"EdU molekülünün orta derecede zehirleyici etkisi (toksik) olduğu biliniyordu. Ama bu etkinin mekanizması bir sırdı. Şimdi burada hücreyi kesin nasıl öldürdüğünü çözdük. Daha önce EdU’nun Kanser hücrelerini öldürdüğüne dair kanıtlar vardı, ancak garip bir şekilde, hiç kimse bu sonuçları takip etmedi. Şimdi bile laboratuvarlarda binlerce biliminsanı DNA’yı incelemek için EdU’yu kullanıyor, ancak bu molekülün DNA’da hasar yaratarak öldürücü etki yaptığını bilmiyor.”
EN AGRESİF TÜMÖRLERDEN BİRİ
Glioblastoma adı verilen beyin tümörleri en agresif tümörlerden biri. Gliablastomaya yakalanan bir hastanın ortalama ömrü tedaviye rağmen 15 ay. Yaklaşık 100 bin insanda 1 görülürken, son yıllarda bu oran 100 binde 3.25’e kadar çıktı. Nüfusun yaşlanması, hava kirliliği, maruz kalınan ağır metaller ve eskiye oranla teşhis olanaklarının da gelişmesi bu konuda etken. Glioblastoma yakalanan hastaların sadece yüzde 5’i, 5 yıl hayatta kalabiliyor. Avrupa, Kuzey Amerika’da daha fazla görülen hastalık, erkeklerde de kadınlara oranla daha fazla görülüyor.
Hastanın tedaviye rağmen ömrünün az olmasının nedeni ise beyindeki ‘kan beyin bariyeri’ denilen bariyerden şu anda kullanılan kemoterapi ilaçlarının geçememesi ve etki edememesi. Prof. Dr. Sancar’ın buluşu ile EdU molekül kullanılarak nöronlara yani sinirlere zarar vermeden beyin kanserinin öldürülebileceği düşünülüyor.
Bunun nedeni ise tümörlerin DNA sentezi yaparken beyin hücrelerinin yapmaması. Beyin hücreleri DNA sentezi yapmadığı yani çoğalmadığı için de EdU molekülünün hedefinde olmuyorlar.