Bahçeli'ye mektup yazan Çölaşan'a MHP'den yanıt!
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan'ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye açık mektup yazdığı dünkü yazısına MHP'den cevap geldi.
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, dünkü köşe yazısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenmişti. Bahçeli'ye açık mektup yazan Çölaşan, "Ne oldu beyefendi, akıl, izan ve mantıktan nasıl oldu da böylesine uzaklaştınız? Bir iktidar partisinin kurtarıcı meleği ve stepnesi olmayı içinize nasıl sindirdiniz?" diye sormuştu.
Çölaşan'ın mektubuna MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'dan cevap geldi.
Çölaşan'ın köşesinden aktardığı yazı şu şekilde:
Sevgili okurlarım, dünkü yazımda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir açık mektup yazmıştım.
Hakaret içermeyen, gayet efendice yazılmış bir mektuptu.
Dün sabah MHP kesiminden açıklama geldi. Yanıt verme hakkına saygı gösteriyor, tehdit ve hakaretleriyle birlikte aynen yayımlıyorum:
“Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'ın, Sözcü ve Karar gazeteleri köşe yazarlarının Sayın Genel Başkanımızı hedef alan hadsiz yazılarına yönelik yaptığı yazılı basın açıklaması aşağıdadır:
Gazeteciliğin ve gazetecinin taşıması gerek vasıfların neler olduğunu, toplumun bu kesimden neler beklediğini izah etmeye gerek yoktur. En temel vasıfları bağımsızlık, tarafsızlık ve doğruyu ifade etmek olan bu güzide kurumun Türkiye'de maalesef kimlerin elinde bir iftira ve karalama aracına döndüğünü her gün üzülerek görmekteyiz.
Son dönemde defaatle (sık sık) ifade ettiğimiz üzere Sayın Genel Başkanımıza ve partimize yönelik kaynağı belli sistemli saldırılar ve çirkin iftiralar hız kesmemektedir.
Bu iftira sahiplerinin kullanmış olduğu hadsiz üslup ise tetikçiliğini yaptıkları çevrelerin ve siyasi partilerin mensuplarında dahi görülmeyecek derecede seviyesizdir. Necip Fazıl'ın ifadesiyle dip bile bir seviye iken bunların seviyesi çukurdur.
İngiliz The Times'ın güya kapsamlı analizini gerçekte ise CHP lehine Türk siyasetine müdahale teşebbüslerini internet sitesinin manşetinden verecek kadar millîlikten uzak olan Sözcü'nün kimlerin sözcülüğünü yaptığı açıkça ortadadır.
Bu karanlık odakların sözcüsünün meseleleri idrakten yoksun, devlet ve millet düşmanlığı diline vuran yazarlarından Emin Çölaşan, aklına geldikçe Sayın Genel Başkanımıza ithafen kendince açık mektuplar yazmaktadır.
★★★
Ne bir mektup ne de bir köşe yazısı olan bu ucube yazılar en ağır hakaretleri hak etmektedir ve tarafımızdan hükümsüzdür.
Cumhur İttifakı düşmanlığını din hâline getirmiş bulunan Emin Çölaşan yeniden hortlayan Pontus rüyalarını, Yunan'ın sapık emellerini, Ayasofya'da yeniden çan sesi duymak istediklerini haykıranların sesini yok saymakla birlikte Sayın Genel Başkanımızın Ayasofya ile ilgili çağrısını kendince tiye almaktadır.
Sayın Genel Başkanımızın duyduğu ses gaipten gelen çan sesi değil, harekete geçmiş bulunan Bizans'ı hortlatma, Pontus'u yeniden inşa teşebbüsçülerinin artık yüksek sesle haykırmaya başladıkları taleplerdir.
Akıl, izan ve mantık sorgulamasına teşebbüs eden Çölaşan bu hasletleri kaybedeli epey olmuştur.
★★★
Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in Sayın Genel Başkanı ne söylediğini, ne yaptığını, neden yaptığını bilen, yalnız bugünü değil bugünle beraber geleceği de inşa eden bir yolbaşçıdır.
Aklı ipotek altında olanların, düşünme ve muhakeme becerilerini çoktandır kaybetmiş bulunanların Sayın Genel Başkanımızı anlamalarını beklemiyoruz. Hadlerini bilsinler yeter!
Sayın Genel Başkanımız, yalnızca büyük Türk milletine güvenmekte, bir tek sandıktan çıkan millî iradeyi esas almaktadır. Bunun dışındaki tüm kaynaklar ve odaklar ise kendisine kapalı ancak Çölaşan ve zihniyetinin yegâne güven kaynağı ve dostudur.
Çölaşan'a tavsiyemiz ‘Ya hayır söyle ya da sus' hikmetine uyması, hayırlı bir söz çıkma ihtimali kalmayan çenesini kapatması, susmasıdır.
(Açıklamanın bu bölümünde Karar gazetesi ve onun bir yazarına çatılıyor. Bizimle ilgisi olmadığı için o bölümü çıkarıyorum.)
★★★
Sayın Genel Başkanımıza ve partimize yönelik bu temelsiz, üslupsuz, haksız ve orantısız saldırıların sahiplerine ve yayınlandıkları mecralara baktığımızda hep aynı merkezler karşımıza çıkmaktadır.
PKK-HDP sevici FETÖ' nün gizli silahı olanlar bilmelidir ki vatan ve millet düşmanlarıyla mücadelemiz sen nefer, son nefes ve son damla kana kadardır.”
★★★
Ne ilginç, sıkışınca bizi bile Fetöcü, PKK'lı, HDP'li ve Pontusçu olmakla suçlarlar!
Yukarıda olduğu gibi tehdit ederler, hakaretler yağdırırlar!
Ama mektupta değinilen hiçbir konuya ve sorulan hiçbir soruya yanıt veremezler.