AYŞE ARMAN RÖPORTAJI İLE DALGA GEÇEN AHMET KEKEÇ'E HANGİ TEKLİFİ YAPTI?
Ayşe Arman, Gülşah Balbay röportajı nedeniyle kendisini eleştiren Star yazarı Ahmet Kekeç'e teklifte bulundu.İşte o teklif...
Ahmet Kekeç bu yazıyı neden yazdı?
AHMET Kekeç, pazartesi günü Gülşah Balbay röportajı üzerine bir
yazı yazmış.
Hoşuma gitti.
“Siyaset yazması istenenler işi ‘dedikodu’ya dökünce, siyasi analiz
ve röportaj yapma işi Ayşe Arman hemşiremize kaldı” diye kendince
dalgasını geçmiş...
Olsun.
Ben ne zaman siyaset uzmanıyım diye çıktım ki ortalığa?
Benim işim, soru sormak ya da gidip, gördüklerimi, becerebildiğim
ölçüde
aktarmak.
Elbette siyaset uzmanlığım yok, olmasın da zaten, olanları da
görüyoruz!
“Bir röportajda aranan her şey var... Hem okutuyor, hem merak
uyandırıyor, hem duygulandırıyor” demiş.
Ne mutlu bana!
Ama aynı zamanda biraz sakin olmamı tavsiye etmiş.
Valla, sakin olunacak bir taraf yok.
Pazartesi de gittim Silivri’ye, bu sefer Balyoz duruşmasını
izlemeye.
Tıklım tıklımdı.
Tabii yansımıyor basına pek, ama ziyaretçi kartlarını, millet
birbirine ödünç veriyor, tekrar dışarıda sırasının gelmesini
bekliyordu ki yeniden girebilsin diye.
Sırf meraktan izlemeye gelenler de vardı, mutlu oldum.
Aslında Gülşah Balbay gibi pek çok insan var yaşadıklarını anlatmak
isteyen.
Sizi sıkmayacak olsam -Ahmet Kekeç beğenmeyebilir ama- günlerce
yazarım.
Netice olarak insan hikâyeleri.
Ben tarafsız bir şekilde orada bulunuyorum, haklı Kekeç, siyaset
bilgim “ocu” ya da “bucu” olmaya zaten yetmiyor.
Tamamen bembeyaz bir kâğıt gibiyim.
Gördüğümü, izlenimlerimi, sorduklarımı, aldığım cevapları olduğu
gibi naklediyorum.
Başbakan bile televizyonda, askerlerin tutuksuz yargılanmasının
daha isabetli olacağını, o insanların bir yere kaçacak hallerinin
olmadığını söyledi.
Bir kısmı yurtdışından gelip kendileri teslim oldu.
Ülkenin başbakanı söylüyor bunu.
Yazısını şöyle bitirmiş:
“Bir tek şey söylemek istiyorum (Gülşah Balbay’ı teyiden): Beğensek
de beğenmesek de, bugün bir ‘Silivri edebiyatı’ var. Üstelik kitap
reyonlarında yekûn oluşturmaya başladı. Uzun tutukluluk
uygulamasında inat eden ve tutukluluğu ‘istisna’ görmeyen
(saymayan) yargının burada biraz düşünmesi gerekiyor.”
Eee bu da zaten benim söylediğimden farklı değil.
Farklı şekilde, aynı şeyi söylüyoruz.
Kekeç de, ben de bu davaların, neden bu kadar uzadığını, neden
oradaki bazı isimlerin tutuksuz yargılanmadığını anlamadığımızı
soruyoruz...
Di mi ama?
Gülşah Balbay da aynı şeyi söylüyor.
Kısacası Kekeç’in o yazıyı neden yazdığını anlamadım ama hoşuma
gitti.
Bir dostluğun başlangıcı olabilir.
Önümüzdeki günlerde bir duruşmaya Kekeç’le birlikte gitmeyi
öneriyorum.
Teklifimi kabul etmeyeceğini de bilerek...
Yine de deniyorum...
Gelin birlikte ikimiz bir köşede oturup izleyelim, siz de bana
fikirlerinizi söyleyin, ben onları da yazarım, sonra köy
domatesleri alıp evlere dağılırız...
Ayşe Arman/Hürriyet