04 Ağu 2011 10:50
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:38
AYŞE ARMAN'A BOMBA GİBİ İTİRAFLARDA BULUNDU! AJDA, AŞK YAŞIYOR MU GERÇEKTEN?
Evli bir erkekle aşk yaşadığı iddia edilen Ajda Pekkan, Ayşe Arman'a üstü kapalı itiraflarda buludu.
İşte Ayşe Arman’ın o yazısı...
Ajda, aşk yaşıyor mu gerçekten?
VALLA verdim.
Ayakkabılarımı motorlu bir kuryeye verdim.
Şimdi Ajda’ya gidiyor.
Yolda.
En son yaptığımız röportajda, bayıldı onlara.
Öyle çok özel bir şey de değil, siyah topuklu bir ayakkabı, ama deli bir topuğu var.
Ayakkabının üzerine çıkıp aşağı baksan, başın döner, o kadar.
“Aynısından size de alırım” dedim.
Kurt Geiger’den almıştım.
Aksilik işte, o modelden artık üretmiyorlarmış.
Düşünün, koskoca Ajda bir şey istesin yapama...
Kahroldum.
O ayakkabıları şimdi ona yolluyorum, ne yaparsa yapsın.
*
Bu arada, dün aradı.
Kıkır kıkırdı.
O kadar keyfi yerindeydi ki, “Dün çıkan haberlere üzüldüm” bile diyemedim.
Dedi ki, “Âşık olunca ilk sana haber vermeye söz vermiştim.”
“Evet” dedim, “Yılın aşkı başlığını görünce sizin için sevindim” dedim, devam ettim, “Hatta inandım. Ama baktım karşı taraf yalanladı...”
“Aaaa hepimiz yalanlıyoruz” dedi ve yine güldü.
Nasıl tatlı, nasıl şeker, yaramaz bir kız çocuğu gibi.
“E peki nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?” dedim.
Ajda şahane!
Demesin mi, “Bütün iyi park yerleri kapılmış!”
Sonra dedim ki ben...
“Bir buluşalım, sohbet edelim...”
Dedi ki, “Şu türbülans geçsin sonra...”
“Hani sen albümü dinlemeye eve gelecektin, gelmedin” dedi.
“Her yerde çalıyor zaten, dinliyorum ama tabii eve de gelirim” dedim.
Ben güya, usta manevralarla, aşk mevzuuna dönmeye çalışıyorum, ağzından laf kapmaya uğraşıyorum.
O ise Demirel gibi laf cambazlığı yapıyor aslında, çok şey söylüyor ama evet ya da hayır demiyor.
Dedi ki, “Ayşecim, bu Ajda meselesi değil. Bütün bizim gibi kadınlar için geçerli. Bir çarpışma yaşıyorsun, müthiş bir şey, adı aşk. Ama karşındaki de inanamıyor. Çünkü seni Ajda olarak tanımış bugüne kadar, sonra senin özünü tanıyor. Tam bir şeylere ikna oluyor, tam kendini bırakacak gibi oluyor, birileri ona ‘Yaşadıkların gerçek olamaz. Oğlum kendine gel o Ajda Pekkan!’ diyor. Yaratığız ya, o da ne yapacağını şaşırıyor. Bir şizofreniye kapılıyor. Tam sana o röportajda anlattığım gibi. Fenomen Ajda’ya takılıyor. Oysa ben onun tanıdığı Ajda’yım. Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek...”
*
O kadar enerjikti ki dün...
“Ne dedi?” deseniz...
Ben anladım ama söylemem.
Ajda, aşk yaşıyor mu gerçekten?
VALLA verdim.
Ayakkabılarımı motorlu bir kuryeye verdim.
Şimdi Ajda’ya gidiyor.
Yolda.
En son yaptığımız röportajda, bayıldı onlara.
Öyle çok özel bir şey de değil, siyah topuklu bir ayakkabı, ama deli bir topuğu var.
Ayakkabının üzerine çıkıp aşağı baksan, başın döner, o kadar.
“Aynısından size de alırım” dedim.
Kurt Geiger’den almıştım.
Aksilik işte, o modelden artık üretmiyorlarmış.
Düşünün, koskoca Ajda bir şey istesin yapama...
Kahroldum.
O ayakkabıları şimdi ona yolluyorum, ne yaparsa yapsın.
*
Bu arada, dün aradı.
Kıkır kıkırdı.
O kadar keyfi yerindeydi ki, “Dün çıkan haberlere üzüldüm” bile diyemedim.
Dedi ki, “Âşık olunca ilk sana haber vermeye söz vermiştim.”
“Evet” dedim, “Yılın aşkı başlığını görünce sizin için sevindim” dedim, devam ettim, “Hatta inandım. Ama baktım karşı taraf yalanladı...”
“Aaaa hepimiz yalanlıyoruz” dedi ve yine güldü.
Nasıl tatlı, nasıl şeker, yaramaz bir kız çocuğu gibi.
“E peki nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?” dedim.
Ajda şahane!
Demesin mi, “Bütün iyi park yerleri kapılmış!”
Sonra dedim ki ben...
“Bir buluşalım, sohbet edelim...”
Dedi ki, “Şu türbülans geçsin sonra...”
“Hani sen albümü dinlemeye eve gelecektin, gelmedin” dedi.
“Her yerde çalıyor zaten, dinliyorum ama tabii eve de gelirim” dedim.
Ben güya, usta manevralarla, aşk mevzuuna dönmeye çalışıyorum, ağzından laf kapmaya uğraşıyorum.
O ise Demirel gibi laf cambazlığı yapıyor aslında, çok şey söylüyor ama evet ya da hayır demiyor.
Dedi ki, “Ayşecim, bu Ajda meselesi değil. Bütün bizim gibi kadınlar için geçerli. Bir çarpışma yaşıyorsun, müthiş bir şey, adı aşk. Ama karşındaki de inanamıyor. Çünkü seni Ajda olarak tanımış bugüne kadar, sonra senin özünü tanıyor. Tam bir şeylere ikna oluyor, tam kendini bırakacak gibi oluyor, birileri ona ‘Yaşadıkların gerçek olamaz. Oğlum kendine gel o Ajda Pekkan!’ diyor. Yaratığız ya, o da ne yapacağını şaşırıyor. Bir şizofreniye kapılıyor. Tam sana o röportajda anlattığım gibi. Fenomen Ajda’ya takılıyor. Oysa ben onun tanıdığı Ajda’yım. Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek...”
*
O kadar enerjikti ki dün...
“Ne dedi?” deseniz...
Ben anladım ama söylemem.