11 Kas 2010 18:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:47

BALBAY'DAN İLGİNÇ SİTEM; "NAZLI ILICAK BİLE BU DAVAYA ILICAK BAKMAYA BAŞLADI"

Ergenekon Davası sanığı iki gazeteciden mahkeme heyetine sitem dolu sözler! "Kendimi kurbanlık gibi hissediyorum"

EMEKLİ orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’un sanıkları arasında yer aldığı İkinci Ergenekon Davası’nın 95’inci duruşması sanık ve avukatlarının talepleri alındı. Duruşmada söz alan gazeteci Mustafa Balbay “Başta Oktay Ekşi ağabeyimiz olmak üzere Gazetecilere Özgürlük Platformu temsilcelerine saygılarımı sunuyorum" diyerek konuşmasına başladı. 11 Kasım 1980 günü Gazete İzmir’de stajyer olarak gazeteciliğe başlayışını anlatan Balbay “11 Kasım 1980’de mesleğe başlayışımın 30. yıldörümünde basın özgürlüğü açısından ne kadar yol aldığımızın, ne kadar gerilediğimizin en somut örneği karşınızda yargıladığınız Mustafa Balbay. 12 Eylül’ün en baskıcı günelerinde ’Acaba bu haber sansüre uğrar mı?’ diye o kaygı ve hüzünle mesleğe başlamıştık. Bugün mesleğim nedeniyle tutukluyum" diye konuştu.

"KİME DEYUS DİYORSUN?"

“30 yıllık bir gazeteci olarak mesleğe tutunmaya devam edeceğim" diyen Balbay sözlerine şöyle devam etti:
“Pazar geceleri 4’e kadar 3 yazı yazıyorum. Postaya verilmek üzere cezaevi idaresine zarfı açık olarak veriyorum. Bugüne kadar olumsuz davranmadılar. Yalnız bir kez ’Dreyfus’u ’Deyus’ olarak okumuşlar, ’Kime Deyus diyorsun?’ diye sordular. Yazım 8 günü sonra Yazıişleri Müdürü’ne gidiyor. 10. gün yayınlanıyor. Bugün gazetede çıkan yazıyı önceki pazertesi günü yazmıştım. 10 gün güncel kalabilecek bir konuda yazmak için çırpınıyorum"

"HER İKTİDARI ELEŞTİRDİM"

Oktay Ekşi, İlhan Selçuk, Uğur Mumcu gibi yazarlara özenerek mesleğe başladığını belirten Balbay “Ben de katıksız bu ülkenin temel değerlerine saygısızlık etmeden her iktidarı eleştirdim. Tansu Çiller’i de, Mesut Yılmaz’ı da, Bülent Ecevit’i de eleştirdim. 8 Ankara temsilcisinin katıldığı bir Tekel’in özelleştirilmesine ilişkin toplantıda Bülent Ecevit ’Hepinizi ikna ederime ama Balbay’ı ikna edemem’ dedi. AKP iktidarın karşı da gazeteci olarak anlayışım neyse, neyi düşünüyorsam onu söyledim" dedi.

"OTOSANSÜR OTOSANSÜRE TAKILDI"

Avrupa Birliği’nin İlerleme Raporu’nun Türkiye’de gazeteciler düşüncelerini özgürce yazamadığına, otosansürün yaygın olduğuna ilişkin saptamalarını anımsatan Balbay şöyle devam etti:
“Ben burada ’Medyayı ele geçirmek istiyor’ diye tutukluyum. Rapordaki bu ifadeler hiçbir gazetede yer almadı. Otosansür yorumu otosansüre takıldı. Oktay Ekşi’nin bir başyazarın linç edildiği, fiilen sansüre uğradığı bu ortamda sizler vereceğiniz kararla Türkiye’de basının ne kadar özgür olacağında önenli rol oynacaksınız. Davanın gidişi bu mesleği seçmek isteyenlerin geleceğine sansür oluşturmaktadır."

"CANIMIN SON DAMLASINA KADAR YAZACAĞIM"

Bugüne kadar 23 kitap yazdığını 24’üncüsünü ise cezaevinde yazdığını söyleyen Balbay, “Hapishane koşullarında canımın son damlasına kadar yazacağım. Burası esirevi değil eserevi... Rıfat Ilgaz, Nazım Hikmet, Aziz Nesin’in yaşadıklarının tarihte kalmasını isterdim. En az üç kitaplık malzemem birikti" dedi.

