27 Oca 2016 13:25
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:19
AYM'den 'haberleşme hürriyeti ihlal edildi' kararı
Anayasa Mahkemesi, telefon görüşmelerinin basına sızdırılması konusunda dikkat çeken bir karar verdi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), Adalet eski Bakanı Mehmet Seyfi Oktay
bireysel başvurusunda, Anayasa'nın 22'nci maddesinde güvence altına
alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ve ihlal nedeniyle
başvurucuya 10 bin Türk Lirası manevi tazminat ödenmesine karar
verdi.
"BAŞVURUCUNUN HABERLEŞME HÜRRİYETİNİN MADDİ BOYUTU İHLAL EDİLDİ"
Oktay, "Ergenekon soruşturması" kapsamında kayıt altına alınan telefon görüşmelerinin basına sızdırıldığını, sorumlu kişiler hakkında yürütülen soruşturma kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini ileri sürerek AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.
AYM'nin gerekçeli kararına göre başvurucunun haberleşme hürriyetinin maddi boyutunun ihlal edildiği belirtilerek "Anayasa Mahkemesine göre, kişiler hakkında henüz kamu davası açılmadan önce soruşturma makamlarınca telefon dinleme tedbiri sonucu elde edilen kayıtların korunmasının hassasiyetle yerine getirilmesi şarttır ve hakkında telefon dinleme tedbiri uygulanan kişiler hakkında kamu davası açıldıktan sonra da yargılama sırasında söz konusu kayıtlardan hangilerinin kamuoyu tarafından öğrenilmesine izin verileceği konusunda yargılamayı yürüten mahkemenin titiz bir denetim yapması gerekmektedir.
Başvurucu hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma henüz tamamlanmadan belirtilen telefon kayıtları ifşa olduğundan iddianame hazırlanıp suçlamalar ve deliller ortaya konulmadan önce başvurucu hakkındaki iddialar kamuoyu tarafından öğrenilmiştir. Bu aşamada başvurucunun kendisini savunma imkanı olmadığından kamu makamlarınca başvurucuya ait soruşturma kapsamında tespit edilen telefon görüşme kayıtlarının gizliliğinin korunması konusunda gerekli tedbirlerin alınmayarak başvurucunun haberleşme hürriyetinin maddi boyutu ihlal edilmiştir" ifadeleri kullanıldı.
"ETKİLİ BİR SORUŞTURMA YAPILMADI"
AYM'nin gerekçeli kararında şöyle denildi: "Söz konusu kayıtların medyada yayımlanması suretiyle haberleşmenin gizliliğine müdahale edilmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın etkili olduğunun da kabul edilmesi mümkün görünmemektedir. Cumhuriyet Savcılığı tarafından iki yıllık soruşturma sürecinde ilgili kolluk görevlilerinin ve basın mensuplarının ifadelerinin alınmasından başka hiçbir işlem yapılmamıştır. Başka bir ifadeyle olayın tüm yönlerinin ortaya konulamadığı ve varsa sorumlu kişilerin belirlenebilmesine imkan tanıyan etkili bir soruşturma yapılmadığı, soruşturma sonunda ulaşılan sonucun da elde edilen delillerin kapsamlı ve nesnel bir analizine dayalı olmadığı, sonuç olarak sızmanın nasıl gerçekleştiği konusunda hiçbir somut sonucun belirtilmediği görülmektedir.
Bu kapsamda söz konusu olaya ilişkin bilirkişi incelemeleri de dâhil olmak üzere tüm kanıtları toplamak için alınabilecek makul tedbirleri alma yoluna gidilmemiştir. Söz konusu ifşanın, kolluk görevlileri tarafından yapılmadığı kanaatine ulaşan Cumhuriyet Savcılığı tarafından bu sonucun yeterli görüldüğü, başka kamu görevlileri tarafından söz konusu eylemin gerçekleştirilebileceği konusunda hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, belirtilen eksiklikler nedeniyle etkili bir soruşturma yürütülmeyerek haberleşme hürriyetinin usule ilişkin boyutunun da ihlal edildiği kanaatine ulaşmıştır"
AYM, "Ergenekon soruşturması" adıyla anılan soruşturma kapsamında kayıt altına alınan telefon görüşmeleri basına sızdırılan Mehmet Seyfi Oktay'ın haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar vererek Oktay'a 10 bin Türk Lirası manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
"BAŞVURUCUNUN HABERLEŞME HÜRRİYETİNİN MADDİ BOYUTU İHLAL EDİLDİ"
Oktay, "Ergenekon soruşturması" kapsamında kayıt altına alınan telefon görüşmelerinin basına sızdırıldığını, sorumlu kişiler hakkında yürütülen soruşturma kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini ileri sürerek AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.
