Ayşe Kulin'den Can Dündar'a açık mektup: Umudun ipine tutun Cano..
Yazar Ayşe Kulin, Adana'da durdurulan MİT TIR'larında bulunan silah ve mühimmat görüntülerini yayımladığı gerekçesiyle tutuklanan Can Dündar’a mektup yazdı.
Yazar Ayşe Kulin, Adana'da durdurulan MİT TIR'larında bulunan silah
ve mühimmat görüntülerini yayımladığı gerekçesiyle tutuklanan
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a yazdığı
mektupta, Doğu’da kimsenin kimseye acımadığını söylerken, “Vatan
evlatları birbirini öldürüyor. Dur diyen yok. Biz göreceli olarak
bir avuç kadın, çırpınıyoruz bu gidişe dur demek için de... Bizi
kim dinler. Ah ne yazık ki, kanıksandı artık ölüm. Kindar gençlik
işbaşında. Dindar gençlikte ise merhametten, adaletten eser
kalmamış” dedi.
Cumhuriyet’te yayımlanan Ayşe Kulin’in tutuklu gazeteci Can
Dündar’a gönderdiği mektup şöyle:
Sevgili Can, Bu yılın son açık mektubunu sana havaalanından
yazıyorum. Birazdan yazılı bir anayasası olmadığı halde, özellikle
de adalet sistemi mükemmel işleyen, insan haklarına azami
hassasiyet gösterilen bir ülkede yaşayan torunlarımı görmeye
gidiyorum. Ve seni düşünüyorum içim daralarak; sen hâlâ
içeridesin.
Hem de tecritte. Oysa, bizim yasalarda gazetecilerin iktidarın
hoşuna gitmeyen haberler yazmasının cezası tutuklanmak değil.
Tecritte olmak hele hiç değil! Demek ki, bir ülkede adaletin
tecelli edebilmesi için yazılı yasalardan çok, dürüst, basiretli,
iyi niyetli savcılara, hâkimlere ve devlet adamlarına ihtiyaç var.
Elin becerebildiğini biz neden gerçekleştiremeyiz bir türlü?
Senin kimseyle görüştürülmediğine de sevineceğim nerdeyse. Çünkü
sana dışarıdan verilebilecek tek bir iyi haber yok, arkadaşım.
Doğu’da kimse kimseye acımıyor. Türklerin gencecik polisleri,
askerleri, Kürtlerin delikanlı çocukları, kuş gibi avlanıyorlar,
bombalanıyor ya da mayınlarda patlıyorlar, gençliklerine doyamadan
ölüp gidiyorlar, karşılıklı. Vatan evlatları birbirini öldürüyor.
Dur diyen yok. Biz göreceli olarak bir avuç kadın, çırpınıyoruz bu
gidişe dur demek için de... Bizi kim dinler. Ah ne yazık ki,
kanıksandı artık ölüm. Kindar gençlik işbaşında. Dindar gençlikte
ise merhametten, adaletten eser kalmamış. Batı’da, kıyılara hâlâ
çocuk cesetleri vurmakta. Avrupa dersen, göçmenlere kapısını
açmamak için kim bilir başımıza ne çoraplar örecek pazarlıkların
peşinde. Dahası da var, her ülkenin bir delisi olur ya, biz en
şeddelisini başımıza sıçrattık, şimdi ne yapacağımızı bilemiyoruz.
Değerli yalnızlığımız, sen içeri düştün düşeli acınası, trajikomik
bir yalnızlığa dönüştü.
Ben, döndüğümde seni ve arkadaşlarını dışarda bulmanın hayaliyle
yola çıkarken, yeni yılda sana sağlık, sabır ve madem yazmaya
başladın yine, ilham diliyorum. Bir de umut. Umudun ipine tutun
Cano. Bu sene yılbaşına güzel ailenle birlikte giremedinse, önünde
nice yeni yıllar var, birlikte girilecek. Her şeye rağmen, güzel ve
aydınlık günlere inanmalıyız, çünkü tersine akmaz sular ve her
gecenin bir sabahı vardır. Mutlaka!