05 Ara 2013 22:05
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:47
Aytaç Yalman'dan Ertuğrul Özkök'e sert yanıt! Sen şarap yazıyordun, birden ne oldu?
Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman 2004’teki MGK toplantısında “Cemaati bitirme eylem planı”na imza attığı için kendisini eleştiren Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'e yanıt verdi.
2004’teki MGK toplantısında “Cemaati bitirme eylem planı”na imza
attığı için kendisini eleştiren Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'e
yanıt veren eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman,
"Siz Uzakdoğu maceralarınızı ve şarap konularını yazarken neden
birden bu konulara duyarlılık göstermeye başladınız?”
dedi.
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, dün köşesinde eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman hakkında bir yazı kaleme aldı.
"Balyoz Darbe Planı" ve "Ergenekon" tutuklularına isnat edilen suçların işlendiği dönemde TSK’nın komuta kademesindeki iki ismi, mahkemeye gidip ifade vermemeleri nedeniyle eleştiren Özkök “Aklınıza mı gelmedi, yoksa işinize mi gelmedi” başlıklı yazısında, "Suçlandıkları yıllarda onların komutanıydınız... Sorumluluk taşıyordunuz... Parya muamelesi gördükleri mahkemelerde, umutsuzca seslendiler sizlere: 'Gelin, bildiğinizi anlatın' dediler. 'Ete soğan doğramayız' dediniz. Bin dereden su getirdiniz. 'Çok üzülüyoruz' dediniz. 'Allah yardımcıları olsun' dediniz; kendi elinizden gelecek yardımı bile Allah’a bıraktınız. Her şeyi söylemek, her bahaneyi uydurmak aklınıza geldi... Geldi de, bir tek 2004 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nda attığınız o imzalar mı aklınıza gelmedi... Diyemez miydiniz, o olağanüstü yetkili önyargının önüne çıkıp: 'Kardeşim siz burada neyi, kimi yargılıyorsunuz?'Diyemez miydiniz: 'Arkadaşlarımızın omzuna suç diye yüklediğiniz o ıslak imzaların dik âlâsını, bu hükümetin başta Başbakan’ı olmak üzere bütün üyeleriyle birlikte biz de attık...' Hiç mi aklınıza gelmedi?... Yoksa işinize mi?..." görüşünü dile getirdi.
Özkök'ün mektubundaki ifadelere Aytaç Yalman'dan yanıt geldi.
Yalman'ın Özkök'e verdiği yanıtın tamamı şöyle:
Sadece vedayı hatırlıyorum
Sayın Ertuğrul Özkök,
“Aklınıza mı gelmedi, yoksa işinize mi gelmedi” başlıklı yazınızı hayretler içinde okudum. Çünkü böyle bir yazıyı yazacak en son kişi sizsiziniz lütfen hatırlayamadıklarınızı ve işinize gelmeyenleri düşünmenizi tavsiye ediyorum. Ancak benim böyle bir endişem ve kaygım yok.
Basın ahlak kurallarına uygun olarak yazımı yayınlayacağınızı umut ediyorum.
Konuya ilişkin görüşlerime gelince;
- Söz konusu MGK toplantısı benim dört sene iştirak ettiğim son MGK toplantısıdır. 2 gün sonra KKK görevini teslim edecek bir insanın ruh yapısı içindeydim. Hatırladığım tek husus yaptığım kısa bir veda konuşmasındır. Onun dışında hiçbir hususu hatırlamıyorum. Hatırlasam da ifade edemezdim. Çünkü bu açık bir suçtur.
- Dört sene içinde bu yönde alınmış birçok karar olabilir ben bu kararları genel hatları ile bilirim. Basında geçtiği gibi bir kararı hatırlamam mümkün değildir. Esasen dört sene içinde yaptığım onlarca konuşmayı ancak genel hatları ile hatırlayabilirim.
- Söz konusu MGK gündemi ile ilgili olarak konulabilecek en son kişi benim. Neden bu çağrınızı diğer kişilere yapmıyorsunuz? Yoksa birileri şahsımı hedef almanızı ve yıpratılmamımı istediler? Çünkü sizin geçmiş yıllarda böyle telkinler ile yazılar yazdığınız bilinmektedir.
