Ayşe Özyılmazel, Cengiz Semercioğlu'nu yerden yere vurdu: Kıvırmanın böylesi! Pes!
Sabah'ın köşe yazarlarından Ayşe Özyılmazel, Mustafa Ceceli olayını kaleme aldı, skandalı ortaya atan Cengiz Semercioğlu'na demediğini bırakmadı.
Şarkıcı Mustafa Ceceli, 1.5 yıl önce boşandığı eşine karşı açtığı
velayet davasının dosyasına Sinem Gedik ile İntizar'ın izinsiz bir
şekilde elde edilen ve evlerinde çekilmiş görüntülerini eklemiş;
dava dosyasına girmesinin ardından bu görüntülerin büyük bir kısmı
basına sızmıştı.
Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu ise İntizar ile Gedik'in
görüntülerinin yasadışı ve izinsiz bir şekilde sızdırılması,
öncesinde de velayet davasına konu edilmesinin ardından "Yılın
skandalı sonunda patladı" yorumunda bulunmuştu.
Semercioğlu, gelen tepkilerin ardından kaleme aldığı yazısında
Ceceli'nin eski eşine ve çocuğunun annesine yaptığını çok ayıp ve
yakışıksız bulduğunu belirterek, "Ben bu olayda önce ve sonuna
kadar küçük Arın’ı savunuyorum. Sonra İntizar’ı... Ardından da
Sinem’i... Ceceli’yi hiç savunmuyorum" dedi. Olayın 'haber' değeri
olduğu değerlendirmesinde bulunan Semercioğlu, "Sinem Gedik bir
kadınla değil de erkekle ilişki yaşasaydı yine “skandal” başlığını
atacak mıydın" sorusuna da şu cevabı verdi:
"Kesinlikle evet. Çünkü bu haberde skandal olan iki kadının
yakınlaşması değil, olay sırasında evde çocuğun olduğu iddiası. Ve
Ceceli’nin, çocuğunun annesinin görüntülerine dayanarak dava
açması. Bunlar skandal değilse neden 3 gündür Türkiye bu olayla
çalkalanıyor?"
Yaşananların ardından sosyal medyada çok sayıda kişi İntizar ve
Sinem Gedik'e destek çıkarken; Mustafa Ceceli ve Cengiz
Semercioğlu'na ise tepki gösterdi.
Sabah yazarı Ayşe Özyılmazel de bugünkü yazısıyla Cengiz
Semercioğlu ve Mustafa Ceceli'ye tepki gösteren isimler kervanına
katıldı.
İşte Özyılmazel'in bugünkü yazısı:
Kıvırmanın böylesi! Pes!
Şimdi sen ağzın köpüre köpüre, cümle aleme 'Yetişin olay vaaaar!'
borazanını çala çala, 'İlk kez ve sadece ben görüntüleri izledim'
gururunu taşıya taşıya korkunç bir yazı yazıyorsun. İddialarla iki
kadını aslanların önüne yem olarak atıyorsun. Utanmadan, sıkılmadan
bir çocuğun duygusal olarak istismar edilmesine çanak
tutuyorsun.
O çocuğun geleceğini, okula gideceği zaman başına gelecekleri,
yaşayacağı travmaları ve bir annenin/bir insanın intiharın eşiğine
gelebileceğini gram düşünmeden iştahla tuşlara basıyorsun.
180 DERECE DÖNMEK...
İki kadının peşine kameralar takıyorsun. Bir şey yakalayamıyorsun,
sonra değerli kaynakların sana videolar izletiyor ve altını
çizmeden de edemiyorsun:
"Bantları gördüm, daha neler var neler..." 'Sonunda skandal
patladı' diye de sevinç çığlıkları atmaktan geri kalmıyorsun.
E tabii! Bir skandal varsa 'sonunda' patlamalı ki; şu sıkıcı, kan
emmek için aç aç bekleşen vampir bünyelere kan gelsin, vitamin
olsun değil mi?
Oysa asıl skandal; koskoca bir gazetede böyle çirkin ve
başkalarının özel hayatına tecavüz edip bir de hizaya çekmeye
çalışan bir yazının çıkması!
Sen de bunun adına şak diye gazetecilik diyorsun. Ne diyeceksin ki?
'Ben kötüyüm, zalimim; kimsenin yaşamı, ruh sağlığı benim için
önemli değil. Yeter ki en çok ben konuşulayım' demeyeceksin
elbette.
Sonra tepkiler hiç de Mustafa Ceceli ve senin beklediğin kıvamda
çıkmayınca, aklı ve vicdanı olan herkes kıyametleri koparınca
dönüveriyorsun.
Bir günde ha!
Hemen tribünlere oynayıp Mustafa Ceceli'nin karşısında yerini alan
bir röportaj yapıveriyorsun kendinle.
Sanki bir gün önce o iğrenç yazıyı sen yazmadın.
Yahu bırak! Sanki biz okurlar gerizekalıyız da okuduğumuzu
anlamadık!
Yani biz bugüne kadar ne 180 derece dönmeler, çark etmeler gördük
ama böylesini görmedik!
Kıvırmada bir dünya markasısın Cengiz Semercioğlu!
Sıvama etabını hayretle takip ediyoruz.
Ceceli'ye sorular
Şimdi sen, eski eşinin özelini sahalara döküverdin ya, için rahat
mı?
Şimdi sen, çocuğunun annesinin evinde gizlice çekilen görüntüleri
ortalığa saçıp prim toplamaya çalıştın ya, kahraman mısın? Sana bir
çocuk vermiş kadını soktuğun durumdan utanacak mısın?
Şimdi sen çocuğun büyüdüğünde ona ne diyeceksin?
'Ben ahlaklıyım, annen ahlaksız' mı?
Şimdi sen çocuğunun yaşayacağı travmalara nasıl bir çare
bulacaksın?
O çocuk okula gidecek, o çocuğun arkadaşları olacak ve bu olay, bir
ömür çocuğunun yakasını bırakmayacak. O çocuk seni sevecek mi
zannediyorsun? Sen iyilik, adamlık, babalık yaptığını mı
sanıyorsun?
Düşünüyorum da; acaba o gizli kamera görüntüleri, daha önce çocuğu
izlemek için eve taktırdığınız güvenlik kameraları kullanılarak
elde edilmiş olabilir mi? Şifreler kırdırılmış olabilir mi?
Madem çocuğunu düşündüğün için velayetini almak istiyordun, yine
çocuğunu düşünüp niçin davaya gizlilik kararı aldırmadın? Bu
görüntülerin medyaya, internete düşeceğini hesaplayamadın mı?
Ne kadar ahlaklı olduğunu belirtmeye çalışırken, hele bir söylesene
eski eşini evliliğin boyunca kaç kez aldattın?
Söz konusu ilişkiyi boşanmadan önce bildiğini söyledin ama dava
dilekçesinde öğrenme tarihin, geçen yaz 08.08.2017! Yani sen çoktan
ikinci evliliğini yaptığın zaman...
Bunu da bize açıklayıverecek misin?
Ha bir de, kendini temizleme operasyonu çerçevesinde eski eşini ve
çocuğunu bir kalemde harcamak nasıl bir duygu? Allah korusun eski
eşin, başına gelenlerin üzüntüsünden intihar etse ne
yapacaksın?
Bir anlatıversene, bizim kafamız basmıyor da...