"BANA SORDUĞUNUZ SORUNUN CEVABINI SİZ Mİ VERECEKSİNİZ?... O ZAMAN BENİ NİYE ÇAĞIRDINIZ?..." CANLI YAYINDA HÜLYA AVŞAR'A FIRÇA!... AVŞAR KIZI'NI HİÇ KİMSE BÖYLE AZARLAMAMIŞTI!...
Türkmax kanalında Hülya Avşar, İlahiyat Profesörü ve Halkın Yükselişi Partisi lideri Yaşar Nuri Öztürk'le sohbet ediyor... Sohbet bazen elektrikleniyor.
Avşar ile Öztürk
Türkmax kanalında Hülya Avşar, İlahiyat Profesörü ve Halkın Yükselişi Partisi lideri Yaşar Nuri Öztürk'le sohbet ediyor... Sohbet bazen elektrikleniyor. Dinleyelim:
YNÖ - Kur'an-ı Kerim'in istediği; kadının göğsünü kapatmasıdır... Başörtülerinizi indirin, göğsünüzü kapatın. O dedikleri ayetten "Başınızı örtün" çıkmaz.
HA - Bu, çok güzel bir şey...
YNÖ - Burada insan hakları önemlidir. Ben 30 yıl üniversitede, 10 yılı dekanlık, görev yaptım. Benim ilk zamanlarımda Türk üniversitelerinde böyle bir şey yoktu. İsteyen istediği gibi başını örtüyordu veya açıyordu. Ama birileri başı örtmek üzerinden siyaset yapma hayasızlığına başlayınca iş çığırından çıktı. Bir bilim insanı, Bahriye Üçok, "Başın örtülmesi örftür; isteyen örter, isteyen örtemez, din değildir" dediği için öldürülmüştü. Şimdi kalkıp diyorlar ki mahalle baskısı... Ne mahalle baskısı! Siz kan soktunuz bu işin içine.
HA - AKP'nin dini sömürdüğüne inanmıyorum. Ama belki bir şekilde dini kullanarak toplumsal değerleri korumaya çalıştıklarını düşünüyorum.
YNÖ - Bakın, benimle konuşurken dikkatli olun! Bunları bana onaylatamazsınız. Yani siz AKP'ye buradan bir mesaj vermek istiyorsanız onu benim üzerimden vermeyin.
HA - Hayır, kimseye mesaj vermiyorum. Size sorduğum soruların cevapları bu aklıma gelenler.
YNÖ - Bana sorduğunuz sorunun cevabını siz mi vereceksiniz? O zaman beni niye çağırdınız? Bırakın cevapları ben vereyim. AKP'ye kadarkiler dini sömürdüler. AKP bu sınırı çok aştı. AKP dini kullanarak Türkiye'yi çökertmek isteyenlerle işbirliği yapıyor. Dini sömürenler, AKP'ye kadar, hiçbirisi mesela İslamın bin yıllık düşmanlarıyla işbirliği yapmadılar. İslamın Hıristiyan sömürüsüne araç yapılmasını sağlayan Ilımlı İslama eşbaşkanlık yapmadılar. AKP'nin günahlarını din sömürüsü tabiri ifade edemez. Çünkü dini, İslamın düşmanlarıyla birleşerek, Ortadoğu projesini Türkiye'nin aleyhinde kullanmada araç yaptı.
Bakanlığın adaleti
Adalet Bakanlığı 2006 yılının Ocak ayında 100 idari hâkim alınması için sınav açacağını ilan ediyor... 2006 yılının Ekim ayında yazılı sınav yapılıyor... Sınava 8 bin aday katılıyor... En başarılı 482 aday mülakata çağrılıyor... 100 memur için neden 482 kişi mülakata alınıyor?
Genel kanı: Yazılıda çok başarılı olmayan kimi yandaşları işe alabilmek için...
Bunun üzerine kimi adaylar Danıştay'a gidiyor. Danıştay yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Mülakata ancak 150 aday çağrılabileceği hükmüne varıyor.
Ne var ki, Adalet Bakanlığı ilk 150'ye giremeyen adamlarını göreve almakta kararlı. Danıştay'ı dinlemiyor... Yönetmeliğe bir madde ekleyerek mülakata yine de 482 kişi çağırıyor...
Mülakat geçen Temmuz ayında yapılıyor... İlk 150 içinden 55 kişi, geri kalan 332 kişi içinden 45 kişi mülakatı kazanıyor. Kazanamayanlar tekrar Danıştay'a gidiyor... Danıştay kararını kısa süre önce veriyor... Sınavı iptal ediyor... Mülakatın ilk 150 arasında yapılması kararını yineliyor...
Adalet Bakanlığı yargı kararlarını dinlemediği için sınav bir türlü sonuçlanmıyor... Sınav açılmasına neredeyse 2 yıl önce karar verilmiş.
Ama sınav hâlâ sonuçlanmış değil...
Durum bileğinin hakkıyla yargıç olmayı düşleyen diğer gençleri de isteksizleştiriyor.
Adaletin merkezi sayılan Adalet Bakanlığı'nda manzara bu mu olmalıydı?
Erdoğan, "Milletimizle aramıza kimse giremez" demiş.
Milletin onurunu zedeleyen Suudi Kralı girdi gibi görünüyor...
Hal