07 Şub 2025 21:17 Son Güncelleme: 07 Şub 2025 21:57

Bakan Tunç merak edilen soruları yanıtladı! Özdağ'ın tutukluluğu ne kadar sürecek?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, katıldığı televizyon programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, menajer Ayşe Barım'ın tutuklandığı Gezi Parkı soruşturmasına ilişkin "12 yıl geçti, bundan sonra soruşturma mı olur diyemeyiz. Zaman aşımı söz konusu değil. O olayların çıkarılmasında etkisi varsa, deliller varsa yargı elbette soruşturma başlatır" dedi. Bakan Tunç, 5 teğmenin TSK'dan ihracına ilişkin ise "Tamamen askerlik disiplini ile alakalı bir durum" ifadesini kullandı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin merak edilenleri yanıtladı.

Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan Bakan Tunç'un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

OTEL FACİASI SORUŞTURMASI: 'KİME DOKUNURSA DOKUNSUN...'

"Kartalkaya'da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Gerçekten büyük bir acı, büyük felaket. Böyle bir şeyin olmaması lazım. Bu acı tarif edilmez. Bunun üzerinden politika yapılmaz. Burada gerçek ne ise ortaya çıksın, ucu nereye dokunursa dokunsun. Ama onlar şunu diyor 'Bunun ucu bizim arkadaşlarımıza dokunmasın' aradaki fark bu. Belediye burada sorumlu değildir diyorlar. Bilirkişi raporu hazırlanmamış, savcılık soruşturmayı devam ettirirken 'şu kusurludur, bu kusursuzdur' diyebilir misiniz? Soruşturma devam ediyor. Biz burada gelecek olan bilirkişi raporuna göre, savcılık makamı elbette ki yeni gözaltılar yapabilir, tutuklama kararları verebilir. Hukuk davası bakımından şirket yetkililerin malvarlığına ilişkin tedbirler konuldu. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Kim olursa olsun, ister otel sahibi, şirket yetkilileri, isterse ihmali olan kamu görevlileri, bakanlıkta, özel idarede olsun, bu konuda yargının birisini koruması söz konusu olamaz. Yangından 1 ay önce verilen dilekçenin geri çekilmesi... 9 eksiklik var; yangın söndürme, uyarı sistemleri yok, yangın merdivenleri yok. Bunu ilgili makamlara kim bildirmemiş? Neden geri çekilmiş dilekçe? Arada ne dönmüş? Tüm bunlar ortaya çıkacak. Milletimize ve vefat edenlerin ailelerine büyük acıyı yaşatanlara yargı hesap soracak. Ucu nereye dokunursa dokunsun. Sayın Özel 'bizim belediyeye dokunmasın' diyor. Bunu sen demeyeceksin, yargı söyleyecek.

Bakan Tunç merak edilen soruları yanıtladı! Özdağ'ın tutukluluğu ne kadar sürecek? - Resim : 1

İMAMOĞLU'NA AÇILAN DAVALAR

Adalet Bakanı olarak benim devam eden soruşturma ve davalarla ilgili olarak, siyasi davadır ya da değildir şeklinde yorum yapmam doğru olmaz. Her şey kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor. 'Ahmaktır' demek hakaret mi, değil mi? Bunu yargı takdir edecek. İlk derece kararını verdi şimdi istinaf sürecinde. Siz 'bu dava gecikti, erken verildi' diye 'yargı tacizi' derseniz bu olmaz. Yargı bağımsız ve tarafsız şekilde kararını verecek.

İstanbul Başsavcımızla ilgili ifadeleri var. Yargı hakaret mi değil mi, değerlendirecek. Cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğinizde bunun hakaret olup, olmadığını, suç teşkil edip etmeyeceğini herhalde yargı takdir edecektir. Bir cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğimizde yargı susacak mı? Soruşturmayla karşı karşıya kalınca 'yargı tacizi'.

'YARGIYA KİMSE HAKARET EDEMEZ'

YSK üyelerine söylediği söz yargı gündeminde. Sayın Özel'in ifadeleri. Bir gençlik kolu başkanının o sözler üzerine video yapması ve soruşturma açılması. Yargıya kimse hakaret edemez. Ben Adalet Bakanıyım ve HSK Başkanıyım. 'Bu suç işlemiştir' demiyorum. Suç olup, olmadığını, hakaret olup, olmadığını değerlendirecek olan yargıdır. Bunu şova dönüştürürseniz, herkes hukuka saygı duyacak. Yargı mensuplarına söylediği sözler kabul edilebilİr değildir. Bizim maalesef hakaret siyaseti, sürekli karşı tarafı rencide edecek sözler, hakarete varan sözlerle yargının konusu olabilecek sözler sarf edildiğinde 'yargı niye üzerime geliyor' dendiğinde doğru olmaz. Kimse yargıya parmak sallayamaz. Burası hukuk devleti. Kanunlarımız var. Herkes kendi görev alanında işini tam yapsa, özellikle icraatlarla görevde olsa. İcraatlarla görevde olmayınca işi böyle kapatmak söz konusu oluyor.

Bakan Tunç merak edilen soruları yanıtladı! Özdağ'ın tutukluluğu ne kadar sürecek? - Resim : 2

ÜMİT ÖZDAĞ'IN TUTUKLANMASI

Antalya'da yapmış olduğu konuşma. Başka suçlamalar var halkı kin ve düşmanlığa yönelik sözler ve yabancı düşmanlığı. Antalya'da yapmış olduğu konuşma var. Bir siyasetçi olarak konuşuyorum. Neticede bu sözler suç mu değil mi yargı karar verecek. Cumhurbaşkanımıza devletimize ve hükümetin izlediği politikalara yönelik 'haçlı seferi' benzetmesiyle ilgili savcılığın başlatmış olduğu soruşturma. Antalya da başlatabilirdi. Ankara da başlatabilirdi. Mağdurun ikametgahı olarak İstanbul da başlatabilirdi. Üç yer yetkilidir. Yetkiyle ilgili problem sözkonusu değil. Yetkili olan makam başlattığına göre aynı soruşturmanın oralarda başlatılması sözkonusu değildir. Mağdurun ikametgahı bu tür davalarda yetkili mahkemedir. Size karşı birisi Ankara'dan hakaret etse siz davayı İstanbul'da açabilirsiniz. Aynı şekilde burada mağdurun ikametgahının İstanbul olması nedeniyle yetki konusunda problem sözkonusu değildir.

GAZETECİLERE BİLİRKİŞİ SORUŞTURMASI

Burada basın özgürlüğü ile ilgili tartışmalar yapılıyor. Basın özgürdür. Düşünce ve ifade hürriyeti Anayasal haktır. Anayasamızın 26. maddesi. BM, AİHM'in maddeleri fikir ve ifade hürriyetinden bahseder, sınırlarını belirler. Basın özgürlüğünün alanının genişletilmesiyle ilgili son 22 yılda Anayasamızda ve mevzuatında önemli değişiklikler yaptık. TCK'da eleştiri amacıyla sarf edilen sözlerin suç teşkil etmeyeceğini, haber sınırını aşmayan düşünce açıklamaların suç teşkil etmeyeceğine yönelik. Bu konuyla ilgili değişiklikleri yaptık. Bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesi söz konusu. Telefon görüşmesinin ifşası ve televizyonda yayınlanması söz konusu oldu. Bilirkişi ya da herhangi şahısla yaptığınız telefon görüşmesinin ondan izinsiz ifşa edilmesi TCK'nın 131. maddesinde açıktır. Basın yayın yoluyla olursa daha da ağırlaştırıcı sebep haline getirmiştir. Bilirkişiyi etkileme suçu düzenlenmiş. Savcılığın yayın yapıldıktan sonra başlattığı soruşturma söz konusu oldu. Hem görüşmeyi yapan gazeteci ile yapıldı. Bir kısmı serbest bırakıldı bir kısmı tutuklandı. Neden serbest kalamazdı dediğinizde yargının vereceği karar. Hangi halde tutuklama yapılacağı belli. Suç işlediğine dair delil bulunan kişi tutuklama olur deniyor. Burada telefon görüşmesinin ifşası ve yayınlanması söz konusu. Burada elbette tutuklama bir tedbir. Verilen karar kesin değil. Suçun işlendiğine dair somut delil var. Savcılık sorguya gönderiyor. Sulh ceza hakimliği tutuklama sınırı içerisinde gördüğünde yetki mahkemede. Burada özellikle bir gazetecilik faaliyeti söz konusu değil. Gazeteciliğin kuralları var, meslek ilkeleri var. Bunlar neyin yayınlanıp, yayınlanmayacağı, neyin kişilik haklarına saldırı olup olmayacağı hem gazetecilik kurallarında hem de kanunda var. Bunun suç teşkil edip etmeyeceğine yargı karar verecek. Sulh ceza hakimliği burada böyle bir karar vermiştir. Tutuklama bir tedbirdir. Tutuklama sebepleri kanunumuzda tek tek yazılıdır. Karar tamamen mahkemenin takdirinde. Burada mahkemeye arayıp 'gazeteci, neticede kaçmayacak, tutuklamayın' diye bir talimatımız söz konusu değil. Bir gazeteci arkadaşımız gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alındı, diye sorulduğunda ben de dedim ki 'gazetecilik nedeniyle tutuklanan birisi yok'. Dolayısıyla yapılan budur.

