22 Şub 2011 09:45
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:03
''BABA!..BABA!..'' DEDİĞİ PATRONUNU DİNLETEN İŞADAMI-GAZETECİ KİM?
Star yazarı Ergun Babahan ünlü bir gazetecinin "baba" diye hitap ettiği patronunu dinlettiğini iddia etti.
İçişleri Bakanı’nı izle ‘Korku Cumhuriyeti’ de
Odatv’ye yapılan baskında 2007’de çekilmiş bir gizli kayıt bulunmuş.
Dönemin bakanları Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu ve Ali Coşkun, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya ile birlikte 27 Nisan muhtırasını değerlendirmek için bir lokantaya gitmiş.
Lokantada 3 saati aşkın kalıp konuşmuşlar ve bu konuşmaları hem gizli kameraya alınmış, hem de böcekle dinlenmiş.
Bu kayıtlar Soner Yalçın’ın ofisinde 2 CD’de çıkmış.
Ülkenin İçişleri Bakanı’nı bile izleyip gizli kameraya alanlar ortada dururken bir ‘Korku Cumhuriyeti’ paranoyası yaymaya çalışıyorlar.
Bu, Medya 2010 belgesi gibi taktiksel bir savaş herhalde.
Orada da Ergenekon, Balyoz gibi davaların üzerine giden gazetecilerin ‘Yandaş’ diye damgalanıp inandırıcılıklarının azaltılması istenmiş.
O belge de bu baskında ortaya çıkmış.
Candaş medyacılar belgelerin içeriğini sorgulamıyor, ‘Kim sızdırdı?’ diye soruyor.
Kendilerini dinleyenleri bal gibi biliyorlar.
İstanbul medyası, büyük bir basın patronuna ‘Baba, baba’ diye hitap eden, her fırsatta elini öpen işadamı-gazetecinin transfer olur olmaz, aynı kişiyi yemek yediği balıkçıda nasıl gizlice dinlettiğini biliyor.
Kendileri en iyi biliyor ama ‘emir-komuta’ gazeteciliği gerçeği açıklayamıyor.
Buradan tekrar soruyorum, Doğan Grubu yöneticileri telefonlarını neden değiştirdi, o dönem pek iyi çekmeyen bir şirkete geçti?
Cevap verirler mi?
Kirli çamaşırlar bir bir ortaya dökülüyor.
Ergun Babahan / Star Gazetesi
Odatv’ye yapılan baskında 2007’de çekilmiş bir gizli kayıt bulunmuş.
Dönemin bakanları Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu ve Ali Coşkun, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya ile birlikte 27 Nisan muhtırasını değerlendirmek için bir lokantaya gitmiş.
Lokantada 3 saati aşkın kalıp konuşmuşlar ve bu konuşmaları hem gizli kameraya alınmış, hem de böcekle dinlenmiş.
Bu kayıtlar Soner Yalçın’ın ofisinde 2 CD’de çıkmış.
Ülkenin İçişleri Bakanı’nı bile izleyip gizli kameraya alanlar ortada dururken bir ‘Korku Cumhuriyeti’ paranoyası yaymaya çalışıyorlar.
Bu, Medya 2010 belgesi gibi taktiksel bir savaş herhalde.
Orada da Ergenekon, Balyoz gibi davaların üzerine giden gazetecilerin ‘Yandaş’ diye damgalanıp inandırıcılıklarının azaltılması istenmiş.
O belge de bu baskında ortaya çıkmış.
Candaş medyacılar belgelerin içeriğini sorgulamıyor, ‘Kim sızdırdı?’ diye soruyor.
Kendilerini dinleyenleri bal gibi biliyorlar.
İstanbul medyası, büyük bir basın patronuna ‘Baba, baba’ diye hitap eden, her fırsatta elini öpen işadamı-gazetecinin transfer olur olmaz, aynı kişiyi yemek yediği balıkçıda nasıl gizlice dinlettiğini biliyor.
Kendileri en iyi biliyor ama ‘emir-komuta’ gazeteciliği gerçeği açıklayamıyor.
Buradan tekrar soruyorum, Doğan Grubu yöneticileri telefonlarını neden değiştirdi, o dönem pek iyi çekmeyen bir şirkete geçti?
Cevap verirler mi?
Kirli çamaşırlar bir bir ortaya dökülüyor.
Ergun Babahan / Star Gazetesi