AYŞE ARMAN: MİSYONER POZİSYONU DIŞINDA HER ŞEY YASAK!
Hürriyet yazarı Ayşe Arman, Başbakan Erdoğan'ın öğrenci evleriyle ilgili açıklamalarına işte bu tepkiyi verdi!
Gençlere format atmaya çalışıyorlar
Yine aynı şey.
Hep aynı şey.
“Bu iktidar, en çok neden korkuyor?” derseniz.
Cinsellikten!
Bitmez tükenmez bir “cinsellik korkuları” var.
Aşamadılar.
Geçemediler.
Aman Allah’ım, ya o korkunç “şey” gerçekleşirse?
Maazallah, ya kızlarla erkekler sevişirlerse.
*
Aynı evde olmasınlar.
Aynı yurtta olmasınlar.
Bir araya gelmesinler.
Uygun düşmez.
Edebimize aykırı.
Ahlakımıza aykırı.
Mezhebi genişler sevişir.
*
Ahlaklı olanlar, aynı bankta bile yan yana oturmaz.
Kızlar ve erkekler öpüşmez, birbirine dokunmaz.
Sevişmek?
Asla!
Cıssss!
(İyi) kızlar, evlenene kadar sevişmez.
(İyi) bir anne, buna izin vermez.
Onaylamaz.
Onaylıyorsa onun kadınlığından, anneliğinden şüphe edilir.
Kötü kızlar da, kötü anneler de cehenneme!
Tu, kaka.
Şeytanca!
*
Çünkü “kadın” dediğin, ya “eş”tir ya “anne”.
Kadın, cinsellikten zevk alamaz.
Kadın, evlenmeden sevişemez, bekaretini kaybedemez.
Muhafazakâr anlayışa
ters bu.
O yüzden de, (iyi)
hiçbir anne, kızının bir erkek arkadaşıyla aynı evde olmasını
istemez.
Çünkü karşı cinsten iki genç bir aradaysa, mutlaka “ahlaksız” bir
şey olur.
O kadar bastırılmış duygular yaşıyorlardır ki, birbirlerinin
üzerine atlarlar!
Tabii olan, kıza olur.
Çünkü onların anlayışında, erkek kadına açtır, her şeyi
yapabilir!
Kötü emellerine alet edebilir.
Taciz eder, tecavüz eder.
Kız da, en değerli varlığını, kızlığını kaybeder.
Kaybedince de hayatına devam edemez.
“Zar” her şey demek!
Size de bütün bunlar fena gelmiyor mu?
“Geri” gelmiyor mu?
*
Üniversite öğrencisi bir kız, bir “birey”dir, yetişkin bir
kadındır. Kadınlığın da, zarla alakası yoktur.
Kimseyi de ilgilendirmez, kendi rızasıyla, dilediği
her şeyi yapar, kalp de onundur, beden de, istediği gibi
kullanır.
İster, erkek arkadaşıyla birlikte sadece televizyon izler.
İster, ders çalışır...
İster öpüşür, koklaşır...
İster, hem sevişir
hem ders çalışır...
Yetişkin bir insana ne yapacağını söylemek ayıptır, yanlıştır!
Onun özel alanına girmektir.
Kimsenin hakkı yoktur.
Eskiden bir geyik vardı, “Bize sonunda hangi pozisyonda
sevişeceğimizi de söyleyecekler!” diye.
Artık bundan şüpheleniyorum.
Her an böyle bir açıklama da gelebilir:
“Misyoner pozisyonu dışında her şey
yasak!”
Size ne kardeşim!
Bize karışmayın!
Yakamızdan düşün!
Gençleri de rahat bırakın!
İster öpüşür, ister sevişirler.
*
“Kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmasıyla ilgili eğer bir
yasal düzenleme gerekirse, yaparız” ne demek?
Bu nasıl bir ayar vermek.
Niye gereksin?
Anlamak gerçekten mümkün değil.
Mümkün olsa, “Gençler sevişmesinler!” diye yanlarına adam
dikecekler!
Denetimi yokmuş.
Muhafazakâr yapıya tersmiş.
Pardon ama nasıl denetlemeyi düşünüyorlar?
Gençlerin evlerine, ahlak polisi mi yollayacaklar?
Vatandaşları, muhbir mi yapacaklar?
“Şu evde birileri sevişiyor” diye, evleri mi basacaklar?
Hangi gerekçeyle?
Suç ne?
*
Ben de saf saf zannettim ki Başbakan Başdanışmanı Yalçın
Akdoğan’ın (Ev, otel, yurt, pansiyon statüsünde olmayan yerler var.
Öğrenci barındırıyorlar. Başbakan’ın sözleri o yerler için geçerli)
ve Bülent Arınç’ın (Özel kiralanan yerlerde kimlerin kaldığı ilgi
alanımız değil) açıklamaları “Başbakan, sürçü lisan etti, şöyle
değil, böyle demek istiyordu” manasına geliyordu.
Hâşâ!
Finlandiya’ya giderayak, Zaman Gazetesi’nin haberinin ne kadar
arkasında durduğunu vurguladı:
“Kişilerin müstakil özel evlerinde, bir kız, bir erkek, ikisinin
aynı evde kalması ne denli acaba uygun olabilir? Siz, kızınıza,
oğlunuza böyle bir şeyi hoşgörüyle karşılayabilir misiniz?
Kızınıza, çocuğunuza böyle bir şeyi eğer siz uygun buluyorsanız,
sizin için hayırlı olsun! Ama eğer bir yasal düzenleme yapılması
gerekiyorsa, biz konuyla ilgili yasal düzenlemeyi de yaparız. Şu
anda valiliklerin bu konuda İnisiyatifleri varsa, bu inisiyatifleri
de kullanması gerekir. Çünkü bunun bedeli yarın, çok farklı bir
şekilde bizim karşımıza gelebilir...”
*
Gerçekten çivisi çıktı her şeyin! Format atmaya çalışıyorlar
ülke gençliğine.
Küpe mekruh, dövme yasak, sevişirsen sorun.
Akıllara ziyan.
Twitter’dan bir yorum (muratti muratti’den) çok hoşuma gitti:
“Aslında erkeğin gölgesinin, kadının gölgesine değmesi de
sakıncalı! Aşırı tahrik oluyoruz! Yolları ayırın lütfen. Sağ
kaldırımı erkekler, sol kaldırımı kadınlar kullansın. Hatta
şehirleri de ayıralım. Misal Ankara’da erkekler yaşasın!”
Gülüyoruz ama.
Ağlanacak halimize!
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN