Bakan Soylu amirallerin bildiri yayınladığı geceyi anlattı! 'İrtibatları ortaya çıkardık'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 104 emekli amiralin Montrö Boğazlar Sözleşmesi konulu bir bildiriyi imzalaması hakkında konuştu.
Son 30 günde hangi siyasi partiyle irtibat kurdukları açık ve net" ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, A Haber ekranlarında yayınlanan 'Memleket Meselesi' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
104 emekli amiralin Montrö Boğazlar Sözleşmesi konulu bir bildiriyi imzalamasına Bakan Soylu, "Gece yarısı dönüp bize ültimatom veremezsiniz, verdirtmeyiz. Zihinlerinden en ufak böyle bir şey varsa darmadağın ederiz. Biz vatanseveriz, aynı zamanda kafamızı kuma gömmeyiz Bu millet dayak yiye yiye demokrasiyle buluştu. Dünyada demokrasiyi hak eden bir ülke varsa o da Türkiye'dir. Oy pusula yüzünden pazarlık yapan namussuzdur. O gece sabaha kadar uyumadık, irtibatları ortaya çıkardık. Son 30 günde hangi siyasi partiyle irtibat kurdukları açık ve net. Türk siyaseti o saf olduğu dönemden çıktı. Darbelerle zayıflatılmak istendik. 15 Temmuz'da yaşanılan hikayeler bizim hayatımızın rehberleridir" tepkisini gösterdi.
"CHP SİYASİ OPERASYON MERKEZİ OLMUŞTUR"
Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları;
"Hiçbir siyasi operasyon merkezi olamayan darbe olamaz. Hemen çıkarırsınız veya sonra çıkarırsınız ama darbelerin iş birliği içerisinden olduğu siyasi operasyon merkezleri vardır. 1960 darbesinin de siyasi operasyon merkezi CHP'dir. Bizatihi İsmet İnönü'dür. Buna itiraz edecek olanlar varsa kendi genel sekreterlerinin, milletvekillerinin anı kitaplarına baksınlar.
"DARBEYİ İŞARET EDEN BİR BİLDİRİDİR"
Böyle bir tabloyu yorumlamak bizim için bir sorumluluk gerektiriyor ve vatandaşımıza gerçekleri aktarmamız gerekiyor. Kendi amirallik sıfatlarını kullanarak gece yarısı yapılan bildiri "darbeyi işaret eden" bir bildiridir. Bildiride vesayetin izleri bulunuyor.
"DARBELERİN SİYASİ OPERASYON MERKEZLERİ VARDIR"
Darbelerin muhakkak birlikte iş tuttuğu siyasi operasyon merkezleri vardır. Bütün darbelerin birbirine benzeyen ilişkileri vardır. Bundan 3 gün önce Ticaret Bakanımız bir açıklama yaptı ve "Bütün dönemlerin en büyük ihracatını gerçekleştirdik" dedi. Bir taraftan salgınla karşı karşıyayız. Vatandaşımızın karşılaştığı sıkıntılar. Üretim, tedarik... Tüm bu zincirleri koparmamak için herkes elinden gelen fedakarlığı yapıyor. Bu çerçeve içinde Türkiye 18,5 milyar dolarlık bir Mart ayı ihracatı gerçekleştirdi.
Bu 104 kişi, temel özelliği kurmay subay. Bunlar denizci. Biz Doğu Akdeniz'in ne demek olduğunu biliyoruz. Aldığımız inisiyatif, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir rüyaydı. Libya da attığımız adım da öyle.
"CHP SEÇMENLERİNE SESLENDİ"
Özellikle şunu ifade etmek istiyorum, CHP'li seçmenlere de aynı şeyi söylemek isterim: Darbenin kaybedeni, Türkiye, millet, siyaset, siyasi partiler ve demokrasidir. Eğer darbe bu kadar kaybettiriyorsa, bunu sadece Türkiye'nin ekonomisine, umuduna, geleceğine dair bir kayıp ortaya kaymıyor. Türkiye'nin siyasetini de aşağıya çekiyor. Bunlara destek vermek, siyasete yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bir siyasi hesabınız varsa çıkarsınız meydana hesabınızı görürsünüz. Eksik, gizli iş yapmıyoruz. Hepsini vatandaşımızla paylaşıyoruz. Kelle koltuk bir mücadele ortaya koyuyoruz. Niye? Bizim çektiğimizi başka nesillere çekmesin diye.
CHP'li vekiller buna nasıl imza atar? Bizi eleştirebilir, icraatları beğenmeyebilirsiniz ama her yerinde darbe iması kokan bir bildirinin altına nasıl imza atarsınız? Türk demokrasisi ve siyaseti o saf dönemden çıktı. Bu bildiriye sahip çıkıyorlarsa tarihin ders vermediğinin kanıtıdır."