23 Eki 2010 11:06
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:44
BARDAĞI TAŞIRAN DAMLA! YILMAZ ÖZDİL GAZETECİLER CEMİYETİ'NDEN NEDEN KOVULDU?
Yılmaz Özdil Hürriyet Gazetesi'ndeki yazısında Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nun Gül'e yaptığı yazarlık teklifini değerlendirdi.
Başyazar
Yıllar önce İzmir’de, 20’li yaşlarda, Yeni Asır’ın yazı işleri müdürüyüm... Bayramlarda gazeteler çıkmıyordu o zamanlar, gazeteciler cemiyetinin bayram gazetesi çıkıyordu. Adı gazete ama, tırışkadan; konserve haberlerle yapılır, hatta, arife gününden üç günlük basılırdı. Şeker bayramında işe yaramazdı, kurban bayramında fena değildi, et filan sarıyordu ahali!
*
Vatandaşa faydası olmayan bayram gazetelerinin, gazetecilere faydası çoktu. Çünkü, cemiyetlerin kasasında eşşek yüküyle istiflenmiş para vardı. İki tane dandik haber attırıyordun, karşılığında, neredeyse bir aylık maaş alıyordun... Üstüne, matah iş yapmışsın gibi, avanta hediye sepeti veriyorlardı, içinde çikolata, viski falan.
*
Hangi seneydi unuttum, Asil Nadir batmıştı, sahibi olduğu Günaydın gazetesinin çalışanları aylardır maaş alamıyordu. Cemiyetteki bayram hazırlığı toplantısına Yeni Asır’ı temsilen gönderilmiştim. "Bu sene kimse çalışmasın, sadece maaş alamayan gazeteciler çalışsın, toplam ödenecek parayı onlar paylaşsın" dedim. Sanırsın, küfür ettim. Öyle bi hava oldu masada... Gerçi haksız değillerdi... Cemiyetin arazi kapatıp, kendilerine yazlık evler inşa ettiğini Yeni Asır’da manşet yaptığım için, pek severlerdi beni! Bayram önerim bardağı taşıran damla oldu, önerim reddedildi, cemiyet üyeliğinden atılmam oy birliğiyle kabul edildi.
*
:)
*
"Cumhurbaşkanı Gül başyazar oluyor" haberini okuduğumda aklıma geliverdi o günler...
*
Türkiye Gazeteciler Federasyonu, "Kurban Bayramı’nda çıkaracağımız gazeteye başyazar olur musunuz?" önerisinde bulunmuş... Meğer, beş ay önce de sarı basın kartı vermişler Cumhurbaşkanı’na iyi mi... "E şimdi gazeteci mi oldum ben?" demiş. "E tabii" demişler.
"E yazı yazmıyorum" demiş.
"E bayram gazetesinde başyazar olun" demişler. "E peki" demiş.
*
Cumhurun başı...
Oldu sana köşe başı.
*
Aynı dakikalarda, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün basın özgürlüğü listesi açıklandı. Türkiye, 178 ülke arasında 138’inci sırada... Lübnan, Ermenistan, Bhutan, Nikaragua bizden iyi durumda, Irak çok daha iyi durumda... Küçümser ifadeler kullandığımız Afrika ülkeleri, Namibya, Gana, Tanzanya, Kongo, Uganda, Burkina Faso üstümüzde... Fasa fisoyuz bi nevi.
*
Geçen ay da, merkezi Washington’da bulunan Freedom House açıklamıştı listeyi... Kiribati, Nauru, Tayvan, Benin, Samoa, Moğolistan, Surinam, Vanuatu’nun gazetecileri bizden özgür.
*
Elâlemin bize ağıt yaktığı dakikalarda ise İstanbul’da Babıâli Şenlikleri vardı... Bülent Arınç’ın açılışıyla başladı, kokteyle geçildi, Boğaz’da "Selamet" gemisiyle atılan turdan sonra, sabrın sonu selamet tabii, Ahırkapı Roman Orkestrası’yla göbek atılarak tamamlandı.
