'Balkona bayrak asan dayı' sonunda ortaya çıktı: İki caps'i sildireceğim
Türkiye aylardır onun fotoğrafını paylaşıyor... Her sevinçte bayrağı asan adam aynı kalıyor, bayraklar değişiyor. Sosyal medya fenomeni haline gelen 'Balkona bayrak asan dayı' konuştu.
Türkiye'nin sosyal medyada konuştuğu "Balkona bayrak asan dayı"
konuştu. İsmi Salih Tahtalıoğlu olan o "fenomen dayı" yapılan
capslerden memnun olduğunu söyledi ama söz konusu balkonun biraz
değiştiğini de anlattı. Salih Tahtalıoğlu'na Habertürk'ten Elif Key
ulaştı.
İŞTE ELİF KEY'İN HABERTÜRK'TEKİ YAZISI
"Türkiye aylardır her sevincinde bir balkona sığıyor, bayrağı asan
adam aynı kalıyor, bayraklar değişiyor. Artık olay Türkiye'den de
çıktı, Game of Thrones bile geldi o balkona! Herkesin "Balkona
bayrak asan dayı" diye aradığı o kişi Dursunbey'den Salih Bey!
Google'a yüzlerce kere sorulmuş, "Bayrak asan adam, bayrak asan
amca, bayrak asan dayı kim?" diye. Kimse bilmiyor. Dayı ve amca
kısmı mühim, tanımadan akraba etmişiz. Davete gerek görmeden
aylardır o balkondayız, kenarda plastik bir beyaz sandalye,
üzerinde bir çift terlik. Terlik kısmı da mühim; bir misafir
geldiğinde "Dur şimdi sen ayağını taşa basma" denir, bir de balkon
yıkarken lazım olur yedek terlik. Bir balkonda olması gerekenler
listesi gibi bir fotoğraf: Bir dayı, bir sandalye, bir de ekstradan
Türk bayrağı. Artık Cem Yılmaz bile başaramıyor bizi birleştirmeyi,
kaldı ki son kullanma tarihi gibi son beraber sevinme tarihlerimiz
2002 ve 2003, birinde Dünya Kupası üçüncüsü olmuşuz, birinde
Eurovision birincisi. Şimdi kupa dediğimiz evdeki kahve kupaları,
Eurovision'u da seyredene meczup gözüyle bakılıyor. Birlik ve
beraberliğe belki de artık ihtiyaç duymasak da bir kişi direniyor,
balkondaki o dayı, hepimizin dayısı!
ÜÇ YILLIK FOTOĞRAF
Hikâyenin başına dönelim: 16 Haziran 2013. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan İstanbul'da Kazlıçeşme'deki "Milli İradeye Saygı"
mitinginde pencerelere Türk bayrağı asma kampanyasının
başlatılmasını istiyor. "İstanbul duy sesimi" dediği halde sesi 1
Kasım seçimlerinde AKP'ye bağlılığını yüzde 78 oy oranıyla
netleştiren Balıkesir'in Dursunbey İlçesi'nden duyuluyor. Kim
nereden bilsin o ilçede bir balkon, balkonda duran çizgili tişörtlü
bey, hatta kenarda duran beyaz plastik sandalye üç sene sonra mutlu
anlarımızın aksesuvarı olacak.
Hikâyenin başında elde var iki fotoğraf, nereden nereye. Neler
görmedi ki o balkon? Aziz Sancar Nobel Ödülü'nü aldığında görüldü
balkonda! , Leonardo Di Caprio Oscar'ı kucakladığında filmdeki ayı
oradaydı. Ve hatta Jon Snow, Game of Thrones'a hacılarla hocalarla
geri döndüğünde, LGBTİ bireyler ve şiddet gören kadınlar desteğe
ihtiyaç duyduğunda, Euro 2016'ya kaldığımızda, Emre Mor golün
asistini verince hep o balkonda bulduk kendimizi. Amerikalı savcı
Preet Bharara bile Reza Zarrab'ın davasına atanınca New York'lardan
kalkıp Dursunbey'deki balkona geldi.
TELEFONLA BELEDİYEYİ ARADI
Telefondaki ses kaydı: "Dursunbey Belediyesi'ne hoş geldiniz.