- Siz bu kararlara bu kadar duyarlı iseniz, söz konusu tarihlerde MGK’da MGK üyesi olan ve olmayan kaç askerin yer aldığını da bilmeniz gerekir. Size yardımcı olayım söz konusu tarihte beş MGK üyesi dışında o tarihte 3 general daha vardı. Bu generallerden dördü cezaevinde diğerleri ise dışarıdadır. Neden o kişileri muhatap almıyorsunuz? Esasen bu davranışınızla ne kadar demokrat bir fikir dünyasına sahip olduğunuzu gösteriyorsunuz.
- Esasen bu MGK kararlarının basında açık bir şekilde yer aldığını bilmiyor musunuz? Yine bu konuda menşei belli olmayan günlüklere dayalı kitaplarda yer aldığını hatırlayamadınız mı? Basında yer aldığına göre bilmeniz gereken bir husus da söz konusu kararın mahkeme dosyalarında yer almış olmasıdır. Bunu açıklamak işinize gelmedi mi?
- Siz Uzakdoğu maceralarınızı ve şarap konularını yazarken neden birden bu konulara duyarlılık göstermeye başladınız?
- Bazı kişilerin dalkavukluğunu yaparak şahsıma karşı yapılan bu saldırıyı anlamakta güçlük çekiyor ve sizi kınıyorum.
- Söz konusu kararın, konun muhataplarının avukatları tarafından istendiğini ve ulaşamadıklarını bilmiyor musunuz? Yoksa işinize mi gelmiyor?
- Diğer bir husus da alınan bu MGK kararlarının devam edegelen bu davaların hukuken ne kadar etkileyebileceğini siz biliyor musunuz?
Silahlı Kuvvetler ile ilgili yazı yazarken size tavsiyem; kişiler üzerinden değil kurumlar üzerinden değerlendirme yapınız. Yazılarınızda daima etik değerleri ve TSK’nın geleceğini dikkate alınız. Hepsinden daha önemlisi siz bir gazeteci olarak bu ilkelere ne kadar hizmet ettiğinizi düşünün onun hesabını vicdanınızda veriniz.
Siz tecrübeli bir gazeteci olarak kabul ediliyorsunuz. Algılar üzerinden toplumu etkileme ve yönlendirmenin sonuçlarını yaşadınız. Bu hususun da tarafınızdan dikkate alınması gerekirdi.
Size tavsiyem kolaycı ve eskimiş yöntemlerle insanları şeytanlaştırmayın. Çünkü sizin bu hususu herkesten daha çok bilmeniz gerekir. Çünkü sizde şeytanlaştırılanlardansınız.
Duygularınızı aklınızın süzgecinden geçirmeden insanları suçlamayın ve gereksiz yere Silahlı Kuvvetlerin fikren ve ruhen bölünmesine hizmet etmeyin.
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, dün köşesinde eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman hakkında bir yazı kaleme aldı.
"Balyoz Darbe Planı" ve "Ergenekon" tutuklularına isnat edilen suçların işlendiği dönemde TSK’nın komuta kademesindeki iki ismi, mahkemeye gidip ifade vermemeleri nedeniyle eleştiren Özkök “Aklınıza mı gelmedi, yoksa işinize mi gelmedi” başlıklı yazısında, "Suçlandıkları yıllarda onların komutanıydınız... Sorumluluk taşıyordunuz... Parya muamelesi gördükleri mahkemelerde, umutsuzca seslendiler sizlere: 'Gelin, bildiğinizi anlatın' dediler. 'Ete soğan doğramayız' dediniz. Bin dereden su getirdiniz. 'Çok üzülüyoruz' dediniz. 'Allah yardımcıları olsun' dediniz; kendi elinizden gelecek yardımı bile Allah’a bıraktınız. Her şeyi söylemek, her bahaneyi uydurmak aklınıza geldi... Geldi de, bir tek 2004 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nda attığınız o imzalar mı aklınıza gelmedi... Diyemez miydiniz, o olağanüstü yetkili önyargının önüne çıkıp: 'Kardeşim siz burada neyi, kimi yargılıyorsunuz?'Diyemez miydiniz: 'Arkadaşlarımızın omzuna suç diye yüklediğiniz o ıslak imzaların dik âlâsını, bu hükümetin başta Başbakan’ı olmak üzere bütün üyeleriyle birlikte biz de attık...' Hiç mi aklınıza gelmedi?... Yoksa işinize mi?..." görüşünü dile getirdi.
Özkök'ün mektubundaki ifadelere Aytaç Yalman'dan yanıt geldi.
