Lale Manço Ahıskalı, ölümünden sonra da sanatçının şarkılarının gençlerin ruhuna dokunmaya ve beğenilerek dinlenmeye devam ettiğini vurguladı.
Barış Manço'nun hatırasının ölümünün üzerinden seneler geçmesine rağmen halen canlı olduğuna işaret eden Ahıskalı, şunları söyledi:
"Bugüne kadar bizim karşılaştığımız ve temasta olduğumuz Barış Manço sevenlere baktığımız vakit, gerçekten bu sevgi hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Hâlâ beni yolda çevirip boynuma sarılıp ağlayan insanlar var. Barış Manço tutkusu olan küçücük çocuklar var. Şimdi işte bu evimizde, Barış Manço Evi'ndeyiz. Burası müzeye dönüştü biliyorsunuz. Sadece ocak ayında 13 bin ziyaretçisi oldu. 24 sene sonra Barış Manço Evi'ne bir ay içerisinde 13 bin kişi gelebiliyorsa, bu sevginin ve tutkunun devam ettiğini gösteriyor. Neden diye sormak lazım. Bu da işte bir sanatçının en ulaşmak istediği bence nirvana noktası. Çünkü gönüllere girmesi, kalıcı olması, en büyük idealleri, yaptıkları eserler ve hayatta bıraktıkları her şeyin buna yönelik olduğunu düşünüyorum ve Barış Manço bunu başarmış insanlardan biri. Gönüllere öyle bir girmiş ki hâlâ çıkmıyor. Ne mutlu."
"Barış Manço şarkısı söylediğiniz vakit, kendinize veya yaşadığınız ortama ait çok şey buluyorsunuz. 'Evet bu benim duygum, ben bunlarla yaşadım' diyebiliyorsunuz" diyen Ahıskalı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aktardığı şeyler yani en basit çocuk şarkısında bile, ki Barış Manço bunu kabul etmezdi herhalde çünkü herkese şarkı yapan bir insandı. Sadece çocuklara yapmazdı ama çocuklar tarafından çok sevilen şarkıları oldu. Mesela 'Ayı' gibi. 'Ayı' bir çocuk şarkısı değil, bence toplumsal bir mesaj şarkısı. Toplumsal davranış biçimimizi belirleyen bir mesaj şarkısı olduğunu düşünüyorum ben. Ama tabii o 'ayı' repliği çok tatlı, çok şeker."
Barış Manço'nun kaynağının halk olduğunu dile getiren Ahıskalı, hem mütevazı hem de insanlarla temas kurmayı çok iyi başaran biri olarak her gün Moda caddesi üzerindeki iş yerine yürüyerek gidip geldiğini, yolda herkesle konuşup sohbet ettiğinin altını çizdi.