11 Şub 2013 14:26
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:01
BARANSU'DAN BAŞBAKAN ERDOĞAN'A AĞIR ELEŞTİRİ; ''GÖMLEK KİRLENDİ, DEĞİŞTİRİYOR!"
Taraf yazarı Mehmet Baransu, Başbakan Erdoğan'ın Ergin Saygun'a ziyaretini köşesinde sert bir dille eleştirdi
Gömlek kirlendi!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün hastanede yatan emekli Orgeneral Ergin Saygun’u ziyaret etti. Bu ziyarete bazıları çok şaşırdı. Özellikle de AK Parti’ye oy vermiş kişiler.
Doğrusu neden şaşırdıklarını anlayamadım. Ben şaşıranlara şaşıyorum.
Başbakan Erdoğan gömlek değiştirmeyi seviyor. Daha önce Milli Görüş gömleğini çıkarmıştı. Şimdi de başkanlık yolunda bir kez daha gömlek değiştirme ihtiyacı hissetti.
Balık hafızalı olduğumuzdan unutmuş olabiliriz.
Daha düne kadar yakın bir tarihti. Erdoğan yine kameralar karşısına geçmiş, şunları söylemişti: “Dalga dalga yapılan 28 Şubat operasyonları ülkeyi boğuyor.”
Ve 28 Şubat soruşturması bıçak gibi kesiliverdi.
Bununla da yetinmemiş, 28 Şubat’ın mimarlarından Aydın Doğan’ın Trumps Tower alışveriş merkezini, Doğan’la birlikte açmıştı. Kırmızı kurdeleyi kesmişti.
Şikeciler bir gece yarısı çıkarılan yasayla bu iktidar döneminde aklandı. “Kişiler ve kurumlar ayrılmalı” diyen de Başbakan Erdoğan değil miydi? Kirliliği ve pisliği örtmek için Yıldırım Demirören’i o koltuğa kim oturtmuştu?
Özel Yetkili Mahkemeleri değiştiriyoruz bahanesiyle, yine bir gece yarısı hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarını örgütlü suç kapsamından çıkartıp, Meclis’te yasa çıkaran da AK Parti değil miydi?
Uludere’de ölen köylülerin yakınlarını arayıp, kendilerine kaçakçı diyen, ancak soruşturmada orta çıkan gerçekleri örtmek için köylüleri “terörist” ilan eden de kendisi ve ekibiydi.
Taraf’ı yasadışı dinleyen MİT’çilerin yargılanmasına izin vermeyen kimdi?
Sayıştay, ihale kanunu, milletvekili bile seçtirilmeyen bazı bakanların neden görevden alındığının kamuoyuna halen açıklanmaması konularına girmiyorum bile.
Dedim ya ben Erdoğan’ın dünkü ziyaretine şaşıranlara şaşırıyorum.
Bazıları olanları anlayamasa da 10 yıllık iktidarda “gömlek” kirlendi. Kirliliği kapatmak için artık yeni ortaklara ve yeni gömleklere ihtiyaç var.
Yeter, söz “Saygın” isimlerin
Çünkü artık Bülent Arınç’ın deyimiyle “saygın isimlerin tutuksuz yargılanması gereken” döneme girdik. Tıpkı “saygın kişilerle, kurumların ayrılması” gibi. Tutuklu yargılanması şartı konulan “saygın olmayan vatandaş” kirli gömleği de bu gömleği giyeni de affetmiyor. ANAP’ı, DYP’yi affetmediği gibi.
Yaşanan şu; gömlek değiştirilecek, eski gömlek unutturulacak.
Gelelim Ergin Saygun konusuna. Allah kendisini çocuklarına ve eşine bağışlasın ama...
Kimdi Ergin Saygun, ne yapmıştı?
Birileri çok çabuk unutmuş olabilir ama Saygun, 27 Nisan e-muhtırasının beyin takımdandı. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı olarak muhtırayı kaleme alanlardandı.
2007 yılı Haziran ayı... 367 rezaleti sonrası... 22 Temmuz seçimleri hemen öncesi... Yer; Amerika, Hudson Enstitüsü. Okyanus ötesinde bir toplantı organize ediliyor. AK Parti’yi iktidardan düşürmek için yol haritaları konuşuluyor. Dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu’nun suikastla öldürülmesi, Taksim’de bomba patlatılması gibi korkunç planlar konuşuluyor.
