Ayşe Arman'dan Cem Küçük'e zehir zemberek cevap: Hey sen küçük adam!
Star gazetesi yazarı Cem Küçük'ün geçtiğimiz günlerde yaklaşık 4 yıl önce balkondan düşerek ölen eski manken Aslı Baş'ın ölümün örtbas etmekle suçladığı Hürriyet yazarı Ayşe Arman'dan bugün sert cevap geldi.
Bodrum'da 4 yıl önce ünlü iş adamı Ahmet Bayer’in evinin
balkonundan düşerek ölen manken Aslı Baş davasıyla ilgili ortalık
yeniden karıştı. Geçen yıl davayla ilgili işadamının büyük oğlu da
serbest bırakılmıştı. Ancak bu kez gündem Star yazarı Cem
Küçük ve Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman...
'Yargılanacak' dedi!
Cem Küçük, geçtiğimiz günlerde köşesine taşıdığı iddiada Ayşe
Arman'ın yargılanacağını ileri sürmüştü. "Aslı Baş cinayetini
işleyen Ahmet Bayer ve oğulları ile bu cinayetin bilerek üstünü
örten ve bunun karşılığında menfaat temin eden Ayşe Arman gerçeği
çırılçıplak ortada duruyor" diyen Küçük'e hedefindeki isim Ayşe
Arman'dan cevap çok sert geldi.
İşte Hürriyet yazarı Ayşe Arman'ın Cem Küçük'e bugün
Hürriyet'teki köşesinden verdiği cevabı:
Hey sen küçük adam!
KÜÇÜK bir adam, önüne gelene sallıyor, saydırıyor, aklınca “sinek
gibi eziyor”, hedef gösteriyor...
Siyasi ya da hukuki kimlikli tek bir Allah’ın kulu da “Dur!”
demediği için...
Zücaciye dükkânına dalmış boğa gibi, ona buna saldırmaya devam
ediyor.
Bir dönem Ahmet Hakan’a bulaştı.
Son bulaştığı insan benim.
Hiç orijinal değil, yaratıcı değil, üstelik çocukça...
İftira atmak da bir miktar zekâ istiyor.
Bunda yok.
Fi tarihinde, o dönemde aktüel olan bir ölüm vakası sonrasında
Bodrum’da Ahmet Bayer’le yaptığım röportajda güya suçu örtbas
etmişim.
Nasıl yapmışsam!
Bir defa şu konuda anlaşalım, yirmi beş yıldır röportaj
yapıyorum...
Binlerce insana teybimi kapıp gidiyorum.
Bayer de onlardan sadece biriydi.
Bir daha da görmedim.
O zaman gündemindeki acı bir hadiseyi anlattı, ben de yazdım. Bütün
yaptığım budur. Ben ne yargıcım ne savcı ne de polis
dedektifi. Elimdeki teybe anlatılanları çözüp gazete kâğıdına
aktarıyorum.
ÇİRKİN BİR İFTİRA
Yalan makinesine bağlayamıyorum insanları. Anlattıkları doğru
muydu, yalan mı bilemem. O röportajda, olay gecesi orada
olduğunu iddia eden başka insanlar da vardı, onlar da gördüklerini
anlattılar.
Dediğim gibi yargıç değilim, bu ülkenin mahkemeleri var, olayın ne
olduğu er ya da geç ortaya çıkar.
O dönem Bayer’in konuştuğu tek gazeteci de ben değilim. Bir sürü
gazetede kendisiyle yapılmış röportajlar çıktı.
Hürriyet daha çok okunuyorsa, bu da benim suçum değil
herhalde...
Tekrar ediyorum, ben “Haklı” demedim, “Anlattığı budur” dedim, açın
okuyun röportajı, internette duruyor.
Fakat bu küçük adam, yazısının bir yerinde haddini de maksadını da
aşmış. Benim o röportajı menfaat karşılığı yaptığımı yazmış.
Bu çirkin iftiranın hesabını adli makamlarda soracağım elbet ama
elinde herhangi bir kanıt olmadan bir gazeteciye, “Menfaat
karşılığı röportaj yaptın” cümlesini kurarsan boyundan büyük iftira
atmış olursun ki, en büyük şerefsizlik budur.
FETÖ NE ALAKA?
Aklınca beni yargılatmak amacıyla yazdığı yazıda, attığı iftirada
işi FETÖ’ye getirebilmek için bin bir takla atmak zorunda
kalmış.
İftira atarken bile biraz makul olmak gerekir.
Benim Fethullah Gülen’le, örgütüyle ne alakam olabilir?
Artık gerçekten yuh!
FETÖ’yle bir alakam olamayacağı için RTÜK’ten girmiş, Aydın
Doğan’dan çıkmış. Sırtımı Aydın Doğan’a yaslamışım. Elbette.
Aydın Doğan benim patronum. Bu gazetedeki herkes gibi çalışıyorum,
bir değer yaratıyorum,yine bu gazetedeki herkes gibi maaşımı da
Aydın Doğan’dan alıyorum.
Peki o küçük adam sırtını kime yaslıyor?
Herkes biliyor.
Zaten kendisi de sık sık yazıyor.
Gücün arkasına sığınmaksa...
Ben mi, o mu?
Ona buna sataşarak meşhur olmaya çalışan zavallı adama aynaya
bakmasını tavsiye ediyorum.