AZİZ YILDIRIM CEZA KARARIYLA BİRLİKTE TAHLİYE Mİ EDİLECEK?
Sona yaklaşılan şike davasında oluşan kanaat şu: Aziz Yıldırım, bir ceza alacak tahliye edilecek.
Şike davasında sona bir adım kaldı. Ay sonunda görülecek dört duruşma sonunda başkan Mehmet Ekinci’nin hükmünü açıklaması bekleniyor. Süreç tamamlanmazsa temmuz ortasında bir duruşma koyabilir. Bu nedenle 11 Haziran’da Fenerbahçe tarafı soruşturmanın derinleştirilmesini talep etse dahi, başkanın, süreci daha fazla uzatmamak adına, ret cevabı vermesi bekleniyor. Zaten hakim, cuma günkü ara kararında bazı futbolcuların dinlenmesi talebini, gelinen aşamada davaya etki etmeyeceğini belirterek reddetti. Yine hakimin, savcının mütalaasına ilişkin savunma beyanlarını yazılı olarak istemesi ve duruşmada da sözlü olarak özetlerine izin vereceğini de belirtmesi, bu davaya noktayı koymak istediğinin açık belirtileri.
Mahkeme derbisi
Dört günlük duruşma maratonunda herkes en çok çapraz sorguların nasıl geçeceğini merak ediyordu. Çapraz sorgular, bir nevi davanın eski bölümlerinin yeniden hatırlandığı bir özetler kolajı oldu. Bir önceki duruşma periyodunda müdahilliği kabul edilen Trabzonspor Kulübü avukatlarının, soruları bu nedenle Fenerbahçe tarafından “Sayın başkan bunların cevabı daha önce verildi, çok merak ediyorlarsa dava dosyasına baksınlar” denilerek itirazla karşılandı. Buna karşın ‘Bordo-Mavili avukatlar’, özellikle attıkları tweetler’de de bazı soruları taktiksel olarak sorduklarını söylediler. Bu arada Trabzonlular, ciddi sağlık sorunları nedeniyle hastaneye yatan Aziz Yıldırım ’ın çapraz sorgudan kaçtığına inanıyor. Trabzonluların davada ‘topla oynama’ süresi artınca cuma günkü son duruşmada ‘Sarı-Lacivertli avukatalar’ da müdahil talebinde bulundu ve istek de mahkemece kabul gördü. Ancak, bunun da geç kalınmış bir hareket olduğu görüşü hâkimdi. Başlangıçta davanın uzamaması için müdahillik talebinde bulunmayan ve Trabzon’un bu talebine de bu nedenle karşı çıkan Fenerbahçe, taktik değiştirdi.
Fenerbahçe kanadı gerekçe olarak sağlıklı yargılamayı gösterirken Trabzonlular “Hüküm giymekten çekindikleri için işi uzatıyorlar ve hükümden önce tahliye umuyorlar” şeklinde yorumladı. Oysa bu işin istenilse de uzatılmayacağı belli. Bakın çapraz sorgular bitmeden savcı mütalaasını çoktan hazırlamış bile. Yani, Trabzon ve Fener karşılıklı taktik savaşları verirken, savcı kendi namına maçı çoktan bitirmiş. Dava haziran sonu veya temmuz başı bitecek. Ancak, ay sonundaki duruşmalarda süreç tamamlanmazsa, hâkim adli tatil öncesine; yani temmuz ortasına da bir duruşma koyabilir final için.
