Az daha tahliye oluyordu… Azılı teröristin gerçek kimliği ortaya çıktı
Diyarbakır'da bir eczanede kalfalık yaparken terör örgütü PKK’ya silah ve mühimmat sağladığı ele geçen örgütsel dokümanlarda yer alınca 8 yıl 9 ay hapisle cezalandırılan Abdullah Z., cezasını tamamlayıp tahliyesine bir gün kala öldürülen bir teröristin üzerinde ele geçen doküman ve eşleşen kan örneği ile hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle ikinci bir dava açıldı...
Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre; Ele geçirilen bir dokümanda hem Terör örgütü PKK'ya silah ve mühimmat sağladığı bilgisi hem de parmak izi çıkan Abdullah Z., hakkında 2016 yılında Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.
Sanık bu tarihteki savunmasında, PKK'lı olmadığını, kod adı kullanmadığını, örgüte hiçbir zaman katılmadığını öne sürdü.
Üzerindeki terörist kıyafeti olduğu belirtilen fotoğraflarındaki elbiselerin yöresel kıyafetler olduğunu savunan Abdullah Z., “Lice'de festival vardı, bu elbiseleri o nedenle giydim. Ele geçen dokümanda parmak izimin çıktığı belirtiliyor. Eczanede çalıştığım için ilaç firmalarının kalem ve defter gibi eşantiyonlarını müşterilere dağıtıyordum. Parmak izimin çıkması normal” dedi.
Mahkeme, sanığın bu savunmalarına itibar etmeyip Sur İlçesindeki çukur ve barikat olaylarında ele geçen silah ve mühimmatlarla ilgili dokümanlarda sanığın parmak izinin tespit edildiğine dikkat çekti.
ALDIĞI CEZAYI TEMYİZ ETMEDİ FOYASI 7 YIL SONRA ÇIKTI
Sanık Abdullah Z., Bağlar İlçesinde Hizbullahçıların silahlı saldırısında yaralandığı için bir akrabasının kimliği ile hastanede tedavi olduğunu, kendisini kimlerin vurduğunu bilmediğini belirtti. Mahkeme ise gizliliğe önem verdiği için savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğundan itibar edilmeyerek örgüt üyeliğinden 8 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı.
PKK'lı olmadığını savunan Abdullah Z.'nin aldığı bu cezayı da İstinaf ve Yargıtay'a taşımayıp temyiz etmeden bir hafta içinde kesinleştirip cezasını infaz etmeye başladığı belirlendi.
Ancak sanığın azılı bir terörist olduğu tam 7 yıl sonra ortaya çıktı. Öldürülen bir teröristin üzerinde ele geçen örgüt arşivinde sanık Abdullah Z.'nin kendi el yazısıyla örgüte yazdığı rapor, 2016 yılındaki çukur ve hendek olaylarında güvenlik güçleriyle girdiği çatışmalara dair bilgiler yer alınca Terör Suçlarını Soruşturma Bürosu harekete geçti.
Diyarbakır Başsavcılığı hükümlünün tahliyesine bir gün kala hakkında “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı öldürmek, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açtı.
KALDIRIMDAKİ YABANCI KİŞİYE AİT KAN ÖRNEĞİ ONA AİT ÇIKTI
İddianameye göre sanığın kendi ey yazısıyla örgüte gönderdiği özeleştiri raporunda, ‘Brusk Argat' kod adını kullandığı, Bağlar İlçesi Lezgin Avcı caddesinde 2 polisin şehit olduğu, çok sayıda polisin yaralandığı, Bedrettin Toğrap adlı teröristin öldürüldüğü kaldırım üzerindeki farklı kişiye ait kan örneğinin terörist Abdullah Z.'ye ait olduğu tespit edildi.
İddianamede hakkında her ne kadar örgüt üyesi olmak suçundan mahkumiyet kararı verilmiş olsa da, güvenlik güçleriyle çatışmaya girip yaralanmış olması, olay yerinden elde edilen kan örneklerinin uyuşması, bir akrabasının kimlik bilgileriyle hastanede ameliyat olduğuna dair örgüte düzenli rapor vermesi nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapisle de cezalandırılması gerektiğine dikkat çekildi.