Başkanlık için 1, Beyaz Masa için 2, Zabıta için 3..." 2'ye
basayım. Beyaz Masa'nın her şeyi bildiğini varsayıyorum, Nadire
Hanım'ın keçisi nereye kaçmış, çeşmenin suyu bugün akar mıymış,
balkona bayrak asan dayı sizin orada mı yaşıyor? Beyaz Masa'dan
Ayşe Hanım tüm nezaketiyle ve herkesin birbirini tanıdığı yerlere
has bir alışkanlıkla dört haneli bir rakam söylüyor. "1234'ü
arayın, evdedir, ismi Salih, Salih Tahtalıoğlu."
"Asın bayrakları" komutuyla onlarca fotoğrafını paylaştığımız,
birbirimize yollayıp güldüğümüz, milli balkonumuzun sahibi Salih
Bey, Dursunbey Belediyesi'nden emekli. Üç evladı var. Kendisini
nereden duyup da taa oralarda bulduğumu soruyor. Ayıptır söylemesi
biz iki günde bir sizin balkondayız, asıl siz anlatın Salih Bey.
Tüm bu olanlardan haberi var, yaşanan Photoshop çılgınlığından
çocukları haberdar ederlermiş babalarını. O da farkında bizi tek
bir karede birleştirdiğinin. Ne yazık ki bu paylaşılan
fotoğrafların çoğunu net göremiyor hatta bazen hiç görmüyor. Çünkü
Salih Bey 25 yaşından bu yana Behçet hastası. 90'lardan beri sağ
gözü görmezmiş, diğer gözü de ancak gün geceye varınca. Japonya'da
kesin tedavisi olduğundan, lakin maddi imkânsızlıklar yüzünden
gidemediğinden bahsediyor.
NE DÜŞÜNÜYOR
Ne hissediyor peki tüm bu paylaşımlar hakkında? Bazılarından çok
gurur duyuyor, hoşuna da gitmiş belli ki. Hatta Kremlin'e, Eyfel
Kulesi'ne kendi bayrağımızı o asmış gibi anlatıyor: "Kremlin'deydim
biliyorsunuz, bir de bizim balkona Cumhurbaşkanı'mızı, Dışişleri
Bakanı'mızı da koymuşlar, bunlar güzel, bunlardan gurur duydum"
diyor. Tüm o Photoshop'ları kendi onaylamış, "Bayrağı bir tık
büyütelim" demiş mesela; vizesiz dünyayı dolaşmış bir insan
gururuyla anlatıyor. Lakin caps'lerin hepsine karşı aynı olumlu
hislere sahip değil. İnternetlerden kaldırmaya çalıştığı iki kare
var, biri savcı Bharara'yla olan, diğeri de elinde İsrail
bayrağıyla durduğu. Savcıyı sildirmeyi başarmışlar da, İsrail
bayraklı olanı kimin yaptığını bulurlarsa şayet, mahkemeye
vereceğini söylüyor; buna canı sıkılmış. Game of Thrones'dan haberi
yokmuş. Dizinin ismini bana kodlatıyor. Giresun, Adana, Mersin diye
sayıyorum, kızına not ettiriyor. Milli Takım kupadan elenince
balkondan değil de içeriden bakan bir resmini koymuşlar Salih
Bey'in. Haberi yok, üzülmesin diye söylemiyorum, olur öyle.
O BALKON DURUYOR MU?
Bu fotoğrafın üzerinden 3 sene geçtiğinden, hâlâ aynı evdeler mi, o
balkon duruyor mu, plastik sandalyelerin şöyle bir tozunu alıp yaz
akşamları oturup karpuz yiyorlar mı? Gurbetten arayınca sorular
böyle. Meğer Salih Bey balkonun korkuluklarını yıktırmış da yeniden
yaptırıyormuş, birkaç güne yenileri takılacakmış. Bugüne kadar onu
kimseler aramamış ama o "Vallahi dünyayı aştı bu hikâye" diyor
gülerek. Haksız değil, aştı hakikaten. Asılmadık bayraktan ümit
kesilmez, önümüz Amerikan seçimleri, Trump kaybederse elin
Amerikalıları bile Hillary'yle sığışır o balkona!"