Kimdi bu toplantıyı organize eden? Emrindeki iki askerle birlikte Ergin Saygun. Aynı Saygun, 367 krizi öncesi de Amerika’da “darbe” için nabız yoklamıştı. Hudson Enstitüsü uzmanlarından Zeyno Baran da aynı tarihlerde Newsweek dergisinde 2007 yılında Türkiye’de darbe olma ihtimalinin yüzde 50 olduğunu kayıtlara geçmişti.
“Aşkın gözü kördür”
Başbakan Erdoğan, Saygun’un tepelerine indireceği Balyoz’u çok çabuk unutmuşa benziyor. Balyoz ses kayıtlarında Saygun’un söylediklerini de. Hırka-i şerif ve Sofular semtinde ne yapacağını da. Balyoz gerçekleşseydi, Başbakan’ın yakın dostları İdris Güllüce ve Sultanbeyli Belediye Başkanı’nı kim gözaltına alıp, cezaevine atacaktı? İstanbul’un tepesine inip, 250 bin kişiyi stadyumlarda toplayıp, cezaevine atacak ekibin başında kimler vardı?
Gömlek değiştirmeye alışkın birileri unutmuş olabilir ama Saygun, Genelkurmay 2. Başkanı olduğu dönemde, ortaya çıkardığım LAHİKA darbe planının da hazırlayıcısıydı. Darbe de AK Parti’ye karşı yapılacaktı. Hemen belirteyim. “Darbe” lafı da bana ait değil. Haberimin ardından Saygun, planı askerî ve sivil hukukçulara inceletmiş, hukukçular bunun darbe planı olduğunu kendisine yazılı olarak bildirmişlerdi. Aynı hukukçular, “Bu darbe planıdır, müebbetlik suç işlediniz, belgeleri imha edin” demişlerdi. Saygun da bu yazı üzerine belgeleri imha etmiş, bununla da yetinmeyerek bilgisayarını yakmıştı. Bu yazışmaların belgesini de 17 Kasım 2009’da Taraf’ta yayımladım.
Tüm bu olup bitenden sonra şaşıranlara şunu hatırlatayım. 14 Şubat Sevgililer Günü yaklaşıyor ve AK Parti yeni bir aşka yelken açtı. Aşkın gözü kördür derler. Millet de kim ola...
21 Kasım 2011’de bu köşede “Usta, gemin su almaya başladı” demiştim. Bugün yanılmadığımı görüyorum. Alternatifsizlikten, gömlek değiştirerek belki bir dönem daha yolunuza devam edersiniz. Sonrasında “tutuklu yargılanmaları gerekli saygın olmayan vatandaş” yeter söz milletindir diyecektir. Bunu da bir yere not edin.
Mehmet BARANSU / TARAF
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün hastanede yatan emekli Orgeneral Ergin Saygun’u ziyaret etti. Bu ziyarete bazıları çok şaşırdı. Özellikle de AK Parti’ye oy vermiş kişiler.
Doğrusu neden şaşırdıklarını anlayamadım. Ben şaşıranlara şaşıyorum.
Başbakan Erdoğan gömlek değiştirmeyi seviyor. Daha önce Milli Görüş gömleğini çıkarmıştı. Şimdi de başkanlık yolunda bir kez daha gömlek değiştirme ihtiyacı hissetti.
Balık hafızalı olduğumuzdan unutmuş olabiliriz.
Daha düne kadar yakın bir tarihti. Erdoğan yine kameralar karşısına geçmiş, şunları söylemişti: “Dalga dalga yapılan 28 Şubat operasyonları ülkeyi boğuyor.”
Ve 28 Şubat soruşturması bıçak gibi kesiliverdi.
Bununla da yetinmemiş, 28 Şubat’ın mimarlarından Aydın Doğan’ın Trumps Tower alışveriş merkezini, Doğan’la birlikte açmıştı. Kırmızı kurdeleyi kesmişti.
Şikeciler bir gece yarısı çıkarılan yasayla bu iktidar döneminde aklandı. “Kişiler ve kurumlar ayrılmalı” diyen de Başbakan Erdoğan değil miydi? Kirliliği ve pisliği örtmek için Yıldırım Demirören’i o koltuğa kim oturtmuştu?
Özel Yetkili Mahkemeleri değiştiriyoruz bahanesiyle, yine bir gece yarısı hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarını örgütlü suç kapsamından çıkartıp, Meclis’te yasa çıkaran da AK Parti değil miydi?
Uludere’de ölen köylülerin yakınlarını arayıp, kendilerine kaçakçı diyen, ancak soruşturmada orta çıkan gerçekleri örtmek için köylüleri “terörist” ilan eden de kendisi ve ekibiydi.
Taraf’ı yasadışı dinleyen MİT’çilerin yargılanmasına izin vermeyen kimdi?
