07 Oca 2022 13:40 Son Güncelleme: 07 Oca 2022 13:53

Aytunç Erkin YEM’le ilgili o yazıya dikkat çekti! ‘Yedi yıl öncesinde bugünü okuyorsunuz…’

Aytunç Erkin, Yeni Ekonomik Model’i konu aldığı bugünkü köşesinde Cemil Ertem’in yıllar önce yazdığı yazıya dikkat çekti ve “Yedi yıl önce kaleme alınmış bir yazı bu ve bugünü okuyorsunuz” değerlendirmesinde bulundu.

Sözcü yazarı Aytunç Erkin, Yeni Ekonomik Model’i (YEM) konu aldığı bugünkü köşesinde çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Cemil Ertem’in 12 Mart 2014’te kaleme aldığı “Ve karşınızda Erdoganomics” başlıklı yazıya dikkat çeken Erkin, “Yedi yıl önce kaleme alınmış bir yazı bu ve bugünü okuyorsunuz! Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati önceki gün ne dedi: ‘… Biz Ortodoks politikaları bir tarafa koyduk. Artık heterodoks politikalar var.’ Ertem'in 2014'te kaleme aldıklarıyla Bakan Nebati ne kadar uyumlu değil mi? Ancak… Burada bir sorun var: Cemil Ertem ve arkadaşları “Neoliberalizm” eleştirisi yaparken, Erdoğan ve Nebati “serbest piyasa ekonomisinde ısrarlıyız” cümlesini sıkça kuruyor. O zaman açıklanan YEM'in temelde neyi savunduğunu kimse anlayamıyor!” ifadelerine yer verdi.

Aytunç Erkin’in ‘Erdoganomics’ başlıklı yazısı şöyle:

“Tarih 22 Kasım 2021… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrasında şu açıklamayı yaptı: “… Ülkemizi eskiden hep yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin, kur, faiz fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyoruz. Biz aynı oyunu vesayetle mücadelede gördük. Sabrettik ve başardık. Bu ekonomik kurtuluş savaşından da milletimizi zaferle çıkaracağız…”

Sonrasında da ekonomi kurmayları ve külliye danışmanları sistemi anlatmaya başladı. “Yeni Ekonomik Model” (YEM) özetle şöyleydi: … Faizleri düşürerek kuru yükseltelim… Bu yolla ihracatı artırıp ithalatı yani dışarıdan aldıklarımızı azaltalım… Dışarıya sattığımız mallar sayesinde gelecek dolarlar sayesinde kur kendiliğinden düşer, dolayısıyla enflasyon da düşer.

Peki bu YEM’in temeli ne zaman atıldı? Model konusunda Ankara’da iki ismin ağırlıklı olarak geçtiğini duyuyoruz. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu’nda yer alan Meltem Taylan Aydın ve Dr. Cemil Ragıp Ertem. Özellikle Ertem’in geçmişte kaleme aldığı yazılara bakınca YEM’in nasıl oluştuğunu anlıyoruz. Nasıl mı?

YEDİ YIL ÖNCE YAZILAN PROGRAM

Örneğin… Cemil Ertem, 12 Mart 2014'te “Ve karşınızda Erdoganomics” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve dedi ki:

“…Erdoganomics, Ortodoks iktisadın para politikasından da ayrılır. Erdoganomics, yüksek faizi, enflasyonun çaresi olarak görmez, Ortodoks neoliberal politikaların aksine, yüksek faizin, sanayi işletmeleri üzerinde tahribat yaptığını savunarak, enflasyonun temel nedeninin yüksek faiz olduğunu söyler. Böylece, (Türkiye'de Merkez Bankası, Erdoganomics'in etkisinde kalarak ‘bağımsızlığını' yitirmiş ve geleneksel Ortodoks enflasyon hedeflemesi amaçlı para politikası yerine, yeni politikalara geçmeye çalışmıştır.”

Yedi yıl önce kaleme alınmış bir yazı bu ve bugünü okuyorsunuz! Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati önceki gün ne dedi: “… Biz Ortodoks politikaları bir tarafa koyduk. Artık heterodoks politikalar var.” Ertem'in 2014'te kaleme aldıklarıyla Bakan Nebati ne kadar uyumlu değil mi?

Ancak… Burada bir sorun var: Cemil Ertem ve arkadaşları “Neoliberalizm” eleştirisi yaparken, Erdoğan ve Nebati “serbest piyasa ekonomisinde ısrarlıyız” cümlesini sıkça kuruyor. O zaman açıklanan YEM'in temelde neyi savunduğunu kimse anlayamıyor!

ŞİKAGO OKULU'NUN TEMSİLCİLERİ

Külliyenin ekonomistlerinin ısrarla savunduğu tez şu: “… IMF'ci Ortodoks para politikalarından ayrılıp, rekabetçi ve ihracata dönük bir KOBİ ekonomisini destekleyen, faize dayanmayan bir ekonomi anlayışı, anti-tekel açık bir ekonomide olabilir…”

Oysa elektriğe yapılan zamma bakın! Dağıtım şirketleri üzerinden tekel oluşturan bu iktidar değil mi? 21 elektrik bölgesi 12 milyar 914 bin 75 dolara satılmadı mı?

Bitmedi…

Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu anonim şirkete dönüştürüldü… Ardından Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) de özelleştirme kapsamına alındı. (2 Temmuz 2021)

TEİAŞ… Türkiye'nin en büyük 500 şirketinin sıralandığı Fortune 500 Türkiye Araştırması sonuçlarına göre, 2020 yılında 14.9 milyar TL'lik ciroyla 500 şirket arasında 26. sırada yer aldı.

Uzmanlara göre TEİAŞ şu nedenlerden dolayı önemli: “Ülkenin doğusu ile batısı arasında yaklaşık bin 500 km mesafede, merkezi boyutta üretim yapan (özellikle hidroelektrik) santrallerdeki kapasiteyi tüketim noktalarına taşıyan iletim sisteminin teknik altyapı özellikleri ve işletilme becerisi, elektrik enerjisi arz güvenliğinin teminatı. 12.8 milyar TL sermayesi ve 2020 yılı verileri ile 71 bin 098 km olan enerji iletim hatları, 192.969 MVA kurulu güç kapasitesi ile TEİAŞ, Türkiye elektrik sisteminin kalbi olduğu kadar ekonominin de can damarı…”

RAKAMLARA BAKALIM…

TEİAŞ'ın 2019'da 1.6 milyar lira olan net dönem kârı, 2020 yılında 4.84 milyar liraya yükseldi. Yani… AKP iktidarı hâlâ 1980'in hemen öncesinde başlayan Reagan-Thatcher-Özal üçlüsünün savunduğu ‘Şikago Okulu'nun savunuculuğundan vazgeçmedi ve vazgeçmeyecek. Ancak YEM'in mimarlarından Cemil Ertem'in 2014'teki şu tespiti doğru:

“… Erdoganomics varsa -ki bence olumlu anlamda var ve sürdürülebilir, sürdürülmesi lazım da- bu anlayışın, geleneksel tekelci sermaye sınıfından ayrı yeni bir yatırımcı, küresel rekabet eden -G.Kore örneğinde olduğu gibi- bir sermaye sınıfı yaratmak istemesi de söz konusudur ve bu da doğrudur.”

Sonuçta… AKP yeni sınıfını yarattı ve bu sınıf yeni ‘aristokrasiyi' temsil ediyor. Gerisi slogan ve altı dolu olmayan açıklamalar!

Yazının tamamı için tıklayın!