Bahçeli'den çok sert Ağrı açıklaması! AKP ile PKK arasında...
Ağrı'da yaşanan çatışma hakkında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli zehir zemberek açıklamalarda bulundu.
Ağrı Diyadin'e bağlı Yukarı Tütek köyünde geçtiğimiz günlerde
yapılacak olan ağaç dikme etkinliği için bölgede güvenlik önlemi
alan askerlere, PKK tarafından ateş açılmıştı. Olayda 4 asker
yaralanmıştı.
MHP lideri Devlet Bahçeli Ağrı'daki çatışmayla ilgili açıklama
yaptı. Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada "Şayet AKP ile PKK
arasında danışıklı dövüş bir saldırı planlanmış ve Mehmetçiğin kanı
üzerinden bir siyaset tasarımı projelendirilmişse, bilinsin ki
bunun hesabını hiç kimse veremeyecektir." dedi.
İşte MHP lideri Bahçeli'nin yazılı açıklamasının tam
metni:
"Türkiye risk ve tehditlerin genişleyip cesamet kazandığı hazin ve
hüsran verici bir dönemin tüm sonuçlarını yaşamaktadır. İç ve dış
politikanın şalteri inmiş, belirsizlikler korkunç ve kahredici
seviyelere ulaşmıştır. 7 Haziran seçimlerine 55 gün kala
huzursuzluk girdabı derinleşmekte, sancılı bekleyişler tırmanmakta,
provokasyon ve problem alanları yaygınlaşmaktadır. Sistem
değişikliğini gündemine alan Erdoğan ve Davutoğlu ateşle oynamakta,
oldubittiye getirerek Türkiye’yi tek taraflı feshetmeyle
oyalanmaktadır.
'ERDOĞAN'IN KÜRT SORUNU YOKTUR AÇIKLAMASI...'
AKP içinde yaşanan kontrollü gerginlikler, birbirini suçlayan malum
şahısların kör dövüşü, Ankara’yı parsel parsel satma iddiaları,
paralel ithamları, seçimler sonrasına tehdit dolu sözlerle verilen
randevular aynı amaca hizmet etmektedir.
Erdoğan’ın “Kürt sorunu yoktur” açıklaması, klasik bir PKK
dayatması olan izleme heyeti kurulması konusunda hükümetle görüş
ayrılığına düşmesi ve Dolmabahçe’de canibaşının 10 maddelik ihanet
metininin okunması sırasındaki görüntüleri eleştirmesi tesadüfi
değildir.
“AKP TÜRK MİLLETİNİN AKLIYLA ALAY ETMEKTEDİR”
Görülmektedir ki AKP, Türk milletinin aklı ve irfanıyla alay
etmektedir. Erdoğan’ın başını çektiği fitne-fesat kampanyası,
yürürlükteki sistemin sorun yumağı olduğunu, böyle
gidilemeyeceğini, daha fazla mesafe alınamayacağını farklı doz ve
ölçekte ispatlamanın gayretkeşliği içindedir. Oynanan kirli oyun
Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya odaklıdır. Tüm hesaplar buna
yöneliktir. Bütün sıkıntıların anası gibi lanse edilen parlamenter
sistem mimlenirken, başkanlık sistemi övülmekte ve öne
çıkarılmaktadır.
'PKK İLE YAPILAN KANLI PAZARLIKLAR'
Erdoğan’ın gömleğin dar gelmesiyle ilgili dayanıksız, temelsiz ve
ucube yorumu Türkiye’nin içten içe erimesi ve çökmesi anlamına
gelmektedir. Uzunca bir süredir gururla giydiği BOP gömleğini
ülkemizin üzerine geçirmeye çalışan bu sorumsuz zihniyetin
tamamıyla kontrolünü yitirdiği, basiretini kaybettiği, akli
melekelerini gömdüğü ortadadır.
Erdoğan güdümünde süren ve mesafe alan PKK’yla kanlı-barutlu
pazarlıklar başkanlık sistemine dönük bir ihanet aşısı, çirkin bir
tezgâhtır. PKK silah bırakmayacağını söylemesine rağmen, hükümetin
çözülme sürecindeki ısrarı, sürdürülen ihanet müzakerelerindeki
kararlılığı şüphesiz ki çürümüşlüğün tescili, Türkiye düşmanlığının
resen somutlaşmış halidir.
