24 Nis 2011 18:27
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:16
AYRILIK VAKTİ GELDİ MELİH AŞIK'IN ANILARI TAZELENDİ!
Geçen yıllar için yürekten teşekkür ediyorum Aydın Bey'e ve Doğan ailesine... Yeni sayfayı umutla açıyoruz..
Anılar çıkar gelir
Ayrılık zamanı geldiğinde anılar çıkar gelir saklandıkları yerden.
1986 yılının Ocak ayı... Milliyet’in kapısından ilk kez giriyor, Doğan Heper’le birlikte doğrudan patronun odasına çıkıyoruz... Hoş geldiniz, diyor Aydın Bey... Dereden tepeden sohbet ediliyor, kollar sıvanıyor.
Turhan Selçuk pek gelip gitmiyormuş gazeteye. Bana onun camekânlı odasını verdiler. Her sabah kapının önünden Haldun Taner geçiyor. Gidip odasına oturuyor, akşam yine önümden çıkıp gidiyor. Camdan içeri bakıp bir selam versin diye bekliyorum. Ama dönüp bakmıyor. En çok temizlikçi kadınların odamı canla başla temizlemesi dikkatimi çekiyor. Bir gazetenin ciddiyeti temizlikçisinden başlar diye düşünüyorum...
İlk köşe 26 Ocak 1986 günü çıkıyor. O gün akşam Haldun Taner odanın önünden geçerken eğiliyor:
- İyi bir başlangıç yaptınız Melih Beyefendi, diyor..
Dünyalar benim oluyor... Milliyet’i seviyorum. O günlerde ağır mizah yapıyoruz... Sık sık Aydın Bey’in işadamı dostlarını da buluyor salvolarımız... Kimi zaman liderlerin bizi şikâyet ettiği kulağımıza geliyor. Aydın Bey bunları bize hissettirmiyor. Doğru bildiğinizi yazın, diyor. Güveniyoruz ona... Bir gün gazete içinde bir hoyratlığa sinirlenip kendisine telefon açtığımda:
- Sen bu gazetenin sahibisin, boşver böyle ufak tefek şeyleri, diyor.
Ne söylenebilir bu jestin üzerine... Acı tatlı yıllar aile havasında geçiyor. Tam 25 yıl... Hanzade Hanım önceki gün bir veda telefonu açınca hüzün basıyor.. Gerçekten mi ayrılıyoruz? Defterde kocaman bir sayfa gerçekten mi kapanıyor... 25 yıllık birliktelik gerçekten mi anı oluyor? Galiba öyle... Geçen yıllar için yürekten teşekkür ediyorum Aydın Bey’e ve Doğan ailesine... Yeni sayfayı umutla açıyoruz... Yeniden güzel günlere katkı için kolları sıvıyoruz...
Melih AŞIK / MİLLİYET
Ayrılık zamanı geldiğinde anılar çıkar gelir saklandıkları yerden.
1986 yılının Ocak ayı... Milliyet’in kapısından ilk kez giriyor, Doğan Heper’le birlikte doğrudan patronun odasına çıkıyoruz... Hoş geldiniz, diyor Aydın Bey... Dereden tepeden sohbet ediliyor, kollar sıvanıyor.
Turhan Selçuk pek gelip gitmiyormuş gazeteye. Bana onun camekânlı odasını verdiler. Her sabah kapının önünden Haldun Taner geçiyor. Gidip odasına oturuyor, akşam yine önümden çıkıp gidiyor. Camdan içeri bakıp bir selam versin diye bekliyorum. Ama dönüp bakmıyor. En çok temizlikçi kadınların odamı canla başla temizlemesi dikkatimi çekiyor. Bir gazetenin ciddiyeti temizlikçisinden başlar diye düşünüyorum...
İlk köşe 26 Ocak 1986 günü çıkıyor. O gün akşam Haldun Taner odanın önünden geçerken eğiliyor:
- İyi bir başlangıç yaptınız Melih Beyefendi, diyor..
Dünyalar benim oluyor... Milliyet’i seviyorum. O günlerde ağır mizah yapıyoruz... Sık sık Aydın Bey’in işadamı dostlarını da buluyor salvolarımız... Kimi zaman liderlerin bizi şikâyet ettiği kulağımıza geliyor. Aydın Bey bunları bize hissettirmiyor. Doğru bildiğinizi yazın, diyor. Güveniyoruz ona... Bir gün gazete içinde bir hoyratlığa sinirlenip kendisine telefon açtığımda:
- Sen bu gazetenin sahibisin, boşver böyle ufak tefek şeyleri, diyor.
Ne söylenebilir bu jestin üzerine... Acı tatlı yıllar aile havasında geçiyor. Tam 25 yıl... Hanzade Hanım önceki gün bir veda telefonu açınca hüzün basıyor.. Gerçekten mi ayrılıyoruz? Defterde kocaman bir sayfa gerçekten mi kapanıyor... 25 yıllık birliktelik gerçekten mi anı oluyor? Galiba öyle... Geçen yıllar için yürekten teşekkür ediyorum Aydın Bey’e ve Doğan ailesine... Yeni sayfayı umutla açıyoruz... Yeniden güzel günlere katkı için kolları sıvıyoruz...
Melih AŞIK / MİLLİYET