Bahçeli’nin karşı hamlesi! “İyi polis, kötü polis” oyunu mu?
Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel buluşmasını değerlendirdi…
Efendim: Şimdide MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel buluşması gerçekleşti. Böylelikle fotoğrafın önemli bir eksik karesi de tamamlanmış oluyordu. Her ne kadar işin o boyutu unutulmuş ya da hesaba katılmamış gibi görünse de Cumhur İttifakı’nın diğer ortağının muhatap alınmaması zaten beklenemezdi. Ne var ki her iki ortağın konuya bakışında kimi farklılıklar olması da normaldi. Öyle de olmuşa benziyor!..
Ne Soğuk Ne Sıcak!..
Nitekim Bahçeli görüşme öncesi MHP Meclis Grubu’nda yaptığı konuşmada bunun sinyalini verdi. Bir anlamda görüşmenin çerçevesi sabahtan sert şekilde çizilmişti. Önceden “Ayar atma” da denebilirdi. Ondan sonrası adeta bir “Prosedür” yahut teferruat gibiydi adeta. Şayet bu konuşma baz alınsaydı Özgür Özel’in o buluşmaya hiç gitmemesi bile gerekebilirdi. “Ortağımızla her tür yakınlaşmada bulunabilirsiniz. Ancak bizim hassas olduğumuz, hiç hoşlanmayacağımız, şerh koyabileceğimiz noktalar var. Israr etmeyin. Bilesiniz!” demek isteniyordu adeta.
Oradaki elektrikten görüşmenin Erdoğan’la olduğu gibi pek “Pozitif” geçmediğini varsayabiliriz. Zaten gerek toplantı öncesi gerek toplantı sonrası yüzlere yansıyanlarda bunu söylüyordu. Nezaketsizlik yapılmasa da “Aman efendim, kimler gelmiş, gözlerimiz yolda kaldı buyursunlar!” da olmamıştı doğrusu. “Soğukluk” diyemesek bile “sıcaklık” da sezilmiyordu!..
Tahminim Özel’de ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırmış olmalı. “Bitsede gitsek” modunda kaldı herhalde. Başlangıçta bir “Biz herkesle konuşuruz” ve “ikna etme, endişeleri giderme” ziyareti olarak planlansa da buna fırsat tanınmamış olmalı. Özel’in Bahçeli’ye tespih (Herhalde “Ya sabır!” çekmesi için) ve mesir macunu, Bahçeli’nin de ona tabak - plaket hediye etmesi dahi durumu yumuşatmamış olmalı. İlaveten Özgür Özel’in Manisalıyım diye her gittiği lidere “Mesir macunu” götürmesini hatalı bir seçim olarak görüyorum. Çok yanlış anlaşılabilir!..
“İyi Polis, Kötü Polis” mi Oynanıyor?..
Tam bu noktada önemli olan şuydu galiba. Bu yaklaşım Erdoğan - Bahçeli ya da AK Parti – MHP arasında bir görüş ayrılığından mı kaynaklanıyordu yoksa bir tür “iş bölümü” mü yapılmıştı? Erdoğan rahatsız olduklarını, yapmak istemediklerini, söyleyemeyeceklerini Bahçeli’ye havale mi ediyordu? Özel’den gelen sıkıştırmalar karşısında elinde bir “mazeret” i olsun mu istiyordu? Olay bu kadar “planlanmış” olabilir miydi yoksa olağan akışın varacağı nokta zaten burası mıydı? Hadi daha açık soralım: bir tür “İyi Polis, Kötü Polis” oynanıyor olabilir miydi acaba?..
Yarın öbür gün Erdoğan, Özel’e dönüp, “Tamam siz istediklerinizde haklısınız ama ortağım itiraz ediyor. Ona rağmen yapamam ya da bu şekilde yapamam” mı diyecekti? Bahçeli işin “bahanesi” mi olacak? Bahçeli bütün negatif elektriği üzerine çekerken Erdoğan’a bir tür koruma kalkanı mı vazifesi mi görecekti? Böylelikle Erdoğan yapamayacaklarını Bahçeli’ye mi havale edecek? “Bende normalleşmek istiyorum ama…” diyen cümleler mi kuracak? Bahçeli ise Özel’e “Orada dur bakalım, bir dakika!..” demek için mi devreye girmişti? Hangisi?..
Bahçeli Taş Koymaya mı Hazırlanıyor?..
Daha da önemlisi Bahçeli “Yumuşama” yı engelleyip, taş mı koyacaktı? Yahut istediği yöne çekilmesini mi sağlayacak? Bence bu ikinci şık daha mümkün. Çünkü birinci şıkta fazla ısrar ortakların arasını ciddi şekilde bozabilir. Elbette ki Bahçeli “Yumuşama saplantısı”nı gereksiz bulup, ülkeyi çok yanlış yönlere sürükleyebileceğinden endişe edip onu başlangıçta kontrol altına alıp, fren koymak istiyor olabilir. Özel’in grup toplantısında söylediği şekliyle sadece “Emekli maaşları”nı yahut “eski deneyimleri” ni konuştuklarını hiç zannetmiyorum. Kahvehane muhabbeti mi bu!..
Bununla birlikte Bahçeli’nin en azından şu aşamada olaya taş koyacağını, engellemeye çalışacağını da hiç zannetmiyorum. Lakin olay kontrolünden çıkar, hiç istemediği boyutlara sürüklenir ise doğrudan tavır geliştirebilir. Eğer “normalleşme” adına taviz verildiği ve “Devlet zaafı” na yol açtığı kanaati oluşursa o zaman daha sert tepkiler verebilir. Şimdilik olayı kontrol altında tutmak istiyor sadece. Bunu Erdoğan’la birlikte mi yoksa ona rağmen mi yaptığı muğlak. Her ikisi de olabilir!..
Nabız Ölçme!..
Hiç şüphesiz Devlet Bahçeli son derece deneyimli bir siyasetçi olarak nelerden rahatsız olduğunu ya da olabileceğini ya belirtmiş ya da hissettirmiş olsa gerek. (Zaten sabahki konuşmasında kendi “kırmızı çizgi” lerini ortaya koyacaktı.) Bunu illâ en sert şekilde ifade etmesi gerekmez. İma yollu cümleler bile kurmuş olabilir. Bu anlamda belki bir nabız ya da tepki ölçme çabası da denebilir.
O bakımdan ortada gerçekten varsayılabileceği gibi bir “İyi Polis, Kötü Polis” oyunu mu var yoksa Bahçeli’nin “Karşı - Hamlesi” mi olduğu şu aşamada tartışmalı görünüyor. Fakat belli ki başlatılan sürecin hem devletin derin katlarında, hem iktidar partisi AK parti içinde belli rahatsızlıklar, hatta “Çatlaklar” oluşturduğu anlaşılıyor. Bahçeli’de bunun bir parçası mı yoksa başka bir hesabın, hatta “oyun” un tarafı mı henüz izaha muhtaç.
Çıkar kokusu yakında elbette!..
08. 05. 2024