Ayşe Baykal'dan Adnan Oktar'a flaş yanıt: İlahi Adnan Oktar...Size açık çek...
Hürriyet yazarı Ayşe Baykal, Adnan Oktar ve kediciklerinin sosyal medyadan kendisine yaptıkları eleştirilere yanıt verdi..
Hürriyet yazarı Ayşe Baykal, Adnan Oktar'a köşesinden verdi
veriştirdi. Ayşe Baykal Adnan Oktar'ın
kediciksiz zamanlarını da bildiğini belirterek "Yıllarca kadınların
reklam için birer seks objesi olarak
kullanılmasını eleştirdik biz; siz kalktınız, bunu din adına
yaptınız" ifadesini kullandı..
İşte Ayşe Baykal'ın "İlahi Adnan Oktar…" başlıklı
bugünkü yazısı:
Bildiğiniz üzere en son yazdığım yazımda Adnan Oktar’ı
eleştirmiştim. Değil ülkemizde, dünyanın hiçbir yerinde pornografik
dini sohbetlerin kabul görmeyeceğini yazmıştım. Davranış ve
söylemleri sonucu kültürümüzü ve İslam dini aşağıladığını da
eklemiştim.
Kendisi (kedicikleri ve aslanları) bu yazım üzerine sıkı bir
çalışma yapmış ve Twitter’dan paylaşımlarda bulunmuşlar. Ben de
kendilerine Adnan Bey nezdinde cevap vermek istedim.
Adnan Bey! Size bir teşekkür, bir tebrik ve birkaç sitemim
olacak.
Öncelikle, ”Kimdir bu beni eleştiren kadın?” düşüncesiyle hareket
edip geriye dönük bütün yazılarımı okuduğunuz için teşekkür
ederim. Yazılarımla ilgili çıkardığınız istatistiklerden beni
tanımaktan ziyade hakkımda işinize yarayacak doneler aradığınız
zannına kapılsam da önemli değil, alınmadım. Sosyal medya
hesaplarımdaki fotoğraflarımı ve paylaşımlarımı incelemeniz de beni
ayrıca gururlandırdı. Aradığınızı bulamadığınızın farkındayım ama
sade bir hayatı olunca insanın, maalesef ki umduklarınızla değil
bulduklarınızla idare edeceksiniz.
Profil fotoğrafına ve yazının başlığına bakarak yorum yapan
insanların olduğu bir ülkede yaptığınız örnek bir hareket. Tebrik
ediyorum sizi.
Teşekkürümü ve tebriğimi ilettiğime göre sitemlerime geçebilirim.
Hürriyet’te yazmamın yetenekle değil başka şeylerle ilişkili
olduğunu ima eden sözlerinize canım sıkılsa da, sizin canınız sağ
olsun. İnşallah ilerleyen zaman zarfında daha iyi olur,
sizden de bir maşallah alırım.
Adnan Bey! Sizi veya kediciklerinizi eleştiren kişi veya kurumlara
karşı takındığınız düşmanca tavrı sanırım bir tek ben değil, kimse
anlamlandıramıyor. Elbette doğru olduğuna inandığınız veya
inandırıldığınız davranış ve söylemlerinizi savunacaksınız ama bunu
medenice yapmalısınız. Medeniyet; takım elbise giyip,
kediciklere seksi danslar yapmakla olmayacağı gibi kendinizi
savunmak yerine kişileri veya kurumları aşağılamaya çalışmakla da
olmaz.
Eleştiri kaldıramıyorsanız televizyon programları yapmayıp,
kediciklerinizle birlikte kendinize gözlerden ırak sessiz sakin bir
dünya kurabilirsiniz. Kimsenin de itirazı olmaz.
Her ne kadar davranışlarınızı tasvip etmesem de zeki bir insan
olduğunuzu düşünürdüm. Lâkin beni çok yanılttınız. Zira tüm
yazılarımı taradıktan sonra;
- Öldürülen translarla ilgili LGBTİ Derneği ile yaptığım
söyleşiyi,
- Haksız bir saldırıya uğradığı için yazdığım Kerimcan
Durmaz’ı,
- (Temel hak ve hürriyetleri elinden alınarak insan yerine dahi
konulmadığı için intihar eden) Eylül Cansın’la ilgili yazılarımı
temel alıp “Bu kadın yazılarının çoğunu homoseksüel haklarına
ayırıyor, en çok önemsediği konu bu.” diyerek vurmaya çalışmışsınız
ama olmadı.
“Elime geçen malzemeyi kullanayım.” derken fena hâlde iftiracı
oldunuz. Yazılarımın çoğunluğunun hangi konularda olduğunu bal gibi
biliyorsunuz ama şeytan rahat bırakmıyor işte.
Dün yazdığımın bugün de arkasındayım; Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi
dini, etnik ve cinsel kimlik sahibi olursa olsun herkesin benim
kadar, sizin kadar yaşam hakkı ve yaşam özgürlüğü vardır. Ve
Türkiye Cumhuriyeti, laik bir ülkedir.
Dini sohbet adı altında yaptığınız yayınlardan rahatsız olanları
Kur’an’daki haram veya helallerle vurmaya çalışmanıza da anlam
veremiyorum ayrıca. Koskoca Kur’an-ı Kerim’de, din adına yaptığınız
ve Müslümanları utandıran hareketlere yer buluyorsunuz da
diğerlerine niye bulamıyorsunuz?
Elinizi kuvvetlendirmek adına “Bunun, Erdoğan rahatsızlığı da var
zaten.’ tezini ortaya nasıl attınız? Onu çözemedim açıkçası.
Ayrıca çok demode bir davranış şekli oldu artık, bence değiştirin.
Zira başı her sıkışan ya FETÖ’ye ya da Tayyip Bey’in arkasına
saklanıyor. Bu durum çok sırıtıyor, emin olun.
Estetik dünyasını takip ettiğiniz kadar gündemi takip etseniz iyi
olur. Hep görsellik, hep zevküsefa; nereye kadar? Biraz da zekâya
yer verin artık.
Ben, sizin yani Adnan Oktar’ın, “kediciksiz” zamanlarını
bilirim. Size inanan mütedeyyin insanları tanırım; vakti
zamanında siyasi parti çalışmalarımızda “Yahudilik ve Masonluk”
kitaplarını tanıtan, bugün ise birer kedicik olan İmam Hatip mezunu
genç kızları tanırım. Bir gün dahi kendilerini kıracak bir sözüm
olmamıştır. Tek temennim, bir gün gerçeği görmeleridir.
Yıllarca kadınların reklam için birer seks objesi olarak
kullanılmasını eleştirdik biz; siz kalktınız, bunu din adına
yaptınız.
Gözümüze baka baka dinimizi, kültürümüzü hatta kadınları
aşağılamaya devam ediyorsunuz. Bizden de susmamızı
istiyorsunuz. Yok böyle bir dünya Adnan Bey.
“Bana dokunanı yakarım!” mantığıyla hareket edip, sizi
eleştirenleri tırım tırım didikleyene kadar kendinize çeki düzen
verin. Ekran başında utandırdığınız Müslümanlardan özür
dileyin.
Benden size açık çek; hakkımda istediğinizi yazabilirsiniz, tabii
mert olmak kaydıyla.