12 YIL ARADAN SONRA GEZİ NEDEN GÜNDEME GELDİ?

Gezi Parkı'nda 2 ağacın yer değiştirilmesiyle başlayan protesto eylemi maalesef yakma, yıkma olarak başka bir şeye dönüştürüldü. 12 yıl sonra ne oldu da tekrar soruşturma başlatıldı? Burada zaman aşımı süresi söz konusu değil. Anayasal düzene karşı işlenen suçlar bakımından zaman aşımı işlemez. 12 yıl geçti aradan bundan sonra soruşturma mı olur diyemeyiz. O olayların çıkarılmasında, yönlendirilmesinde etkisi varsa, deliller varsa elbette yargı burada soruşturma başlatır. Burada yargının başlatmış olduğu, elde ettiği somut deliller olduğu kanaatinde ki böyle bir süreci başlatmış. Soruşturma etkin bir şekilde yürütülür. Davaya dönüştürülüp, dönüştürülmeyeceği önümüzdeki süreçte görürüz.

Bakan Tunç merak edilen soruları yanıtladı! Özdağ'ın tutukluluğu ne kadar sürecek? - Resim : 3

5 TEĞMENİN TSK'DAN İHRACI

Biz hukukçuyuz, Adalet Bakanıyız. Devam eden soruşturmalarla ilgili yönlendirici olamayız. Bir taraftan siyasetçiyiz. Teğmenlerle ilgili konu disiplin konusu. Orada attıkları slogan ya da kendi aralarında gösteri nedeniyle değil. Bir yemin metni var, mevzuat değişikliği ile değişmiş. Mevzuata uygun şekilde törende yemin yapılmış. Tören bittikten sonra mevzuattan çıkarılan eski yemin metni ezberletilerek tören yapılmış sanki. Yetkililerin ısrarlarına rağmen yapıldığı şekilde bilgimiz var. Teşvik edildiğine yönelik de karar onu gösteriyor. O yemini organize eden teğmen ve komutanlarıyla ilgili disiplin kararı verildi. Yürürlükteki metni okudunuz, eski metni ısrarla okumanız askerlik açıdan disiplin suçu olduğuna MSB Yüksek Disiplin Kurulu karar verdi. Bu kararı idari yargı değerlendirecek. Burada bir disiplin suçu var mıdır, yok mudur bunu değerlendirecek olan idari yargıdır. Tamamen askerlik disiplini ile alakalı durum söz konusudur.

CHP'Lİ BELEDİYELERE SORUŞTURMA

AK Partili ya da CHP'li belediyeler diye ayrılmaz. Bir suç varsa kanun ihmali varsa elbette yargı soruşturur. Bir gözaltı ve tutuklama kararı verilmişse somut delil elde edilmiştir. Burada parti ayrımı söz konusu olmaz. Hangi belediyede hangi usulsüzlük yapılmışsa. Fiillere ilişkin deliller elde edilmişse yargı harekete geçer. Orada savunmasını yapar. Kamuoyun iddianameyi görecek, kişinin hangi suçları işlediğini kamuoyu görecek. Bizim üç dereceli sistemimiz var. İlk derece var, istinaf var, sonra Yargıtay'ı var. Bu süreçleri kendimize, partimize yönelik bir kasıt var şeklinde yorumlamak doğru değil. Kendinizi savunursunuz. Kamuoyuna 'ben şu gerekçeyle suçlanıyorum buna ilişkin dosyada bir şey yok' dersiniz. Afaki suçlamalar değil de somut delili ortaya koyarsanız. Onunla ilgili soruşturmalar yapılır."