İlk ifadeler belirleyici
Herkes bugün soruyor: Savcı çapraz sorguyu dikkate almadan neden mütalaa veriyor? Şeklen de olsa savcının bir sonraki oturumda mütalaasını vermesi en azından zevahirin kurtarılması açısından anlamlı olurdu. Tamam savcı, mütalaasına mahkemede daha önce verilen ifadeleri de koymuş ama kararlarını oluştururken özellikle kolluk ve savcılıktaki o ilk ifadeleri daha çok dikkate aldığı açıkça anlaşılıyor. Zaten şu şike davası vesilesiyle öğrendiğim bir teamülü de dillendireyim ki tüm meseleyi de sanırım bu açıklıyor: Hem hâkimler hem de savcılar açısından ‘sıcağı sıcağına’ verilen ilk ifadeler çok daha önemseniyor. Yargı, sonraki aşamalardaki ifade değişikliklerini genelde ‘birilerinin baskısı altında kalmıştır’ şeklinde yorumlayabiliyor. Bu baskı nerede oluşuyor? Cezaevinde de oluşabiliyor, mahkeme salonunda da veya kişinin kapısında da!... Yargı mensupları açısından bu düşünceleri dışa vuran malum çok meşhur bir söz de vardır: “Karakolda doğruyu söyler, mahkemede şaşar...” Evet, yargı koridorlarındaki inanç ve ‘algı’ da bu yönde... Hasılı, ilk ifadeler çok daha belirleyici oluyor ki şike davası savcısı Ufuk Ermertcan’ın talepleriyle iddianameyi hazırlayan savcı Mehmet Berk’in taleplerinin neredeyse tamamen örtüşmesi de bunun delili.
Korkmaz’ın ifadesi kritik
Aziz Yıldırım , İlhan Ekşioğlu, Olgun Peker ve Yusuf Turanlı neden tahliye olmadı? Hâkimin gerekçelerinin yanısıra, örgüt kurmakla suçlanan davanın en önemli isimlerinin bunca ay yattıktan sonra tahliye olamayacağı ‘o koridorlar’da başından beri konuşulan konulardandı. Edindiğim izlenimlere göre Aziz Yıldırım ’ın tutuklu kalmasında şu etkenler de önemli: Yıldırım’ın duruşmalardaki tavrı heyet üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Spor kamuoyunun ‘Yıldırım’ın mizacı’ diye tanımladığı hal ve hareketleri heyet, ‘baskı’ olarak yorumluyor. Bir diğer etken de sanıklardan menajer Metin Korkmaz’ın ifadesi. Yıldırım tarafından, Mehmet Topuz’un transferinde fiyat yükseltmekle suçlanan Korkmaz’ın ifadesindeki şu sözlere bakalım: “ Aziz Yıldırım bana kızdı, menajerliği adam gibi yapacaksınız, bende bu ülkede olduğum sürece size menajerlik yaptırmayacağım dedi. Daha sonra da kendisi federasyon üzerinde baskı kurarak eskiden şirket üzerinden yapabildiğimiz menajerliğimizi federasyonun da şirket yoluyla menajerlik yapılamayacağı üzerine bir karar alması sebebiyle yapamamaya başladık.” Ne var ki Korkmaz, “Polise yakala getir” emri verilmesine rağmen bir türlü mahkemenin huzuruna çıkartılamadı.
Başkanlığa veda mı?
Bu dava nasıl biter? Hâkim, savcının mütalaasına uyarsa Aziz Yıldırım ’ın cezaevinden dışarı çıkması pek mümkün değil. Ancak hafta başında dillendirilen varsayım artık çok daha güçlendi. O da şu: Aziz Yıldırım , hükümle birlikte tahliye edilecek! Bu ne demek? Kişi veya kişileri örgüt, şike ve teşvikten 1 yıl boyunca cezaevinde tutan bir mekanizmanın bu saatten sonra “Pardon” demesi pek mümkün değil. Zira bu durumda “Bunca zaman bu insanları ne diye içeride tuttunuz” sorularına muhatap kalacak. Bu nedenle Yıldırım’a bir ceza verilecek ama yattığı süre göz önüne alınarak tahliye edilecek... Örgütten beraat etmesi beklenen Yıldırım’ın şike ve teşvikten ceza alması bekleniyor. Alt sınırdan cezalar verilip, yattığı süre hesaplandığında Yıldırım’ın yaklaşık 1.5 yıl ceza alması bekleniyor. Hâkim Mehmet Ekinci, bu ceza kararıyla birlikte Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ’ı tahliye edecek. Yargıtay, kararı onarsa Yıldırım, bu süreyi yatmak için yeniden cezaevine girecek. Hakkındaki hüküm kesinleştiğinde Fenerbahçe başkanlığına da veda edecek...
Çapraza niye girildi?
Şike davasında, çapraz sorgular tamamlanmadan savcının dosyanın tamamı üzerine mütalaa vermesi özellikle Fenerbahçeli sanık avukatlarının tepkisini çekti. Genel kanı, çapraz sorguların savcılık nezdinde hükmünün olmadığı yönünde oluştu.
Mayısa kadar demişti ama...
Aylar sonra hastaneye kaldırıldığı için görüntülenen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım , Silivri’deki duruşmalar sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada “Beni mayısa kadar bırakmayacaklar” demişti. Ancak Yıldırım, mayısta da serbest bırakılmadı. Tahminler tutarsa Yıldırım, hemen hemen cezaevine girişinin yıldönümünde özgür olacak.
Şike davasından anekdotlar
Davada Aziz Yıldırım ile Sadri Şener’in karşı karşıya geleceği an merak ediliyordu. Yıldırım’ın sorularını Şener’in de yanıtladığı çapraz sorgu beklentilerin aksine gergin geçmedi. Sorgu öncesi arka sıralarda oturan Şener, hâkimin isteği üzerine Yıldırım’ın yanına oturdu. “Yıldırım ile hiç konuştunuz mu” diye sorduğum Şener, “Geçmiş olsun dedim. O da teşekkür etti” dedi.
Cuma günkü duruşmada Şekip Mosturoğlu, hemSadri Şener hem de Nevzat Şakar ile tokalaşıp hal hatır sordu.
Fenerbahçe yönetiminden ayrılsalar da Ali Koç ile Murat Özaydınlı duruşmalara geldi. Nihat Özdemir sadece bir gün katılırken Cihan Kamer, ortalıkta görünmedi.
Davanın iki yabancısından Emmanuel Emenike, ifade vermeyen tek sanık olurken, diğer yabancı Vederson’un ifadesi ise tercümandan kaynaklı olarak biraz sıkıntılı geçti. Hatta ertesi gün Fenerbahçe ’nin tercümanı Samet Güzel de “Tercüman arkadaşım ama iyi bir çeviri yapamadı” dedi.
Profesör Erdener Yurtcan ve Prof. Köksal Bayraktar, davanın en kalender avukatları olarak öne çıkarken, Prof. Ersan Şen, yüksek sesle yaptığı savunmalarıyla dikkat çekti. Yüksek sesli bir diğer kişi de Ali Rıza Dizdar. Dizdar aynı zamanda ‘sınıfın en çıkıntı öğrencisi’ pozisyonunda. Hâkimle sık sık girdikleri tartışmalar bazen kahkahayla sonuçlanırken bazen hâkim, “Siz biraz hava alın” diyerek Dizdar’ı dışarı çıkmaya davet ediyor.
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, bel ağrısından ötürü zaman zaman ayağa kalkıp duruşmayı yönetiyor. Buna mukabil savcı Ufuk Ermertcan’ın geride kalan 19 duruşma boyunca neredeyse yerinden kıpırdamadan oturması da dikkat çekti.
Mahkeme heyeti hem bugüne kadarki binlerce sayfalık dokümanı okuyor hem de her duruşma sonunda oluşan kayıtları... Üstelik başka ‘hacimli’ davalara da bakan heyet, eki bunun için nasıl zaman bulunuyor? Başkan Ekinci’nin uykuyla pek arası yok o yüzden çalışma odasında lambası genelde açık. Ayrıca hızlı okuma kursuna da gitmiş.
Kenan Başaran/Radikal