“AKP ÇÖZÜM DEDİKÇE…”
PKK, Türkiye vatanı ve milletiyle teslim olmadan silahın devreden
çıkarılmayacağını her defasında meydan okur gibi duyurmaktadır. AKP
çözüm dedikçe PKK namluyu üzerimize çevirmektedir. AKP eğildikçe,
büküldükçe, sırnaştıkça; PKK, silahın ortaya çıkış şartları
kaldırılmadıktan sonra çözüm yok demektedir. AKP taviz verip
teslimiyetçilikte aşılması güç yeni rekorlar kırdıkça PKK cesaret
kazanmakta, imkân ve kabiliyetini artırmaktadır.
Erdoğan silahların betona gömülmesiyle ilgili eften püften
açıklamalardan medet umdukça PKK kızışmakta, kudurmakta ve kan
dökmek için tetiğe basmaktadır. Mart ayının son günlerinde
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesindeki Dağlıca Karakolu’na havan topu
atan, makineli tüfeklerle saldıran terör örgütü pazarlık gücünü
yükseltmenin tek yolunun silah olduğunu tekrar göstermiştir.
Ankara’da kucaklanan bölücüler Doğu ve Güneydoğu’da Türkiye’yi
AKP’yle birlikte kundaklamaktadır. Saraylarda ağırlanan hain
emeller dağlardan şehirlere inerek Türk vatanını ur gibi
sarmaktadır. Nitekim tehdit ve bekamızla ilgili kaygılar
hazmedilemeyecek boyutlardadır.
11-12 Nisan 2015 tarihinde, Ağrı’nın Diyadin ilçesi Yukarıtütek
Köyü bölgesinde PKK’lılar tarafından organize edilen ve adına Bahar
Şenliği denilen bölücü kumpasın terör örgütü propagandasına
dönüşmesi esasen şaşırtıcı görülmemelidir. Fırsattan istifade eden
teröristlerin Mehmetçiğe uzun namlulu silahlarla saldırması ve
sonuç itibariyle dört vatan evladının yaralanması AKP-PKK
pazarlıklarının alçak bir neticesidir. Ağrı’da çıkan çatışmalar
saatlerce sürmüş, teröristler öldürmek ve her değerimize kast etmek
için adeta seferber olmuşlardır.
“ŞAYET BİR DANIŞIKLI DÖVÜŞ VARSA…”
Şayet AKP ile PKK arasında danışıklı dövüş bir saldırı planlanmış
ve Mehmetçiğin kanı üzerinden bir siyaset tasarımı
projelendirilmişse, bilinsin ki bunun hesabını hiç kimse
veremeyecektir. 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi’nin kana
bulanması ve kışkırtılan kutuplaşma üzerinden oy devşirilmesi
hesaplanmışsa bu iğrenç senaryonun, bu hayasız niyetin aktörleri
mahşeri vicdanda ilelebet hain olarak damgalanacaktır.
“DAVUTOĞLU’NUN TELAŞA KAPILMASI DİKKATLERDEN
KAÇMAMIŞTIR”
Bu itibarla ne Erdoğan ne de Başbakan’ın sözleri samimiyet ve
inandırıcılıkla bağdaşmamaktadır. Davutoğlu’nun HDP’nin Eşgenel
Başkanı’yla nafile yere atışması, gündeme bomba gibi düşen bazı
iddialar karşısında telaşa kapılması dikkatlerden elbette
kaçmamıştır.
AKP’nin milletimizle arası açıldıkça, milli iradenin teveccüh ve
takdirinden mahrum kaldıkça paniklemesi ve bu kapsamda Türkiye’ye
tuzak kurması çok güçlü bir ihtimal olarak karşımızdadır.
AKP-HDP-PKK sacayağı ayakta kalabilmek için her ahlaksız yol ve
vasıtaya başvurabileceklerdir.