AYM'nin gerekçeli kararına göre başvurucunun haberleşme hürriyetinin maddi boyutunun ihlal edildiği belirtilerek "Anayasa Mahkemesine göre, kişiler hakkında henüz kamu davası açılmadan önce soruşturma makamlarınca telefon dinleme tedbiri sonucu elde edilen kayıtların korunmasının hassasiyetle yerine getirilmesi şarttır ve hakkında telefon dinleme tedbiri uygulanan kişiler hakkında kamu davası açıldıktan sonra da yargılama sırasında söz konusu kayıtlardan hangilerinin kamuoyu tarafından öğrenilmesine izin verileceği konusunda yargılamayı yürüten mahkemenin titiz bir denetim yapması gerekmektedir.
Başvurucu hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma henüz tamamlanmadan belirtilen telefon kayıtları ifşa olduğundan iddianame hazırlanıp suçlamalar ve deliller ortaya konulmadan önce başvurucu hakkındaki iddialar kamuoyu tarafından öğrenilmiştir. Bu aşamada başvurucunun kendisini savunma imkanı olmadığından kamu makamlarınca başvurucuya ait soruşturma kapsamında tespit edilen telefon görüşme kayıtlarının gizliliğinin korunması konusunda gerekli tedbirlerin alınmayarak başvurucunun haberleşme hürriyetinin maddi boyutu ihlal edilmiştir" ifadeleri kullanıldı.
"ETKİLİ BİR SORUŞTURMA YAPILMADI"
AYM'nin gerekçeli kararında şöyle denildi: "Söz konusu kayıtların medyada yayımlanması suretiyle haberleşmenin gizliliğine müdahale edilmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın etkili olduğunun da kabul edilmesi mümkün görünmemektedir. Cumhuriyet Savcılığı tarafından iki yıllık soruşturma sürecinde ilgili kolluk görevlilerinin ve basın mensuplarının ifadelerinin alınmasından başka hiçbir işlem yapılmamıştır. Başka bir ifadeyle olayın tüm yönlerinin ortaya konulamadığı ve varsa sorumlu kişilerin belirlenebilmesine imkan tanıyan etkili bir soruşturma yapılmadığı, soruşturma sonunda ulaşılan sonucun da elde edilen delillerin kapsamlı ve nesnel bir analizine dayalı olmadığı, sonuç olarak sızmanın nasıl gerçekleştiği konusunda hiçbir somut sonucun belirtilmediği görülmektedir.
Bu kapsamda söz konusu olaya ilişkin bilirkişi incelemeleri de dâhil olmak üzere tüm kanıtları toplamak için alınabilecek makul tedbirleri alma yoluna gidilmemiştir. Söz konusu ifşanın, kolluk görevlileri tarafından yapılmadığı kanaatine ulaşan Cumhuriyet Savcılığı tarafından bu sonucun yeterli görüldüğü, başka kamu görevlileri tarafından söz konusu eylemin gerçekleştirilebileceği konusunda hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, belirtilen eksiklikler nedeniyle etkili bir soruşturma yürütülmeyerek haberleşme hürriyetinin usule ilişkin boyutunun da ihlal edildiği kanaatine ulaşmıştır"
AYM, "Ergenekon soruşturması" adıyla anılan soruşturma kapsamında kayıt altına alınan telefon görüşmeleri basına sızdırılan Mehmet Seyfi Oktay'ın haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar vererek Oktay'a 10 bin Türk Lirası manevi tazminat ödenmesine karar verdi.