Sayıştay, ihale kanunu, milletvekili bile seçtirilmeyen bazı bakanların neden görevden alındığının kamuoyuna halen açıklanmaması konularına girmiyorum bile.
Dedim ya ben Erdoğan’ın dünkü ziyaretine şaşıranlara şaşırıyorum.
Bazıları olanları anlayamasa da 10 yıllık iktidarda “gömlek” kirlendi. Kirliliği kapatmak için artık yeni ortaklara ve yeni gömleklere ihtiyaç var.
Yeter, söz “Saygın” isimlerin
Çünkü artık Bülent Arınç’ın deyimiyle “saygın isimlerin tutuksuz yargılanması gereken” döneme girdik. Tıpkı “saygın kişilerle, kurumların ayrılması” gibi. Tutuklu yargılanması şartı konulan “saygın olmayan vatandaş” kirli gömleği de bu gömleği giyeni de affetmiyor. ANAP’ı, DYP’yi affetmediği gibi.
Yaşanan şu; gömlek değiştirilecek, eski gömlek unutturulacak.
Gelelim Ergin Saygun konusuna. Allah kendisini çocuklarına ve eşine bağışlasın ama...
Kimdi Ergin Saygun, ne yapmıştı?
Birileri çok çabuk unutmuş olabilir ama Saygun, 27 Nisan e-muhtırasının beyin takımdandı. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı olarak muhtırayı kaleme alanlardandı.
2007 yılı Haziran ayı... 367 rezaleti sonrası... 22 Temmuz seçimleri hemen öncesi... Yer; Amerika, Hudson Enstitüsü. Okyanus ötesinde bir toplantı organize ediliyor. AK Parti’yi iktidardan düşürmek için yol haritaları konuşuluyor. Dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu’nun suikastla öldürülmesi, Taksim’de bomba patlatılması gibi korkunç planlar konuşuluyor.
Kimdi bu toplantıyı organize eden? Emrindeki iki askerle birlikte Ergin Saygun. Aynı Saygun, 367 krizi öncesi de Amerika’da “darbe” için nabız yoklamıştı. Hudson Enstitüsü uzmanlarından Zeyno Baran da aynı tarihlerde Newsweek dergisinde 2007 yılında Türkiye’de darbe olma ihtimalinin yüzde 50 olduğunu kayıtlara geçmişti.
“Aşkın gözü kördür”
Başbakan Erdoğan, Saygun’un tepelerine indireceği Balyoz’u çok çabuk unutmuşa benziyor. Balyoz ses kayıtlarında Saygun’un söylediklerini de. Hırka-i şerif ve Sofular semtinde ne yapacağını da. Balyoz gerçekleşseydi, Başbakan’ın yakın dostları İdris Güllüce ve Sultanbeyli Belediye Başkanı’nı kim gözaltına alıp, cezaevine atacaktı? İstanbul’un tepesine inip, 250 bin kişiyi stadyumlarda toplayıp, cezaevine atacak ekibin başında kimler vardı?
Gömlek değiştirmeye alışkın birileri unutmuş olabilir ama Saygun, Genelkurmay 2. Başkanı olduğu dönemde, ortaya çıkardığım LAHİKA darbe planının da hazırlayıcısıydı. Darbe de AK Parti’ye karşı yapılacaktı. Hemen belirteyim. “Darbe” lafı da bana ait değil. Haberimin ardından Saygun, planı askerî ve sivil hukukçulara inceletmiş, hukukçular bunun darbe planı olduğunu kendisine yazılı olarak bildirmişlerdi. Aynı hukukçular, “Bu darbe planıdır, müebbetlik suç işlediniz, belgeleri imha edin” demişlerdi. Saygun da bu yazı üzerine belgeleri imha etmiş, bununla da yetinmeyerek bilgisayarını yakmıştı. Bu yazışmaların belgesini de 17 Kasım 2009’da Taraf’ta yayımladım.
Tüm bu olup bitenden sonra şaşıranlara şunu hatırlatayım. 14 Şubat Sevgililer Günü yaklaşıyor ve AK Parti yeni bir aşka yelken açtı. Aşkın gözü kördür derler. Millet de kim ola...
21 Kasım 2011’de bu köşede “Usta, gemin su almaya başladı” demiştim. Bugün yanılmadığımı görüyorum. Alternatifsizlikten, gömlek değiştirerek belki bir dönem daha yolunuza devam edersiniz. Sonrasında “tutuklu yargılanmaları gerekli saygın olmayan vatandaş” yeter söz milletindir diyecektir. Bunu da bir yere not edin.
Mehmet BARANSU / TARAF