunda telefon numaralarını da vermiş. Dün kendisini aradım ve uzunca konuştum. Olayı ayrıntılarıyla anlatmasını istedim.Şunları söyledi:
“Alacağımı istemek için çeşitli zamanlarda Vali Mustafa Yaman’ın makamına gittim. Bana şunları söyledi:
‘Sen merak etme, bir müteahhit buluruz, onun hesabından sana aktarma yaparız.’
Vali Bey ayrıca benim AKP’ye girmemi, girdiğim takdirde paramı daha kolay bir biçimde alacağımı söyledi. Ben hayatımda hiçbir partiye girmediğimi, AKP’ye de girmeyeceğimi kendisine söyledim.”
Peki kim bu adı geçen vali?
Anımsayın, 2009 yerel seçimleri öncesinde çoook ünlü olan bir Tunceli Valisi vardı. Seçmenlere toplam 3.300 adet buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın, bulaşım makinesi gibi beyaz eşya, ayrıca televizyon, koltuk, kanape, halı gibi ev eşyaları dağıtıyordu. İşin cılkı çıktı, olaya Yüksek Seçim Kurulu el koydu.
İktidar partisi onu Tunceli’de daha fazla tutamazdı. Görevden aldılar ama bu kez deniz kenarına, Giresun’a vali yaptılar.
O dönemdeki beyaz eşyacı Tunceli Valisi Mustafa Yaman, şu anda Giresun Valisi!
X X X
Dün telefonda Aydın Kök’e sordum: “Peki Tayyip için devlet parasıyla alınan özel bal, tulum peyniri ve kırmızı benekli alabalıklar Ankara’ya gerçekten gönderildi mi?”
Yanıtı şöyle oldu: “Bizzat ben başında durup Başbakanlık adresine gönderdim. Hepsini buzlarla ve köpükle sardık, özel ambalaj yaptık ve adresine gönderdik.”
Sözlerine ilginç bir ekleme daha yaptı:
“Sayın Başbakan zehirlenmesin diye çok özel önlemler alınıyor. Örneğin bizim bütün yemeklerimiz doktorların denetiminde hazırlandı. Tunceli’de yiyeceği ekmek, içeceği su ve ayran özel olarak Elazığ’dan getirildi. Burada bizim meşhur Munzur suyunu bile içmedi.”
Aydın Kök, mektubunun ekine 24.450 liralık faturayı da eklemiş. KDV’sini de devlete ödemiş, zararı biraz daha artmış. Kendisine bir soru daha sordum:
“Tayyip o gezisinde Tunceli’de kaç gün kaldı? Yani o kadar yemeği kimler nasıl yedi?”
Yanıtı ilginçti: “Gün değil, sadece birkaç saat kaldı. Korumaları, özel davetlileri falan vardı. Başka harcamalar da yapıldı ama onları ben bilemiyorum.”
X X X
Sevgili okuyucularım, yukarıda size açıkladığım olay tamamen belgeli. Bir başbakan ülkemizin küçük illerinden birine gidiyor, birkaç saat kalıyor. Yenilen yemeklere, yapılan harcamalara, kendisine Vali tarafından gönderilen hediyelere bakınız!
Bir kilo kara kovan balının kilosu 144 lira imiş.
Kim bilir, Tayyip belki de bu uygulamaya karşı çıkmış, “Ben devlet parasından hediye kabul etmem. Vali tarafından adresime gönderilen ve devlet parasıyla alınan bu balı, tulum peynirini ve kırmızı benekli alabalıkları iade edin” demiştir, bilemem ki!
Bütün harcamalar devletin ve milletin parasından! Tayyip hemen her gün bir yerlere gidiyor. Oralarda da bu tür harcamalar yapılıyorsa –ki mutlaka yapılıyordur- vay bizim halimize.
Bize düşen görev “Afiyet olsun beyler, yarasın” demek!
Bana bu mektubu gönderen vatandaş Aydın’a çok teşekkür ediyorum. Hiç bilmediğimiz bir konuda önümüzü açtı, Türkiye’de neler olduğunu bize göstermiş oldu.
Burada vatandaş Aydın’a bir de önerim olacak:
“Devir onların devri. İster asarlar, ister yok ederler. Ya valinin dediği gibi AKP’ye girip paranı tahsil et, ya da o alacağının üzerine bir bardak soğuk su iç!”
Emin Çölaşan/SÖZCÜ
VE İŞTE SÖZCÜ’NÜN MANŞETİ: