23 Kas 2010 10:43
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:49
BALÇİÇEK İLTER YAZISINA KOYDUĞU HANGİ BAŞLIĞIN SANSÜRLENMEMESİNİ İSTEDİ?
Balçiçek İlter köşe yazısının sonuna koyduğu notla Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Doğan Satmış'a seslendi: Korkmayalım lütfen!
Orospu!
Bu ülkenin önemli starlarından biri 10 yaşındaki hayranına sahnede “Küçük o…” diye sesleniyor ve hepimiz susuyor muyuz?
Dün gazetemle gurur duydum, bu haberi sürmanşete taşıdıkları için. Diğerlerinde pek ses yok… Neden? Muhabir mi yollamadılar yoksa o geceye? Sanmıyorum. Düpedüz haber görmezden gelmişler. Hatta aynı büyük starın bir bakana, ruhsat alamadığı için “ Allah sizin cezanızı verecek” sığlıkta esprisini sayfalarına taşımışlar ama nedense küçük “o…u” dan bahseden yok!
Onun gözyaşlarından…
Utancından…
Ya çocuk aklıyla “Sensin aslında o… çocuğu” diye cevap verseydi ne olacaktı?
İşte o zaman kıyameti koparırdık herhalde…
Baksanıza ikiyüzlülüğe…
Ben bile kelimeyi açık açık yazamıyorum, ama bir star sahneden, öylesine fütursuzca sallayıveriyor espriyi…
Gazeteciler susuyor…
Kadın dernekleri susuyor…
Muhafazakar basın susuyor… (Nerede kaldı sizin “Kadın kutsaldır!” göndermeleriniz? Hüseyin Üzmez’e kadardı herhalde…)
Kadın siyasetçiler susuyor….
En fenası, Kusturica’yı protesto eden, ki konuyla ilgili duruşuna saygı duydum, Turizm ve Kültür Bakanımız bile susuyor. Sussa iyi, bir de araya girip küçük o… diye seslenilen çocuğun ailesini sakinleştirmeye çalışıyor. Ne dedi acaba annesine, “Şaka yapmıştır canım, ciddiye almayın mı?” dedi?
(Bir başka star, Tarkan sırf çevreyi korudu diye devletin başka bir bakanından ayar alabilir tabii. Böyle bir ülkede yaşadığımız da unutmayalım lütfen)
X
Sonra biz de köşelerden kalkıp, “Başbakan eşit değiliz” açıklaması yaptığında olay yaratıyoruz. O bile açıkladı, “Fiziksel olarak eşit değiliz dedim, haklar açısından değil” diye… Ama Türkiye’nin starı, gözbebeği, şarkıcısı, türkücüsü, yönetmeni, oyuncusu, sanatçısı… Artık hangi yönüne hayransanız… Küçücük bir kız çocuğuna “Küçük o…” diyebiliyor ve olay öylemesine geçiştiriliyor…
Ülkedeki erkek bakış açısına bakar mısınız?
Haber sansürleniyor, geçiştiriliyor, görmezden geliniyor…
Sakın o büyük starımızın ekstralarında bu gaftan sonra azalma olmuştur zannetmeyin. İşler patlamıştır. Erkek egemen medya bu cümleyi “gaf” diye nitelendiriyorsa örneğin, durum zaten vahim…
Gelin gerçekleri konuşalım…
O salondaki erkeklerin yarısı gülmüştür bu “ince!” espriye…
Çünkü kadına bakış açısı bu…
Önce kadınlara sesleniyorum. Eğer siz bugün o kelime o çocuğa değil de, kendinize söylenmiş gibi hissetmiyorsanız, öfkelenmediyseniz, canınız acımadıysa, sizde bir problem var demektir.
Ve siz beyler, eğer o kelime, kendi kızınıza, kardeşinize söylenmemiş gibi davranabiliyorsanız, siz de adam değilsiniz. Gülüyorsanız, ciddiye almıyorsanız, hatta ne var bunda büyütülecek diyorsanız başka tabii…
Yoksa siz de mi kızınızı küçük o.. diyerek seviyorsunuz?
O zaman sorarlar. Kimin “o… “su peki?
Not 1- O…. kelimesinden korkmayalım lütfen. Bolca duymaya alıştığımız bu günlerde. En azından başlıktaki kelimem sansürlenmesin. Olur mu sevgili Doğan Satmış? Olmaz mı yoksa?
Not 2-Herkes Ahmet Kaya yazıyor, konuşuyor. Bazen öyle yorumlar yapılıyor ki dilim tutuluyor. Acaba kimse Gülten Kaya’nın söylediklerini ciddiye almıyor mu? Ne hissettiğini, olayın gerçek detaylarını, neler yaşandığını, harcanan bütün bir ömrü, iki kez bana anlattı, başka yerlere de açıkladı. Ne Serdar Ortaç’ın ne Ertuğrul Özkök’ün özrünü neden kabul etmeyeceğini falan… İşinize geleni mi okuyorsunuz, seyrediyorsunuz?
Not 3-Bu bayramın en etkili yazısı Sırrı Süreyya Önder’den geldi. Faşizm çok ayıp bir şeydir” diyerek yazdıklarına Ertuğrul Özkök tarafından verilen “Kulağınızın kenarında vızıldayan mayışık yaz sonu sineklerini kovmak için elinizi kımıldatmaya bile tenezzül etmezsiniz” cevabı hiç olmadı… Özkök’ün egosuna da, zekasına da yakışmadı.
