Ayşe Arman'dan ünlü ilahiyatçıya tepki: Sevişirken soyunmamak ne demek?
İlahiyatçı Prof. Dr. M.Cevat Akşit'in cinsel ilişkiler hakkındaki konuşması gündem yaratmıştı.
Hürriyet yazarı Ayşe Arman, ilahiyatçı Prof. Dr. M.Cevat Akşit'in Tv5 televizyonunda söylediği "Cinsel münasebet esnasında affedersiniz eşeklerin yaptığı gibi tamamen soyunmayın. Çünkü orada melekler vardır, siz soyunursanız melekler dışarıya çıkar, şeytan da odada tek kalır ve oluşacak çocukta şeytanın nasibi olur" sözlerine tepki gösterdi. Akşit'in sözlerine karşı çıkan Arman, "Sevişirken soyunmamak ne demek? Burada korkulacak ve kaçınılması gereken eylem sevişmek mi, soyunmak mı?" diye sordu.
Ayşe Arman'ın "İlahiyatçının evlere şenlik konuşması" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Evlere şenlik!
“Cinsel münasebet esnasında, affedersiniz eşeklerin yaptığı gibi tamamen soyunmayın! Çünkü orada melekler vardır, siz soyunursanız melekler dışarıya çıkar, şeytan da odada tek kalır ve oluşacak çocukta şeytanın nasibi olur...” şeklinde buyuruyor.
Bu açıklamada karşı çıktığım şeyler var.
1- Eşekler küçümsenecek değil, övülecek değerli varlıklardır! Onları da Allah yarattı. Üstelik bazı insanlardan daha akıllı ve sevimli oldukları kesin!
2- Sevişirken soyunmamak ne demek? Burada korkulacak ve kaçınılması gereken eylem sevişmek mi, soyunmak mı?
3- Soyunmuyorlarsa demek ki yıkanmıyorlar! Acaba o şeytan banyoda da musallat olabilir mi?!
4- Ayrıca bu açıklamada meleklerin, soyunan insanlardan neden utandığı belli değil. Melekler mahcup varlıklar mı?
5- Soyunarak sevişen herkesin çocuğu şeytanın çocuğu ise bu dünyada şeytandan geçilmiyor demektir.
6- Cevat Akşit ilahiyatçı değil, romancı olmalı. Hayal gücü çok geniş. Sürekli hayali varlıklarla boğuşuyor olmalı!
Sanat hayattır!
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı, “Sanat hayattır” anlayışıyla antik kentlerde konserler düzenliyor. Önce Efes Antik Kenti’nde yapıldı, şimdi de sırada Torbalı’daki Metropolis Antik Kenti var.
Bu fikre şapka çıkıyorum!
Emeği geçen herkesi de tebrik ediyorum.
Anadolu’nun eşsiz ezgilerini, İzmir Devlet Opera ve Balesi solistlerinden soprano Filiz Güneş,tenor Oğuz Çimen ve bas Tevfik Rodos seslendirecek.
İzmir Opera Orkestrası’nın da çalacağı konserde, orkestranın şefi Tulio Gagliardo, piyanoda ise Tuğçe Özaytekin olacak.
Bu akşam saat 19.30’da gerçekleşecek olan “Metropolis Toprağımızdan Sesler Konseri” Torbalı Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. Herkese açık ve ücretsiz.
Uzun İnce Bir Yoldayım, Aman Avcı, Mazi Kalbimde Yaradır, Fikrimin İnce Gülü, Çökertme, İzmir’in Kavakları gibi hepimizin bildiği, sevdiği eserleri antik bir kentte dinlemek şahane olsa gerek...
Hindistan-Türkiye arasında trafiğimi ayarlayabilirsem, ben de antik kentlerde gerçekleşen bu konserlerden birini izlemek istiyorum...
Kadınları susturamayacaksınız!
E yok artık!
Daha neler!?
Bugünleri de mi görecektik!?
Müftülere nikâh kıyma yetkisi veren tasarıyla ilgili görüşmek için Meclis’e gelen Türkiye Kadın Dernekleri Federasyon Başkanı Canan Güllü Meclis’e alınmadı!
Olacak şey değil!
Ama oldu...
İsyan etmemek mümkün değil...
Endişelenmemek de...
Bunlar çok tehlikeli gelişmeler.
Sivil toplum neferi Güllü’nün Meclis’e alınmama gerekçesi de inanılır gibi değil...
Güya “yasaklı”ymış!
Nasıl yani????
Canan Güllü’yü öyle bir “yasaklı” kelimesiyle silip atamazsınız. O son 30 senesini bu ülkede, kadınlar öldürülmesin, zulüm görmesin, cinsel istismara ve tecavüze uğramasın diye geçiren bir kadın. Hem TKDF ile hem de Acil Yardım Hattı ile yüzlerce, hatta binlerce kadına destek oldu.
Ben şahidim.
Türkiye’nin dört bir yanında tecavüz ve ensest mağdurları onun başında olduğu Acil Yardım Hattı’na başvurur.
O ve ekibi ve Türkiye’nin her tarafındaki cesur kadın avukatlar, o zulüm gören kadınlara her türlü desteği verir. Bir kısmından ben de haberdar olurum, elimden geldiği kadar davaları yazar, sizinle paylaşırım.
Sürekli sahadadır Canan Güllü, zor durumdaki kadınların yanındır, öyle oturduğu yerden ahkâm kesen biri değildir, tüm Anadolu’yu dolaşır, kadınları dinler, çözüm üretir, gerçekten alkışlanacak bir sivil toplumcudur, hayatını bu işe vakfetmiştir.
Birçok kadının da hayatını kurtarmıştır, şu anda yaşıyor olmalarının sebebidir, onların ‘Canan Abla’sıdır!
Bu ülkede yaşayan bir kadın olarak, bir kız çocuğu annesi olarak, mağdur kadınların sesi Canan Güllü’nün, Meclis kapısında mahsur kalmasına, müftülüklere nikâh kıyma yetkisi veren tasarıyla ilgili siyasi parti yöneticileriyle konuşamamasına İTİRAZ EDİYORUM.
“Yasaklı” ilan edilmesinin sebebi de CHP’nin Büyükada’daki gözaltılarla ilgili Meclis’teki açıklamasına, tek kelime etmeden katılmış olmasıymış!
Yani görüş açıklamamış, fikir belirtmemiş, sadece orada bulunuyormuş!
“Ne günlere kaldık?” sorusu var ya...
İşte cevabı, bu günlere kaldık...
Meclis’te kadınlara ilgili önemli bir yasa görüşülüyor ve kadınlar için adalet arayan, hayatını buna vakfeden biri içeri dahi alınmıyor.
Oysa, Canan Güllü bu ülkede yaşayan bütün kadınlar için adalet, demokrasi ve eşitlik istiyor...
Sadece Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu değil, Kadın Cinayetlerini Durduralım Platformu ve Halkevleri gibi derneklerin yöneticilerine de böyle bir uygulama söz konusu.
Çok vahim!
Kabul edilemez...
Kadınları susturmak anlamına geliyor bu.
Kadını susturmak da bu toplumu susturmak demek...
Susturamayacaksınız!!!
HAMİŞ: Eğer “Türkiye laik bir ülkedir” ibaresi Anayasa’dan kaldırılmamışsa, bütün kadınların, müftülere “belediye nikâhı kıyma” yetkisinin verilmesine itiraz etmesi son derece doğaldır. Medeni hayat ile ilgili işlemlere dini yetkililerin karıştırılması Anayasa’nın laiklik ilkesine karşıdır!