05 Ara 2015 15:10
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:13
Ayşenur Arslan'dan Aydınlık'a itiraz: El insaf! El insaf! Pes!
Aydınlık Gazetesi'nin MİT tırları haberiyle ilgili bugünkü çıkışına Ayşenur Arslan'dan cevap geldi.
Ayşenur Arslan, Aydınlık Gazetesi'nin kendisi de dahil bazı gazetecileri suçladığını söyleyerek, konuya açıklık getirmek gereği duydu ve başyazıdaki suçlamaları reddetti.
İşte Ayşenur Arslan'ın zorunlu açıklaması
Aydınlık Gazetesi, bugün (5 Aralık 2015) başyazısında "Gelsinler Tutuklasınlar" başlığı ile aralarında benim de bulunduğum kimi gazetecileri suçladı.
Adları geçen gazetecilerin ne yazdığını bilmiyorum. Ancak ben NE YAZDIĞIMI biliyorum. Ve başyazıdaki suçlamayı tümüyle, tereddütsüz reddediyorum.
Aydınlık şunu yazdı: MİT TIR'larının görüntülerini yayınladığı için tutuklanan Can Dündar ve Erdem Gül'e sahip çıkma adı altında Aydınlık'ı hedef alan bazı yazıları gazetelerde, sosyal medyada ve haber sitelerinde ibretle okuyoruz. F tipi örgüt merkezli bir yönlendirme faaliyetiyle bizim de tutuklanmamızı isteyenler, hepsi bir ağızdan şunu soruyor:
"Aydınlık gazetesi Cumhuriyet'ten çok önce o haberi yayımladığına göre Can Dündar tutukluyken Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni neden tutuklanmadı?"
El insaf! El insaf! Pes!
- Benim Birgün Gazetesi'ndeki yazımda tam tersi söyleniyordu. Yani ben, "Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni tutuklanmadığına göre, Can Dündar ve Erdem Gül neden tutuklandı?" diye soruyordum.
- Bundan zıt bir anlam çıkartmak ve benim meslektaşlarımın tutuklanmasını istediğim sonucunu çıkartmak, en hafif deyimiyle ayıptır.
- Öncelikle 41 yıllık meslek hayatımın özeti, meslektaşlarımı savunmaktır. Ergenekon / Odatv davalarındaki tavrım da, bunun kanıtıdır. O süreçte, başta Hikmet Çiçek olmak üzere Aydınlık yazarlarını ve yöneticilerini savunduğumu hatırlamıyorlar mı! Dahası, F tipi örgüte karşı, 1996'ya kadar uzanan tavrımı bilmiyorlar mı! Başta Zaman Gazetesi ve F tipi gazeteciler olmak üzere yıllarca o cephede nasıl saldırıya uğradığımı görmediler mi!
- Ve benim açımdan en can alıcı nokta: Söz konusu manşetle ilgili olarak Aydınlık yöneticilerinin de tutuklanmasını istemem için, "O HABERİN HABER OLMADIĞINI" düşünmem lazım. Oysa, özellikle Can ve Erdem'in tutuklanması sonrasında, hep "O HABERİN HABER OLDUĞUNU" söyledim. Bunu savundum. Devlet sırrını korumanın, gazetecilerin değil devletin sorumluluğu ve sorunu olduğunu yazıp anlattım.
Nitekim, Ocak 2014'te Aydınlık Gazetesi MİT TIRLARI haberini verdiğinde, programımda paylaştım.
- Dolayısıyla, benim açımdan Aydınlık habercilik yapmıştır.. Dolayısıyla tutuklanmalarını istemem için delirmiş olmam lazım.. Dolayısıyla.. Sözlerimden zıt bir sonuç çıkarmak için (umuyorum başka bir nedeni yoktur) "yanlış okumuş olmaları" lazım..
İşte Ayşenur Arslan'ın zorunlu açıklaması
Aydınlık Gazetesi, bugün (5 Aralık 2015) başyazısında "Gelsinler Tutuklasınlar" başlığı ile aralarında benim de bulunduğum kimi gazetecileri suçladı.
Adları geçen gazetecilerin ne yazdığını bilmiyorum. Ancak ben NE YAZDIĞIMI biliyorum. Ve başyazıdaki suçlamayı tümüyle, tereddütsüz reddediyorum.
Aydınlık şunu yazdı: MİT TIR'larının görüntülerini yayınladığı için tutuklanan Can Dündar ve Erdem Gül'e sahip çıkma adı altında Aydınlık'ı hedef alan bazı yazıları gazetelerde, sosyal medyada ve haber sitelerinde ibretle okuyoruz. F tipi örgüt merkezli bir yönlendirme faaliyetiyle bizim de tutuklanmamızı isteyenler, hepsi bir ağızdan şunu soruyor:
"Aydınlık gazetesi Cumhuriyet'ten çok önce o haberi yayımladığına göre Can Dündar tutukluyken Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni neden tutuklanmadı?"
El insaf! El insaf! Pes!
- Benim Birgün Gazetesi'ndeki yazımda tam tersi söyleniyordu. Yani ben, "Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni tutuklanmadığına göre, Can Dündar ve Erdem Gül neden tutuklandı?" diye soruyordum.
- Bundan zıt bir anlam çıkartmak ve benim meslektaşlarımın tutuklanmasını istediğim sonucunu çıkartmak, en hafif deyimiyle ayıptır.
- Öncelikle 41 yıllık meslek hayatımın özeti, meslektaşlarımı savunmaktır. Ergenekon / Odatv davalarındaki tavrım da, bunun kanıtıdır. O süreçte, başta Hikmet Çiçek olmak üzere Aydınlık yazarlarını ve yöneticilerini savunduğumu hatırlamıyorlar mı! Dahası, F tipi örgüte karşı, 1996'ya kadar uzanan tavrımı bilmiyorlar mı! Başta Zaman Gazetesi ve F tipi gazeteciler olmak üzere yıllarca o cephede nasıl saldırıya uğradığımı görmediler mi!
- Ve benim açımdan en can alıcı nokta: Söz konusu manşetle ilgili olarak Aydınlık yöneticilerinin de tutuklanmasını istemem için, "O HABERİN HABER OLMADIĞINI" düşünmem lazım. Oysa, özellikle Can ve Erdem'in tutuklanması sonrasında, hep "O HABERİN HABER OLDUĞUNU" söyledim. Bunu savundum. Devlet sırrını korumanın, gazetecilerin değil devletin sorumluluğu ve sorunu olduğunu yazıp anlattım.
Nitekim, Ocak 2014'te Aydınlık Gazetesi MİT TIRLARI haberini verdiğinde, programımda paylaştım.
- Dolayısıyla, benim açımdan Aydınlık habercilik yapmıştır.. Dolayısıyla tutuklanmalarını istemem için delirmiş olmam lazım.. Dolayısıyla.. Sözlerimden zıt bir sonuç çıkarmak için (umuyorum başka bir nedeni yoktur) "yanlış okumuş olmaları" lazım..