*
Allah’tan yolun başında cemiyetten kovmuşlar da, gazeteci olmaktan kıl payı kurtulmuşum yani...
Üzülürdü yoksa insan.
Yılmaz Özdil/Hürriyet
Yıllar önce İzmir’de, 20’li yaşlarda, Yeni Asır’ın yazı işleri müdürüyüm... Bayramlarda gazeteler çıkmıyordu o zamanlar, gazeteciler cemiyetinin bayram gazetesi çıkıyordu. Adı gazete ama, tırışkadan; konserve haberlerle yapılır, hatta, arife gününden üç günlük basılırdı. Şeker bayramında işe yaramazdı, kurban bayramında fena değildi, et filan sarıyordu ahali!
*
Vatandaşa faydası olmayan bayram gazetelerinin, gazetecilere faydası çoktu. Çünkü, cemiyetlerin kasasında eşşek yüküyle istiflenmiş para vardı. İki tane dandik haber attırıyordun, karşılığında, neredeyse bir aylık maaş alıyordun... Üstüne, matah iş yapmışsın gibi, avanta hediye sepeti veriyorlardı, içinde çikolata, viski falan.
*
Hangi seneydi unuttum, Asil Nadir batmıştı, sahibi olduğu Günaydın gazetesinin çalışanları aylardır maaş alamıyordu. Cemiyetteki bayram hazırlığı toplantısına Yeni Asır’ı temsilen gönderilmiştim. "Bu sene kimse çalışmasın, sadece maaş alamayan gazeteciler çalışsın, toplam ödenecek parayı onlar paylaşsın" dedim. Sanırsın, küfür ettim. Öyle bi hava oldu masada... Gerçi haksız değillerdi... Cemiyetin arazi kapatıp, kendilerine yazlık evler inşa ettiğini Yeni Asır’da manşet yaptığım için, pek severlerdi beni! Bayram önerim bardağı taşıran damla oldu, önerim reddedildi, cemiyet üyeliğinden atılmam oy birliğiyle kabul edildi.
*
:)
*
"Cumhurbaşkanı Gül başyazar oluyor" haberini okuduğumda aklıma geliverdi o günler...
*
Türkiye Gazeteciler Federasyonu, "Kurban Bayramı’nda çıkaracağımız gazeteye başyazar olur musunuz?" önerisinde bulunmuş... Meğer, beş ay önce de sarı basın kartı vermişler Cumhurbaşkanı’na iyi mi... "E şimdi gazeteci mi oldum ben?" demiş. "E tabii" demişler.
"E yazı yazmıyorum" demiş.
"E bayram gazetesinde başyazar olun" demişler. "E peki" demiş.
*
Cumhurun başı...
Oldu sana köşe başı.
*
Aynı dakikalarda, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün basın özgürlüğü listesi açıklandı. Türkiye, 178 ülke arasında 138’inci sırada... Lübnan, Ermenistan, Bhutan, Nikaragua bizden iyi durumda, Irak çok daha iyi durumda... Küçümser ifadeler kullandığımız Afrika ülkeleri, Namibya, Gana, Tanzanya, Kongo, Uganda, Burkina Faso üstümüzde... Fasa fisoyuz bi nevi.
*
Geçen ay da, merkezi Washington’da bulunan Freedom House açıklamıştı listeyi... Kiribati, Nauru, Tayvan, Benin, Samoa, Moğolistan, Surinam, Vanuatu’nun gazetecileri bizden özgür.
*
Elâlemin bize ağıt yaktığı dakikalarda ise İstanbul’da Babıâli Şenlikleri vardı... Bülent Arınç’ın açılışıyla başladı, kokteyle geçildi, Boğaz’da "Selamet" gemisiyle atılan turdan sonra, sabrın sonu selamet tabii, Ahırkapı Roman Orkestrası’yla göbek atılarak tamamlandı.
*
Allah’tan yolun başında cemiyetten kovmuşlar da, gazeteci olmaktan kıl payı kurtulmuşum yani...
Üzülürdü yoksa insan.
Yılmaz Özdil/Hürriyet