22 Eyl 2023 09:19 Son Güncelleme: 22 Eyl 2023 09:27

Barış Pehlivan'dan Yüksel Kocaman iddiası: "2018'deki cinayet şüphelisi ile gizli görüşme yapıp..."

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan'ın villa ve araba hediye ettiği iddiasıyla gündeme gelen Yargıtay üyesi, eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman hakkında bir başka usulsüzlük iddiasını köşesine taşıdı.

Pehlivan, köşesinde aktardığı iddiadan hareketle; Kocaman'ın 2018'de işlenen bir cinayetin şüphelisiyle gizli görüşme yapıp yapmadığı, soruşturma savcısına cinayet dosyasıyla ilgili talimat gönderip göndermediği sorularını gündeme getirdi.

Pehlivan, 2018'de işlenen Kalegaz Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ilıcan cinayetini hatırlattı ve soruşturmanın detayları hakkında şunları yazdı:

"Haftalar sonra yapılan operasyonla, cinayet şüphelisi olarak Kadooğlu Holding’in yöneticileri gözaltına alındı. Lakin holdingin onursal başkanı Cemal Kadooğlu yakalanmışken oğlu Tarkan Kadooğlu firariydi. Daha sonra baba Kadooğlu serbest bırakıldı.

Hemen ardından yeni bir çark işlemeye başladı. AKP milletvekili Ahmet Uzer, finansörü olduğu ileri sürülen Cemal Kadooğlu için devreye girdi. Cinayet soruşturmasının seyrini de değiştirmek için dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile görüştü.

Sonunda Ankara Adliyesi’nde iki gizli görüşme yapıldı. İddia o ki cinayet şüphelisi baba Cemal Kadooğlu Ankara cumhuriyet başsavcısı ile makam odasında buluştu.

Kim miydi o başsavcı? Bugün Ayhan Bora Kaplan ile ilişkili olmakla suçlanan Yüksel Kocaman!

Doğru muydu bunlar? Adliyedeki gizli görüşmede, Başsavcı Kocaman cinayet şüphelisi Kadooğlu’na akıl mı verdi? 'Avukatlarınız ile soruşturma savcısı yakın ilişkide olsun, otursunlar konuşsunlar' mı dedi? Başsavcı Kocaman, soruşturma savcısı Ali İhsan Akdoğan’a bu cinayet dosyasına dair talimat mı gönderdi?

Gelin görün ki Savcı Akdoğan o talimatı dinlemedi. Cemal Kadooğlu dahil herkesi şüpheli gösteren bir iddianame hazırladı. Ve bu iddianame, Başsavcı Kocaman’dan habersiz doğrudan mahkemeye sunuldu.

Hal böyle olunca, araya başsavcı girdi ve 'Sehven gönderdik' diyerek mahkemeden iddianameyi geri aldırdı. Cinayet savcısı sürüldü, dosya Başsavcı Vekili Burhan Tezcan’a emanet edildi.

Çürüme kartopu gibi büyüyordu. Cinayet şüphelisinin tahliye edilmesi için hâkimlere baskı da yapıldı... Direnen hâkimler görevden de alındı. Yerlerine gelen hâkimler, Kadooğlu ailesinin tutuklu şüphelileri ile aranan tetikçilerin takasına da girdi.

Yetmedi. Ankara Adliyesi’ndeki bir başsavcı vekili ile cinayet şüphelisi Kadooğlu ailesinin avukatı dışarıda gizlice buluştu. Yetmedi. Şüpheli avukatları tarafından o başsavcı vekiline 'korsan iddianame' verildi. Yetmedi. İddianamede, Kadooğlu ailesinden hiç kimse yokken cinayet sebebi 'alacak' meselesine çevrildi.

Yetmedi. Bir kamu bankasının genel müdür yardımcısı devreye girdi. O isim içinde 260 bin dolar olan çantayı Ankara Adliyesi’nde cinayet savcısı Burhan Tezcan’a vermek istedi. Ancak savcı, adliyede para almak istemedi. Hatta fısıltı o ki durumu Başsavcı Yüksel Kocaman’a iletti. Sahi başsavcı ne yanıt verdi?

İddia o ki rüşvet teklif edilen savcı Tezcan, başına gelenleri Adalet Bakanlığı, HSK ve Cumhurbaşkanlığı’nda üst düzey isimlere anlattı. Yani devletin zirvesi olanları biliyordu. O dönem Ankara kulislerinde Başsavcı Kocaman’ın görevden alındığı konuşuldu."