10 Ağu 2021 09:01 Son Güncelleme: 10 Ağu 2021 09:10

‘Bahçeli erken seçim kararı alabilir’ iddiası! ‘Eğer ittifaktan çekilirse...’

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem kitabının yazarlarından Prof. Akartürk, AK Parti ve MHP için “Seçim Kanunu konusunda menfaatleri uyuşmuyor” dedi ve ekledi: “Bahçeli, hükümetten çekilirse erken seçim yolu açılabilir.”

Sözcü’den Ruhat Mengi Türkiye siyasetine dair merak edilen konulardaki çözümleri önde gelen anayasa hukukçularından biri olan ve “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” kitabının yazarlarından Prof. Dr. Ekrem Ali Akartürk'e sordu.

İşte Mengi’nin bugünkü köşesinde yer alan sorular ve Akartürk’ün dikkat çeken cevapları…

“İTTİFAK DEĞİL KOALİSYON”

– Sayın Akartürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli hükümeti birlikte yönetiyorlar. Yeni bir anayasa hazırlığını bile birlikte yapıyorlar. Buna ittifak denebilir mi?

Sayın Devlet Bahçeli gelecek seçimde Sayın Erdoğan'ın yine Cumhur İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olduğunu da açıkladı. İttifak seçim öncesi yapılır, eğer birlikte hükümet ediyorsanız, parlamentoda kendi grubunuzla destek veriyorsanız -ki onlar birlikte çıkarıyorlar yasaları- onun adı koalisyondur, şu andaki sistem de koalisyondur. Parlamenter sistemde hiç değilse koalisyonlar tercihe bağlıydı, sistem zorunlu kılmıyordu, yüzde 30'la da iktidar olabilirdiniz, oysa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi % 50+1'i şart koştuğu ve hiçbir parti bu çoğunluğu elde edemediği için koalisyon ve ittifaklar zorunlu hale gelmiştir. Yani “Koalisyonlardan kurtaracağız” derken koalisyonlara mahkum olundu.

MHP olmazsa AKP'nin kanun çıkarma gücü yok. Bir partinin oyları yüzde 50+1 olmazsa iktidar olmak için mecburen koalisyon kurmak zorunda. Kaldı ki yüzde 51 yoksa parlamento seçimlerin yenilenmesini isteyebilir. Şu anda desteğini çekerse hükümet devam edemez, yani AK Parti tek başına iktidarda kalamaz, milletvekili sayısı 288'e düşer ve Meclis çoğunluğunu yitirir, parlamentoda muhalefet grubu daha güçlü hale gelir, hükümet kilitlenir. O noktada da seçimlerin yenilenmesi kararına gidilir.

Taraflardan biri desteğini çektiğinde diğeri hükümeti yürütemiyorsa bu bir “hükümet koalisyonu”dur.

Bu sistem tanıtılırken bize ne denildi? Hükümet istikrarı garanti altına alınır denmişti, artık koalisyonlar olmayacak denmişti, oysa Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi koalisyonları zorunlu kılıyor. Bakın Ak Parti iktidarları döneminde koalisyon olmadı, ne zaman ki bu sisteme geçtik, AKP koalisyona geçmek zorunda kaldı. Böyle de bir talihsizlik var.

Muhalefet partileri erken seçim istiyor ama bu konuda yapabilecekleri fazla bir şey yok, beklemek zorundalar. Erken seçim kararını yine Devlet Bahçeli verebilir, hükümetten çekilirse erken seçim yolu açılabilir.

“BİR ÇEKİŞME OLABİLİR”

– Bahçeli, göçmenler konusunda farklı görüş öne sürdü; “Sonsuza kadar burada kalamazlar, ülkelerine dönmeliler” dedi. Seçim Kanunu üzerinde çalışıyorlarsa acaba barajın yüzde 5'e düşürülmesi için baskı mı oluşturuyor?

Seçim Kanunu konusunda menfaatleri uyuşmuyor, AK Parti barajı düşürmek istemez normalde. Baraj altında kalan oylar en çok oyu alan partiye gider, dolayısıyla çözmeleri gereken bir problem var, bu konuda bir çekişme olması mümkün.

– Bahçeli çekilirse HDP ile devam etmeyi düşünebilir mi?

Öyle ya da böyle bir ortağa ihtiyacı var, ikna edebileceği her partiyi düşünebilir.

– Muhalefet partileri erken seçim istiyor ve acilen “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” getirilmeli diyorlar, TV tartışmalarında da sıkça duyuyoruz. Siz, Doçent Dr. Tevfik Sönmez'le birlikte “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”i anlatan bir kitap yazdınız. Bu sistemde kısaca nasıl değişiklikler olacak?

Bu sistemde cumhurbaşkanının kanun çıkarma yetkisine son verilecek, hükümet etme yetkisi olmayacak. Parlamentonun hükümeti denetim yetkisi meclis soruşturması, araştırması ve gensoru gibi denetim mekanizmaları çalıştırılarak güçlendirilecek. Yargı bağımsızlığı için HSK ikiye ayrılacak ve bu kurullarda siyasi kimlikli veya bürokrat kimlikli mensuplar yer almayacak. Başbakanı Meclis, bakanları başbakan seçecek ama Meclis onayına sunacak.

“HESAP VEREBİLİR OLACAK!”

Kısacası, çoğulcu ve katılımcı demokrasi anlayışı, hükümet istikrarının korunduğu ve etkin bir parlamenter denetimin olduğu, sembolik yetkilere sahip bir cumhurbaşkanı karşısında başbakan liderliğinde güçlü bir bakanlar kurulunun yer aldığı, devlet yönetiminde açık ve hesap verebilir, denetlenen, cumhurbaşkanının hükümet üzerinde vesayetinin olmayacağı devlet düzenidir.

Bu düzende ön seçim teşvik edilir, yüzde 10 barajı yüzde 5'e indirilerek temsili demokrasi güçlendirilir, halk kanun teklifi yapabilir veya belli sayıda imza ile kanun teklifini veto edebilir. AİH Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmeler veya bu sözleşmelerden çıkma halk oyuna sunulmadan kabul edilemez.”

Yazının tamamı için tıklayın!