BARLAS'IN HAPİSTEN KURTARDIĞI YAZARLAR KİMLER? NAGEHAN ALÇI DA POLEMİĞE DAHİL OLDU!
Mehmet Barlas-Ertuğrul Özkök polemiğine Nagehan Alçı da girdi. Alçı çok önemli hatırlatmalarda bulundu. İşte o sözler...
MEDYARADAR - Mehmet Barlas ve Ertuğrul Özkök sıkı bir polemiğe tutuştu. Karşılıklı ağır ithamlarda bulunuldu, sert sözler sarfedildi.
"Kambersiz düğün olmaz" misali, her polemiğe kafadan dalış yapan Nagehan Alçı son günlerin en ağır polemiğinde de boy göstermeye başladı.
Hakkını yememek lazım, Alçı çok önemli detaylar vermiş yazısında. Daha ziyade Barlas'ı savunmuş, Özkök'ü yerden yere vurmuş.
İşte Nagehan Alçı'nın o yazısı...
Başlıktaki iki bambaşka insan. Başka dönemlerde, başka yerlerde yaşadılar ama çok benzer işlevler gördüler, insanlıktan yana tavır koydular...
Nasıl mı? Biliyorsunuz bu aralar suçluluk psikolojisiyle Ertuğrul Özkök her yere saldırmaya devam ediyor. Bir yandan demokrasi düşmanlarını teşhir etme işine utanmadan 'Çölaşanlaşma' diyor. Diğer yandan da 28 Şubat darbesi döneminde işlediği suçların ağırlığından kurtulmak için Mehmet Barlas'a 'Sen de 12 Eylül döneminde benim gibiydin' diye sesleniyor. Özkök'ün liderliğinde hareket eden çete de durmadan, aynı şekilde Barlas'a '12 Eylül'de darbeci değil miydin' diye saldırıyor.
Ben buradan üstüne basa basa söylüyorum: Holocaust dönemi için Schindler ne yapmışsa 12 Eylül dönemi için de Mehmet Barlas onu yapmıştır! Schindler, dönemin Alman toplumunda güçlü bir sanayiciydi. Nazi iktidarının Schindler'e karşı tavrı yoktu.O da o konjonktürde yurtdışına çıkmak zorunda kalacağı bir karşı-muhalefeti tercih etmedi. Almanya'da kalarak bu durdurulamaz depremden olabildiğince çok Yahudi insanı kurtarmaya çalıştı. Nazi partisindeki konumunu ve devrin iktidar sahipleriyle olan ilişkilerini kullanarak binlerce Yahudi'yi gaz odasından kurtardı. Kendini Nazi gibi göstererek yaptı bütün bunları.
Elbette 12 Eylül dönemi Holocaust kadar korkunç bir dönem değil. Belki Barlas da Schindler gibi binlerce insanı ölümden kurtaramadı ama azımsanmayacak sayıda yazarı ve aydını hapislerden, işkencelerden kurtardı. Sırf benim bizzat mağdurların yakınlarından dinlediğim kaç örnek var...
Bilmeyenler için hatırlatalım: 12 Eylül döneminde Mehmet Barlas Milliyet gazetesi başyazarıydı. O dönemde de bugünkü kadar ünlü ve önemli bir gazeteciydi. 12 Eylül öncesinin hem radikal sol hem de radikal sağ kanatlarına mesafeliydi. Darbecilerin Barlas'a doğrudan bir tavrı ve düşmanlığı yoktu, bilakis Barlas'ın basındaki nüfuzu gereği onunla iyi geçinmek istiyorlardı. O da Schinlder taktiğini izleyerek bu durumu birçok gazeteci ve yazar dostunun lehine kullandı.
12 Eylül yönetimi hukuksuz şekilde bir yazarı içeri aldığında, işkencehaneye götürmek istediğinde Barlas hemen telefona sarılır, İlgili emniyet müdürü, savcı, bölge komutanı kim varsa arar, ulaşamazsa bizzat mekanlarına gider ve içeri alınan o kişiyi kurtarmak için elinden ne gelirse yapardı. Bunun onlarca örneği var... Gerekirse Barlas'ın işkenceden ve zulümden kurtardığı yazarları isim isim de sayarım. Onun 12 Eylül yönetimindekilerle ilişkilerinin sağlam olması hem başyazarlığını yaptığı Milliyet'in hem de başka birçok gazetenin kapanmasını defalarca engelledi. Bunu artık onu sevmeyen birçok kişi de açıkça söylemek zorunda kalıyor...
Evet, Barlas da tıpkı Schindler gibi devrin yönetimiyle arasını iyi tuttu, zaman zaman taktiksel amaçlı yazılar da yazdı ama her o taktiksel yazıyla kazandığı krediyi başka bir arkadaşının, yazarın, aydının hayatını kurtarmak için kullandı. O dönemin bütün gazetecilerinin bildiği üzere dönemin işkenceci İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'ya makamında bağırabilen, sert çıkışabilen tek gazeteciydi. Elbette bu gücü Kenan Evren'le iyi ilişkilerinden alıyor ve tıpkı Schindler gibi işkencehanelerden olabildiğince daha çok suçsuz insanı kurtarmak için kullanıyordu...
Bir yanda 28 Şubat darbecilerinin emriyle hareket eden, Mehmet ve Canan Barlas'ın işsiz kalmasına sevinen Ertuğrul Özkök, diğer yanda ise 80 darbesi döneminde onlarca gazetecinin işsiz kalmasını engelleyen Barlas çifti... Ne denebilir ki? 12 Eylül sırasında Özkök önemsiz, tanınmayan ve medyada bilinmeyen biriydi. O döneme karşı çıkmış olsa ne yazar? Dahası köşesinden defalarca da 12 Eylül darbesine övgü yağdırmasını bildi. O yüzden onun ve bitik çetesinin sözleri boş ve anlamsız...
Nagehan Alçı/Akşam