Yalman'ın Özkök'e verdiği yanıtın tamamı şöyle:
Sadece vedayı hatırlıyorum
Sayın Ertuğrul Özkök,
“Aklınıza mı gelmedi, yoksa işinize mi gelmedi” başlıklı yazınızı hayretler içinde okudum. Çünkü böyle bir yazıyı yazacak en son kişi sizsiziniz lütfen hatırlayamadıklarınızı ve işinize gelmeyenleri düşünmenizi tavsiye ediyorum. Ancak benim böyle bir endişem ve kaygım yok.
Basın ahlak kurallarına uygun olarak yazımı yayınlayacağınızı umut ediyorum.
Konuya ilişkin görüşlerime gelince;
- Söz konusu MGK toplantısı benim dört sene iştirak ettiğim son MGK toplantısıdır. 2 gün sonra KKK görevini teslim edecek bir insanın ruh yapısı içindeydim. Hatırladığım tek husus yaptığım kısa bir veda konuşmasındır. Onun dışında hiçbir hususu hatırlamıyorum. Hatırlasam da ifade edemezdim. Çünkü bu açık bir suçtur.
- Dört sene içinde bu yönde alınmış birçok karar olabilir ben bu kararları genel hatları ile bilirim. Basında geçtiği gibi bir kararı hatırlamam mümkün değildir. Esasen dört sene içinde yaptığım onlarca konuşmayı ancak genel hatları ile hatırlayabilirim.
- Söz konusu MGK gündemi ile ilgili olarak konulabilecek en son kişi benim. Neden bu çağrınızı diğer kişilere yapmıyorsunuz? Yoksa birileri şahsımı hedef almanızı ve yıpratılmamımı istediler? Çünkü sizin geçmiş yıllarda böyle telkinler ile yazılar yazdığınız bilinmektedir.
- Siz bu kararlara bu kadar duyarlı iseniz, söz konusu tarihlerde MGK’da MGK üyesi olan ve olmayan kaç askerin yer aldığını da bilmeniz gerekir. Size yardımcı olayım söz konusu tarihte beş MGK üyesi dışında o tarihte 3 general daha vardı. Bu generallerden dördü cezaevinde diğerleri ise dışarıdadır. Neden o kişileri muhatap almıyorsunuz? Esasen bu davranışınızla ne kadar demokrat bir fikir dünyasına sahip olduğunuzu gösteriyorsunuz.
- Esasen bu MGK kararlarının basında açık bir şekilde yer aldığını bilmiyor musunuz? Yine bu konuda menşei belli olmayan günlüklere dayalı kitaplarda yer aldığını hatırlayamadınız mı? Basında yer aldığına göre bilmeniz gereken bir husus da söz konusu kararın mahkeme dosyalarında yer almış olmasıdır. Bunu açıklamak işinize gelmedi mi?
- Siz Uzakdoğu maceralarınızı ve şarap konularını yazarken neden birden bu konulara duyarlılık göstermeye başladınız?
- Bazı kişilerin dalkavukluğunu yaparak şahsıma karşı yapılan bu saldırıyı anlamakta güçlük çekiyor ve sizi kınıyorum.
- Söz konusu kararın, konun muhataplarının avukatları tarafından istendiğini ve ulaşamadıklarını bilmiyor musunuz? Yoksa işinize mi gelmiyor?
- Diğer bir husus da alınan bu MGK kararlarının devam edegelen bu davaların hukuken ne kadar etkileyebileceğini siz biliyor musunuz?
Silahlı Kuvvetler ile ilgili yazı yazarken size tavsiyem; kişiler üzerinden değil kurumlar üzerinden değerlendirme yapınız. Yazılarınızda daima etik değerleri ve TSK’nın geleceğini dikkate alınız. Hepsinden daha önemlisi siz bir gazeteci olarak bu ilkelere ne kadar hizmet ettiğinizi düşünün onun hesabını vicdanınızda veriniz.
Siz tecrübeli bir gazeteci olarak kabul ediliyorsunuz. Algılar üzerinden toplumu etkileme ve yönlendirmenin sonuçlarını yaşadınız. Bu hususun da tarafınızdan dikkate alınması gerekirdi.
Size tavsiyem kolaycı ve eskimiş yöntemlerle insanları şeytanlaştırmayın. Çünkü sizin bu hususu herkesten daha çok bilmeniz gerekir. Çünkü sizde şeytanlaştırılanlardansınız.
Duygularınızı aklınızın süzgecinden geçirmeden insanları suçlamayın ve gereksiz yere Silahlı Kuvvetlerin fikren ve ruhen bölünmesine hizmet etmeyin.