"HANGİMİZİN MAHKEME KURACAK GÜCÜ VAR?"

Devlet Bakanı Hayati Yazısı’nın “Başarılı olsalardı yargılamayı onlar yapacaklardı” sözlerini hatırlatan Balbay “Hangimizin mahkeme kuracak gücü var. Bir darbe yapıp mahkeme kuracak gücü olan varsa onlar burada yok. Hayati Yazıcı kimleri kast etmekte?" diye konuştu.

"DAĞDAKİ TERÖRİSTE AÇILIM, BİZE KAPANIM MI?"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ’Barış sürecini baltalamayın’ sözlerine atıfda bulunan Balbay, “Barış için ne gerekirse yapılım. Ama dağdaki teröriste açılım, bize kapanım mı? Teröriste dahi barış çağrısında bulunan iktidar bizden terör örgütü üretmenin çabası içinde" ifadesini kullandı.

"İLHAN SELÇUK’U TUTAMAYINCA SENİ TUTUKLADILAR"

Geçen duruşmada tutuklu sanık Hüdayi Ünlüer’in avukatı ile diğer avukatlar arasındaki gerginliği hatırlatan Balbay, Ünlüer’in 3 avukat değiştirdiğini, tutukluluk süresi uzadıkça sanıkların başka avukat arayışına girdiklerini söyledi. Balbay, avukatları Aydın Metin ve Mehmet İpek’in kendisiyle görüşmeye geldiklerinde “İlhan Selçuk’u tutamayınca seni tutukladılar. Cumhuriyet Gazetesi’nden birinin tutuklanması gerekiyordu" dediklerini aktararak şunları söyledi:
“Avukatlarıma güvenmeye devam ediyorum. Böylesine bilinemeyenler içerisinde somut deliller yok iken kim gelse vicdanlar çözülebilir? En iyisi bu durumu şiirle anlatayım: ’Vicdanlarınız granit kayadan daha da katı/Nerede bulalım bu vicdanı delecek avukatı/Vicdanlarınız buzdağı kadar katı/Nereden bulalım bu dağı delecek avukatı"

"NAZLI ILICAK BİLE BU DAVAYA ILICAK BAKMAYA BAŞLADI"

“Nazlı Ilıcak bile bu davaya ılıcak bakmaya başladı” diyen Balbay şunları da söyledi:

“Kurban Bayramı’nda kantin kapalıymış. Açık görüş ancak pazar günü yapılacakmış. Burada insan yatıyor. Kurbanlık koyunlar değil. Burada dünyanın en yaştıl terör örgütü üyeleri yatıyor. Yaş ortalaması 55, kilo ortalaması 90.
Ağlarsa bir anam bir karım ağlar, gerisi yarın ağlar. Aylarca yarını bekledik, en azından vicdanın sizler için de yarını gelmesini bekliyorum. Ailelerimiz çocuklarımızı da tutukladınız. Kurban Bayramınız kutlu olsun."

"KENDİMİ KURBANLIK GİBİ Mİ GÖREYİM"

Tuncay Özkan ise bir izleyicinin kendisine hediye ettiği kitabın içinde Aşık Veysel’in sözlerinin yazılı oldugu bir ayraç çıktığını söyledi. Ayraçta "Seversin, alırsın karın olur. Seversin alamazsın kara sevdan olur" yazısını okuyan Özkan, "Sevdiğinin koynundan sabaha karşı alınmanın, çocuğunun gözü önünde kelepçe takılmasının adı ne? 27 aydır suçunu söylemeden burada yatmanın adı ne?" diye konuştu. Teröre karşı meslek hayatım boyunca birlik çağrısı yaptığını ifade eden Özkan, "Toprağa karışacağım. Tarih yazar beni. Burada benim tarihimi çöpe atıp yepyeni bir tarih yazılmasını kabul edemem. Bu devletin bana ayıbını nereye koyabilirim? Bayram geliyor. Kendimi ne olarak göreyim? Kurbanlık gibi mi?" ifadesini kullandı