Barış Terkoğlu canlı yayında açıkladı: Barış Pehlivan ile birlikte Pensilvanya’ya gittik
Tahliyesinin ardından HalkTV canlı yayınına katılan Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, "bunu ilk kez açıklıyorum" diyerek Barış Pehlivan ile birlikte 2012 yılında Pensilvanya'ya gittiklerini söyledi...
Libya'da şehit olan MİT mensubunun bilgilerinin ifşa edildiği iddiasına ilişkin İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan gazeteciler Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ferhat Çelik ile Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser'in tahliyesine karar verildi.
Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Yeniçağ yazarı Murat Ağırel ile muhabir Hülya Kılınç'ın ise tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Duruşma 9 Eylül'e ertelendi.
Tahliyesinin ardından HalkTV’de Ayşenur Aslan’ın konuğu olan Barış Terkoğlu, canlı yayında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Program sırasında ‘bunu ilk kez açıklıyorum’ diyen Terkoğlu, 2012 yılında cezaevinden tahliye olduktan sonra Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ile birlikte Pensilvanya’ya gittiklerini dile getirdi.
Terkoğlu o ziyaretle ilgili şunları söyledi:
“BARIŞ İLE BİRLİKTE PENSILVANYA’YA GİTTİK”
* Barış Pehlivan’la birlikte 2012 yılında hâlâ FETÖ’cü hakim ve savcılar görevdeyken Pensilvanya’ya gittik. Ama biz bazı gazeteciler gibi Fethullah Gülen’i ziyaret etmeye gitmedik.
* Amerika’daki Türkler, burada askerler gazeteciler aydınlar tutuklandığı için Gülen’in evinin önünde eylem yapıyordu.
* AKP İktidarının desteklediği FETÖ kumpaslarında mağdur olmuş insanları çıkarıp bütün Amerika’ya Fethullah Gülen’in aslında nasıl bir kumpasçı olduğunun anlatılması gerekiyordu.
KAÇMAK YERİNE KOVALAMAYI TERCİH ETTİK
* O yüzden bu görevi bana, Barış Pehlivan’a ve bir askere, Türker Ertürk’e verdiler. Ulaşabildiğimiz Amerikalılara bunu anlatmaya çalıştık. Yani biz 2012’de 19 ay hapis yattıktan sonra çıkıp kaçmak yerine kovalamayı tercih ettik.
* Konferanstan çıktıktan sonra bizi davet edenler ‘bakın sizi tutuklayan FETÖ’cü hakim ve savcılar hâlâ görevde döndükten sonra sizi tekrar tutuklayabilirler. İsterseniz burada kalın’ dediler.
* Biz de “Bizim hâlâ bir çok arkadaşımız hapiste. Biz kimsenin yüzünü öne eğdirmeyiz. Hiç kimseye ‘bakın biz bıraktık kaçtılar’ dedirtmeyiz” diye cevapladık.
Programda tutukluluk ve tahliyesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Terkoğlu şunları anlattı:
* Ben iki kere tahliye oldum hayatımda. Eşyalarınız toplarsınız çıkarsınız. Cezaevindeki diğer insanların küçücük pencerelerinden hayırlı olsun diye bağırırlar.Bunlardan birisi de Barış Pehlivandı. Bunları görünce, haliyle insanın gülümsemesi yarım kalıyor.
İÇERİDEKİ KOŞULLAR NASIL?
* Cezaevi içerisinde de bize özel bir cezalandırma uygulandı. 4 ay sonra Barış Pehlivan’ı ilk kez gördüm duruşmada. Tecrit uygulanıyor. Temel ihtiyaçlarını karşılama koşulları olmayacak. Ben cezavindeyken ilk istediğim şey, masa, kağıt ve sandalyeydi.
* Cezaevinin düzenli getirdiği yemek vardır. Ben genelde o yemekleri pek az yemeye çalışırım. Cezaevlerinde bir gün kantin günleri vardır. Ben çoğunlukla öyle beslendiğim için kilo verdim.
* Cezaevindeki beslenme koşulları gerçekten sağlıklı bir insan için yeterli değil. Barış, o şartlar altında ne kadar sağlıklı kalmayı becerebilirse o kadar sağlıklı kalacaktır.
* Bizi içeri atanlar bizi düşman olarak görüyorlar. Bizim de bu savaşı kazanabilmemiz için kendimize bakmaya çalışmamış lazım.
DELİLLER TOPLANDI MI TOPLANMADI MI?
* Bu davada ben, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Eren yalnızca yayınlanmış bir haber nedeniyle yargılanıyoruz. Bizim evimizde arama yapılmadı. Yalnızca bir haber nedeniyle yargılanıyoruz, üç kişi tutuklu yargılanıyor.
* Ben sorgulanırken, ‘kim yayına aldı’ sorusuna yanıt vermedim. Ben daha önce tutuklandığımda şunu anladım, OdaTV’deki arkadaşlarımız ne yaptıysa gazetecilik adına yaparlar.
* Barış, buna rağmen çantasını aldı ‘ben girdim haberi’ dedi. Şimdi böyle bir insana ‘kaçma şüphesi var’ diyebilir misiniz?
* Bazı insanlar sistematik olarak içeride tutulması gerekiyor. Bunun için de sürekli bir gerekçe bulmaları gerekiyor. Bunlar gerçekçi gerekçeler değil.