YOLDA YÜRÜRKEN VURULDUM YALANI
Teröristin yaralandıktan sonra Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bir akrabasının kimlik bilgileriyle ameliyat olduğu gün Bağlar İlçesinde polislere yoğun silahlı saldırılar gerçekleştirildiği, sanığın da bu çatışmada yaralandığı kaydedildi.
Sanığın Lice kırsalından gelerek 7 Eylül 2015 ile 15 Mart 2016 tarihleri arasında sokağa çıkma yasağının uygulandığı Bağlar İlçesinde polisle girdiği çatışmada 13 kurşun girişiyle 16 Mart günü ağır yaralandığı kaydedildi.
23 Ağustos 2016'ya kadar hastanede tedavi gördükten sonra 5 ay yatalak tedavisine devam ederken dahi polise verdiği ifadesinde, “Bağlar'da yalnız yürürken yoğun silah sesleriyle birden vuruldum. Vuranları görmedim” diyerek kimliğini gizlediği belirtildi.
Oysa arşiv taramasında bir teröristin öldürüldüğü, bir teröristin yaralandığı çatışmada olay yerinden elde edilen yabancı üçüncü kişiye ait kan örneğinin sanığın kanıyla eşleştiği vurgulandı.
ÖRGÜTE YAZDIĞI RAPOR ELE GEÇTİ
Öldürülen üst düzey teröristin üzerinde ele geçen ve dağ kadrosundaki teröristlerin sicil bilgilerinin tutulduğu defterde ise sanığın adı soyadı, anne ve baba adı ile kullandığı kod ismi, nüfusa kayıtlı olduğu yer bilgilerini içeren kişisel verilerinin tespit edildiği ve bu bilgilerin altında, “Brusk Argat. Abdullah Z. Bağlar'da ağır yaralı esir düştü” bilgileri yer aldı.
Teröristin hastanede tedavi görürken örgüte kendi el yazısıyla gönderdiği rapor da ele geçirildi.
Terörist yazdığı raporda, “Valla bu hastane ortamı beni tam hasta etmiştir. Bilginiz varsa geçen hafta tekrar ameliyat yaptılar. Bağırsakları bağlamak için, yalnız ameliyattan kaç gün sonra dikişler patladı ve yine ucuz kurtuldun dediler. Bir haftadır yine ameliyat yaptılar, fakat 5-6 ay içinde ancak bağırsaklar tutar diyorlar” dediği ortaya çıktı.
KIRSALDAN GELEN SÖZDE ÜST DÜZEY KOMUTAN
İddianamede teröristin kendi güncel durumuyla ilgili örgüte düzenli rapor verdiği, terörist olmayan birinin örgütün üst yönetimine böyle bir rapor sunmasının hayatın olağan akışıyla bağdaşmayacağının altı çizildi.
Aynı bölgede yakalanan bazı teröristlere de sonradan yaptırılan teşhislerde Abdullah Z.'nin Çukur ve Hendek eylemlerini organize etmek üzere kırsal alandan şehir merkezine gönderilen üst düzey bir komutan olduğu belirtildi.
Teröristin örgüte hitaben yazdığı bir başka raporda, “Sur'da büyük direniş gösteren YPS güçlerimize destek ve alan büyütmek için İskenderpaşa, Alipaşa gibi yerlerde arkadaşlara destek vermek için düşmanın çemberini ve planlamalarını boşa çıkardık. Bize alanı tanıma fırsatı verilmedi. 24 barikat kurduk. İki barikatımız zayıf olduğu için düştü. Kaşık kaşık ayarlanan cephanelerimizi kamyonla hazırlanmış gibi düşmana verdik” diyerek başarısız olduklarına dair ele geçen silahlarla ilgili de bilgilendirme yaptığı belirlendi.
İKİNCİ DAVADA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
İddianamede sanığın aldığı 8 yıl 9 ay hapis cezasını temyiz bile etmeden razı olmasındaki tek sebebin aldığı mahkûmiyetin aleyhine bozulabileceğinden çekindiği için bu cezayı bir hafta içinde kesinleştirdiği bildirildi.
Sonradan ele geçen deliller ve ayrıntılı dosya incelemesiyle sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını düzenleyen “Ülke birliğini ve bütünlüğünü bozmak” suçundan da ayrıca cezalandırılması istendi. Tahliyesine bir gün kala açılan ikinci dava nedeniyle tutukluluk hali devam eden teröristin yargılanmasına ileriki günlerde başlanacak.