03 Haz 2008 10:03 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:08

"BABAM ÇOKTAN ÖLMÜŞ DE HABERİMİZ YOKMUŞ!..." SERDAR TURGUT GAZETEDE OKUSA İNANMAYACAĞI ŞEYİ HASTANEDE YAŞADI!... TURGUT'UN YAŞAYAN BABASI NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?...

Dün bazı kontroller için babamı hastaneye götürdüm. Bu okunduğu kadar kolay bir iş değil. Çünkü bugüne kadar doktoru sadece meyhanede yandaki masada görmüş olan bir insandan bahsetmekteyiz.

Babam çoktan ölmüş de haberimiz yokmuş


Dün bazı kontroller için babamı hastaneye götürdüm. Bu okunduğu kadar kolay bir iş değil. Çünkü bugüne kadar doktoru sadece meyhanede yandaki masada görmüş olan bir insandan bahsetmekteyiz.

Babam bana göre; Osmanlı´nın yükseliş döneminde, bazılarına göre ise Osmanlı´nın çöküş döneminde doğmuş, ilk ve son muayenesini annesinin karnından çıktıktan sonra olmuş bir insanı doktora götürmek için ikna etmek hayli zor oldu.

Doktora gitme kavramına ikna edilmesi birkaç şişe kaliteli vodkama mal oldu.

Ona rağmen bazı şartlar ileri sürdü: Gideceği doktor kadın ve güzel olacakmış, onunla sohbet edebilecekmiş. Doktorunun zekâsına da saygı duyacakmış.

Sonunda aradığı bütün şartları kendinde bulunduran bir doktor bulundu da biz rahat nefes aldık.

Neyse gittik, doktor hanım hastaya dosya açılmasını istedi. Görevli gitti ve bir süre sonra şaşırmış bir ifade ile geldi. `Hastanın bir dosyası zaten varmış bizim hastanede´ dedi. Doktor hanım `o zaman onu getirin bana´ dedi. İşte bu talebe adamcağızın cevap vermesi hayli zor oldu. Çünkü biraz sonra şöyle bir cevap geldi: Ama efendim hastanın eski dosyası morgda çıktı.

Bu cevap bana ve babama çok komik geldi, yüksek sesle güldük.

Şimdi, `böylesine absürd bir şey herhalde olmamıştır, muhakkak kafandan uyduruyorsun´ diyorsunuzdur. Eğer böyle düşünüyorsanız -ki düşündüğünüzü biliyorum- bana yalan söylemeyin. Gerçek konusunda bana hiç saygınız yok, hepinize yazıklar olsun. Ama bu kez yandınız, beni suçlayamayacaksınız. Çünkü bu kez şahidim var.

Anlattığım olaya inanmıyorsanız, isterseniz Profesör Doktor Rana Anadolu´ya sorabilirsiniz. Her şey onun önünde olmuş durumda.

Hastanedeki tetkikler düzgün gitti ve babam hiç heyecanlanmadı. Bu da doğaldı. İnsanın dosyasının morgadan çıkmasından sonra işlerin daha da zor gidebilmesi gayet tabii ki mümkün değil.

İşe morgdan başlarsanız diğer tetkiklerde heyecanlanabilmek de mümkün değil.

Büyük ihtimalle dosyayı morga koyanlar şöyle düşünmüşlerdir; yaşına bakmışlardır ve sonra da benim yazılarımdan yaşam stilini öğrendikten sonra `bu tür bir adamın mutlaka ölü olması gerekiyor´ diyerek dosyayı morga kaldırmışlardır.

Ölü sandıkları adama bir telefon açsalar iyi olabilirdi tabii ki ama bu bir teferruat sadece.

Ben bu arada babamın geçmişte bir ara ölmüş olmasının yanı sıra vücudunda başka bir tuhaflık da keşfettim.

Hamit Bey´in çişi gelmesi gereken yerde çişi gelmiyor ama gelmemesi gereken her yerde de mutlaka çişi gelebiliyor.

Örneğin; tomografi çektireceğiz değil mi, öncesinde neredeyse bir buçuk litre su içirdiler ve babam o andan itibaren bütün böbrek fonksiyonlarını askıya aldı. Tomografi çekildi ve çıkmadan önce tuvaleti ziyaret ettik. Arabaya bindikten sonra trafiğe çıkınca acayip şekilde tekrar sıkıştı. Ben de onunla, `bir insanın üç dakikada bir sıkışması nasıl mümkün olabilir?´ diyerek kavga çıkardım. Sonra geçmişte ölmüş olduğu aklıma geldi de `fazla üzmeyeyim´ diyerek sustum.


SERDAT TURGUT/AKŞAM

http://www.gbradw.com/ngg.