Bu ülkenin önemli starlarından biri 10 yaşındaki hayranına sahnede “Küçük o…” diye sesleniyor ve hepimiz susuyor muyuz?
Dün gazetemle gurur duydum, bu haberi sürmanşete taşıdıkları için. Diğerlerinde pek ses yok… Neden? Muhabir mi yollamadılar yoksa o geceye? Sanmıyorum. Düpedüz haber görmezden gelmişler. Hatta aynı büyük starın bir bakana, ruhsat alamadığı için “ Allah sizin cezanızı verecek” sığlıkta esprisini sayfalarına taşımışlar ama nedense küçük “o…u” dan bahseden yok!
Onun gözyaşlarından…
Utancından…
Ya çocuk aklıyla “Sensin aslında o… çocuğu” diye cevap verseydi ne olacaktı?
İşte o zaman kıyameti koparırdık herhalde…
Baksanıza ikiyüzlülüğe…
Ben bile kelimeyi açık açık yazamıyorum, ama bir star sahneden, öylesine fütursuzca sallayıveriyor espriyi…
Gazeteciler susuyor…
Kadın dernekleri susuyor…
Muhafazakar basın susuyor… (Nerede kaldı sizin “Kadın kutsaldır!” göndermeleriniz? Hüseyin Üzmez’e kadardı herhalde…)
Kadın siyasetçiler susuyor….
En fenası, Kusturica’yı protesto eden, ki konuyla ilgili duruşuna saygı duydum, Turizm ve Kültür Bakanımız bile susuyor. Sussa iyi, bir de araya girip küçük o… diye seslenilen çocuğun ailesini sakinleştirmeye çalışıyor. Ne dedi acaba annesine, “Şaka yapmıştır canım, ciddiye almayın mı?” dedi?
(Bir başka star, Tarkan sırf çevreyi korudu diye devletin başka bir bakanından ayar alabilir tabii. Böyle bir ülkede yaşadığımız da unutmayalım lütfen)
X
Sonra biz de köşelerden kalkıp, “Başbakan eşit değiliz” açıklaması yaptığında olay yaratıyoruz. O bile açıkladı, “Fiziksel olarak eşit değiliz dedim, haklar açısından değil” diye… Ama Türkiye’nin starı, gözbebeği, şarkıcısı, türkücüsü, yönetmeni, oyuncusu, sanatçısı… Artık hangi yönüne hayransanız… Küçücük bir kız çocuğuna “Küçük o…” diyebiliyor ve olay öylemesine geçiştiriliyor…
Ülkedeki erkek bakış açısına bakar mısınız?
Haber sansürleniyor, geçiştiriliyor, görmezden geliniyor…
Sakın o büyük starımızın ekstralarında bu gaftan sonra azalma olmuştur zannetmeyin. İşler patlamıştır. Erkek egemen medya bu cümleyi “gaf” diye nitelendiriyorsa örneğin, durum zaten vahim…
Gelin gerçekleri konuşalım…
O salondaki erkeklerin yarısı gülmüştür bu “ince!” espriye…
Çünkü kadına bakış açısı bu…
Önce kadınlara sesleniyorum. Eğer siz bugün o kelime o çocuğa değil de, kendinize söylenmiş gibi hissetmiyorsanız, öfkelenmediyseniz, canınız acımadıysa, sizde bir problem var demektir.
Ve siz beyler, eğer o kelime, kendi kızınıza, kardeşinize söylenmemiş gibi davranabiliyorsanız, siz de adam değilsiniz. Gülüyorsanız, ciddiye almıyorsanız, hatta ne var bunda büyütülecek diyorsanız başka tabii…
Yoksa siz de mi kızınızı küçük o.. diyerek seviyorsunuz?
O zaman sorarlar. Kimin “o… “su peki?
Not 1- O…. kelimesinden korkmayalım lütfen. Bolca duymaya alıştığımız bu günlerde. En azından başlıktaki kelimem sansürlenmesin. Olur mu sevgili Doğan Satmış? Olmaz mı yoksa?
Not 2-Herkes Ahmet Kaya yazıyor, konuşuyor. Bazen öyle yorumlar yapılıyor ki dilim tutuluyor. Acaba kimse Gülten Kaya’nın söylediklerini ciddiye almıyor mu? Ne hissettiğini, olayın gerçek detaylarını, neler yaşandığını, harcanan bütün bir ömrü, iki kez bana anlattı, başka yerlere de açıkladı. Ne Serdar Ortaç’ın ne Ertuğrul Özkök’ün özrünü neden kabul etmeyeceğini falan… İşinize geleni mi okuyorsunuz, seyrediyorsunuz?
Not 3-Bu bayramın en etkili yazısı Sırrı Süreyya Önder’den geldi. Faşizm çok ayıp bir şeydir” diyerek yazdıklarına Ertuğrul Özkök tarafından verilen “Kulağınızın kenarında vızıldayan mayışık yaz sonu sineklerini kovmak için elinizi kımıldatmaya bile tenezzül etmezsiniz” cevabı hiç olmadı… Özkök’ün egosuna da, zekasına da yakışmadı.